11 Temmuz 2010 Pazar

Bedreddin Dalan Uzerine Planlar ve A. Mufit Gurtuna, Sabanci, Karamehmetler vs. Iliskileri





Sanık Mehmet Şener ERUYGUR'un Genel Başkanlığını yaptığı Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 102/7-8 Ankara adresindeki ADD Genel Merkezi Genel Başkan Odasında bulunan 13 Nolu Cd içerisinde yer alan ''17oca04_kivanc_degirmencil.wav'' ses kaydında konuşan şahıslardan birisinin Kıvanç DEĞİRMENCİ kod adını kullanan İsmail YILDIZ olduğu, yine konuşmaların içeriğinden diğer iki şahsın rütbeli askeri personel oldukları, bunlardan birisinin general rütbesinde Levent ERSÖZ , diğerinin ise albay rütbesinde Hasan Atilla UĞUR olduğu anlaşılmıştır

Görüşmenin başında Ali Müfit GÜRTUNA'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili olarak konuştukları, bu bağlamda Levent ERSÖZ'ün Ali Müfit GÜRTUNA'ya destek verilmediğinden bahsettiği, İsmail YILDIZ'ın da ''Ali Müfit ile uğraşıyoz hala... Başbakan çok yoğun bir baskı uyguluyor buna.'' diyerek Ali Müfit GÜRTUNA'ya başbakan ve bazı milletvekillerinin ''bir yere gitme bizde kal baskısı'' yaptıklarından bahsettiği, görüşmenin devamında Levent ERSÖZ'ün de ''Ağar ne yapıyor?'' diye sorduğu, İsmail YILDIZ'ın ''Ağar' da bu operasyonu bekliyor, GÜRTUNA operasyonu nu'' dediği, ve ''bu olur yada olmaz Alternatiflerini hazırlıyalım bir yandan bir yandan alternatiflerini hazırlıyoruz.'' diyerek tespit ettiği isimleri saydığı, Levent ersöz'ün seçimlerle ilgili ''ittifak olayı falan düşünmüyonuz mu hiç?'' diye sorduğu, ismail yıldız'ın da ittifak düşünmediklerini, ittifakın görünmez ittifak şeklinde olmasını söylediği ve devamında mehmet ağar ile ilgili olarak; ''propaganda stratejisinde çekingen davranmazsa sayın ağar biz bu seçimde bize istediğimizi yapma fırsatı verirse yüzde 25'i yakalayabiliriz biz.... biz en zayıf noktasını ekonomi oluşturuyor diye düşünüyoruz, dolar bir anda örnek veriyorum 100.000 lira arttı, akp nin yerel seçimde alacağı oy bitti paşam. Yani ciddi anlamda zarar görüyor bundan,'' ''kullanılabilecek ciddi propaganda enstrümanları var.... medyanın buradaki şeyi önemli, ben onun için sayın Ağar Dalan' ı getirdiydim buraya, Dalan ...manipüle etmemizi yol açıp enforme etmemize sebeb olacak kanalları açar paşam, onun öyle bir özelliği var. Doğan' a yakın, Karamehmet' e yakın, Dinç bilgin' e yakın, bunları Ağar'a Dalan'ın ofisinde enforme edildi onlara paşam.'' dediği, ve görüşmenin devamında ismail yıldız'ın ''sayın Dalan diyorum şunu söyle şunu söyle bak bu arada sende bizim liderimizsin bir süre sonra, çünkü sonra bu alan boşalacak ağar cumhurbaşkanlığına kayar yada sen kayarsın onu şimdiden belirlemek zor, ama sende hiç değilse senaryodaki verini al dedik.'' şeklinde görüşmenin tespit edilmiştir.

yapıldığı Sanık İsmail Yıldız'dan ele geçirilen Samsung s0dwjljl918228 seri numaralı harddisk içerisinde ''siyaset yorgunlugu.doc'' isimli word belgesi içerisinde ''''siyaset yorgunluğu'' ya da ''insan unsuru''nun takviyesi'' başlıklı yazı olduğu görülmüş, ''tek çıkar yol, türk silahlı kuvvetleri'nin siyasete doğrudan müdahalesidir!'' başlığı altında; ''Üniter devlet ve millet modeli''ne, Atatürkçü Düşünce Sistemi'ne, ''laik demokratik hukuk devleti kimliği''ne, bölünmez bütünlüğe, istiklal ve istikbalimize karşı içeriden ve dışarıdan yapılan bu sistemli saldırı ve savaşa, ancak ''TSK'nın kapsamlı müdahalesi'' ile karşı konulabilir ve sonuç alınabilir. Yani toplumun tüm katmanları ile içimizdeki ve dışımızdaki tüm düşmanlarımız; ''otorite''yi, ''kararlılığı'', ''gücü'' ve ''duruşu'' bizzat hissetmelidir. Ancak böyle bir kararlılıkla oluşacak Meclis ve Hükümet istenilen sonucu alabilir. Göreve hazır olan var mı? 2002 Seçimleri'nin arka planı ve Edelman'ın YSK ziyareti ile ilgili birlikte yapılan değerlendirme sonrasında AKP Hükümeti bir ''milli güvenlik sorunu'' olarak algılanmış; ancak ''ABD, İngiltere, İsrail ve uluslararası örgütlerin ördüğü ağ'' sebebi ile açıkça harekete geçilememiştir. Bu süreçte bir çok isimle mülakat yapılmış ve talep üzerine bunların ikisi ile mutfak arasında bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerden sonra Ali Müfit Gürtuna ismi elenmiş ve ''Bedrettin Dalan ile temasın devam ettirilmesi''ne karar verilmiştir. Sayın Dalan'la bu süre zarfında sürekli temas halinde olunmuş; bu ''olası pozisyon''a hazırlanması istenmiştir. ''Gerçekleşme ihtimali çok yüksek ama kesin olmayan bu süreçle ilgili olarak Sayın Dalan'ın yaptığı tüm hazırlıklar'' yakından gözlemlenmiş ve rapor edilmiştir. Hiçbir partinin hazır olmadığı ''büyük kaos''a Sayın Dalan'ın üç yıl boyunca nasıl hazırlandığına ilişkin yeterli doküman vardır.

Bu dokümanlar üzerinden satırbaşları ile
''Sayın Dalan'ın yaptığı hazırlıklar, yaptığı katkılar ve gerçekleştirdiği temaslar'' hakkında bilgiler verilebilir. Sayın Dalan'ın ''İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'' gibi siyasal bir kimliği vardır. Özal'ın bir iç darbe ile koltuğunu ele geçirmesinden korktuğu Dalan, ANAP deneyiminin ardından bir parti kurarak reel siyaset gerçeği ile yüzleşmiş, DYP'de Demirel'le politika yapmış, İSTEK Vakfı ve Okulları ile Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak da farklı alanlarda bir profil oluşturmuştur. Türkiye, İstanbul, özellikle Bizans (İmparatorluk bakiyesi, tarihin birikimi İstanbul kastediliyor. Ve etnik, dini, sosyal, ekonomik tezgahlar.) ile dünyayla ilgili farklı bir bakış açısını ve yaklaşımı elde etmiş ve bu birikimle Türkiye'yi yönetecek bir derinlik kazanmıştır.

Aslen Bayburtlu, Aydın doğumludur. ''İstanbul'da tahsil, ticaret ve siyaset yapma'', ''ANAP'ın dört eğilimini gözleme'' gibi insanı sıra dışı yapacak bir çok sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal, dini ve etnik faktörü Türkiye potasında sentezleyerek, ''milleti kucaklayacak bir yönetici kimliği''ni oluşturmuştur. Bütün bunların yanında Sayın Dalan Neo-Conlar'ın Türkiye'ye yönelik gerçekleştirdikleri yoğun operasyon esnasında ABD'deki odaklara Türkiye'nin görüşlerini hem bizatihi kendisinin, hem de bizim aktarmamıza yardımcı olmuştur. Bu kapsamda ABD'lilerle temas kurmamızda elindeki imkanları bize de tahsis etmiştir. Bir çok yabancı diplomatın gelmesini sağlamış; ''AKP, Türkiye, Ortadoğu ve Türk Coğrafyası gerçeğinin nasıl algılanması gerektiğf'ni hem kendisi, hem de bizim anlatmamıza katkıda bulunmuştur. Bu bağlamda Yeditepe Üniversitesi, talimatı ile bize hep açılım sağlamış ve katkıda bulunmuştur. ''Ekonomik istihbaratla ilgili etkinlik çerçevesinde yaptığımız operasyon''a sponsor olduğu gibi, diğer faaliyetlerimizde de katkısını esirgememiştir. ''ABD'li Neo-Conlar'ın Türkiye'de ılımlı İslami diktatörlük kurma projesi'' Sayın Dalan'ın hazırlığı, sponsorluğu, ilişki ağı ve enformasyon transferi ile sonlandırılabilmiştir. Sayın Dalan bazen ''gölge bir başbakan'', bazen ''gölge bir dışişleri bakanı'', bazen de ''gölge bir ekonomiden sorumlu devlet bakanı'' gibi davranarak ''Türkiye'nin AKP ile oluşan zaafları''nı telafi etmiştir. ''Türkiye'nin yönetim modeli, makro ve mikro sorunları'' çerçevesinde yaptığımız bir çok görüşmede ''Sayın Dalan'ın hazırlığının ebatlarını ve detaylarını'' bizzat görme ve analiz etme imkanı buldum. Başta ''makro ekonomik sorunlar'' olmak üzere, ''bölücülük'', ''irtica'', ''eğitim'', ''sağlık'', ''sosyal güvenlik'', ''işsizlik'', ''üretim ve ihracatın artırılması'', ''alt yapı sorunları'', ''turizm'', ''dış ticaret'' gibi ajandamızda çözümü aranan sorunları oluşturan tüm konulardaki çalışması izlenmiş, analiz edilmiş ve Sayın Dalan'ın isminde konsensüs sağlanmıştır. ''Sayın Dalan'ın İstanbul sermayesi'', ''İsrail, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya ile ilişkilerinin derinliği'' incelendiğinde de ''dış politikada karşılaştığımız bir çok soruna açılım getirebileceği ve Türkiye'nin yeni kozlar elde etmesinde etkin rol üstlenebileceği'' değerlendirilmiştir. Bununla birlikte Sayın Dalan Yeditepe Üniversitesi'nin imkanlarını ve altyapısını görüşmeden sonra sürekli böyle bir göreve hazırlık için yeniden değerlendirmiş ve bir nevi ''nitelikli bir hazırlık dönemi'' geçirmiştir. Bugün Sayın Dalan hem bir Bakanlar Kurulu, hem bir Danışma Meclisi türü oluşum için işbirliği içinde gerçekleştirilebilecek şekilde göreve hazırdır. Ayrıca Sayın Dalan'ın bu görüşme döneminde ''bu görevi kendisinin dışında daha iyi yapabilecek birisinin bulunması durumunda feragat edebileceğini ve her türlü desteği vereceğini'' defaatle ve samimi bir biçimde ifade etmesi değerlendirilmiş; ama diğer alternatiflerin ''tecrübe'', ''kalite'', ''derinlik'', ''ilişkiler ağı'', ''yönetsel kabiliyetler'', ''siyasal pratik'', ''dış dünya ile temaslar'', ''i^'o^y^sı'^lç ilişkiler'', ''etnik soruna yaklaşım'',''ekalliyetlerle ilgili düşünceleri ve ilişkileri'', ''Atatürkçülük'', ''Atatürkçü düşünce istemine yakınlık ve katkı'', ''laiklik ile ilgili açılım ve düşünceler'' gibi bir çok parametre üzerinden yapılan analizler sonucu ''Sayın Dalan üzerindeki konsensüs'' her rotasyon döneminde devam etmiştir. Sayın Dalan'ın konferanslarından derlenen kimlik, Kürtçe, Kürtçülük, Türk, Atatürk, Atatürkçülük ile ilgili görüşleri de bir ''devlet adamı'' kimliğinin tüm boyutları ile temayüz ettiğini göstermektedir.'' şeklinde değerlendirmelerin yer aldığı görülmüştür.



Sanık Hasan Atilla UĞUR'dan ele geçirilen 5 nolu CD, Sanık Mehmet Şener ERUYGUR'un genel başkanlığını yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezinde ele geçirilen 13 nolu CD içerisinde yer alan ses kaydı ve çözüm tutanağı içeriğinde; Tutuklu sanıklar Levent ERSÖZ, Hasan Atilla UĞUR ve Kıvanç DEĞİRMENCİ kod adlı tutuklu sanık İsmail YILDIZ ile Bedrettin DALAN arasında yapılan görüşme çözümünde özetle;

Öncelikle bir süre Jandarma hakkında konuştuktan sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin genel yapısı ve ülke gündemindeki meselelere yaklaşımı ile ilgili konuştukları, bu çerçevede Bedrettin DALAN'ın ''en büyük sorumluluktan kaçan kurumlardan birisi maalesef sizin kurumunuz'' ''ben geldiğim zaman buraya, kimlerle yaptığım konuşmaları anlatırım, Kıvrık Paşadan başlayarak'' dediği, devamında Doğan GÜREŞ 'ten bugüne kadarki tüm genelkurmay başkanlarının arkadaşı olduğunu ve hepsine ülkedeki tehlikeyi anlatmaya çalıştığını, bir an evvel tedbir alınması gerektiğini söylediğini, Türkiye'nin İslamcı federal bir kürt yapıya doğru gittiğini anlatmaya çalıştığını, fakat hiçbirisine anlatamadığını, zamanında Doğan GÜREŞ'e durumu defalarca anlatmaya çalıştığını, fakat Doğan GÜREŞ 'in konuyu basite indirgediğini ve ''topuğu vurdum mu bitiririm onların işini'' dediğini, fakat bunun böyle olmayacağını, her geçen gün çok geç kalındığı, bu nedenle bir an evvel bir şeyler yapılması gerektiğini söylediği,

Görüşmenin devamında kendisinin bir zaman İran Genelkurmay Başkanı ile oturup konuştuğunu ve İran da herhangi bir şey yapamadıkları için adamı suçladığını, bunun üzerine İran Genelkurmay Başkanının ''farkında olduğumuz zaman askeri kışladan çıkaramadık. Kışla ile şehir arasındaki yollara çarşaflılar yattılar, dünyanın hiçbir askeride çiğneyip de kendi milletini inkar edemez. Bizden geçti de siz kendinize bakın.'' dediğini söylediği,

görüşmenin devamında on gün önce l.inci Ordu Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT'a anlatmaya çalıştığını, fakat ona da anlatamadığını söylediği, bunun üzerine Levent ERSÖZ'ün ''Yaşar Paşaya anlatamadınız. Bu iki cümle ile özetlediğinizi anlatamadınız.'' dediği, Bedrettin DALAN'ın da anlatamadığını söyledikten sonra ''bütün Silahlı Kuvvetlere anlatamadığım şey şu. En az siviller yaptı. Siviller böyle bir şey yapamaz. Türkiye Cumhuriyetinin sosyolojik yapısı sivil bir enstütashana müsait değil.'' dediği ve devamında bir süre Osmanlı ve Türklerden bahsettiği, devamında Türkiye'de anadolu insanının zenginleşmesine müsaade edilmediği için Anadolu da fikir hareketi ve buna bağlı olarak aydınlanma çağının gelişmediğini, Avrupa da ise bu durumun tam tersi olduğunu ve bu nedenle Avrupa'da burjuvanın kralın elinden gücünü aldığını, cumhuriyeti ve demokrasiyi kurduklarını, fakat demokrasi ve cumhuriyeti asla sahipsiz bırakmadıklarını, bugün Amerika ve Avrupa'daki demokrasinin arkasında yüzde bir milyon o burjuvanın kontrolü olduğunu, Amerika'da Kennedy burjuvanın kontrolünden çıktığı için öldürüldüğünü söylediği, Bedrettin DALAN'ın çevresindeki zenginlere tavsiyede bulunurken ''siz yeni yetme zenginlersiniz, ama ülkenizin burjuvası olması için hızlandırın kendinizi, okuyun hızlandırın. Yani Tuncay Ö....ın yüzüne söyledim. Bir şey demiyor ki.'' dediği ve Türkiye'de Osmanlıdan sonra padişahın kutsal gücünü Türk Silahlı Kuvvetlerinin aldığını, Türkiye'de anayasayı Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaptığını söylediği ve bu çerçevede ''bütün anayasaları kuran daima bir güç vardır. Partili demokrasilerde burjuvadır. Türk demokrasisinde silahlı kuvvetlerdir. Şimdi bu gücün sahibi olduğunun farkında değil Silahlı Kuvvetler'' dediği, Tamam, alternatifinizde var.Alternatifinizde Türkiye'de sivil enstitü olarak tarikatlar var ve bu tarikatlarında kökü var.Bunların da hiyerarşisi var,düzenleri var. Emir kumanda zincirleri ile çalışıyorlar.Uluslararası ilişkileri de var.Şimdi bu kutsal güce başka bir güç oluştu Türkiye'de hızlı bir şekilde. Destekle de oluşturuldu. Neden de oluşturuldu onu da biliyorum. Şimdi sizin elinizden bunu biz tutamayız. İsterseniz verin, isterseniz vermeyin bana ne. Dediği bir süre soma Levent ERSÖZ'ün ''başkanım ne yapalım, ihtilal mi yapalım'' diye sorduğu, Bedrettin DALAN'ın da ''ihtilal yapılsın demiyorum. Bir çözümü her zaman vardır.'' Levent ERSÖZÜN'ün Nedir söyleyin başkanım? B.DALAN'nın Ben söylemem.O çözümü kendiniz bulun. Levent ERSÖZÜN'ün başkanımın görüşünü almak önemli. B.DALAN'ın bu işlerimden dolayı dünyada değişik kişilerle tanıştım.Şuandaki Fransa Cumhurbaşkanı benim yardımcımdı.3 sene öncesi Almanya'nın eski .... eyalet başbakanı ...... çok yakın dostluğum vardır.İstanbul'a getirdim.Bir gün ben ona bir şey sordum;nasıl olurda siz Almanya denilen yapıyı nasıl yapılandırdınız?Dedi ki sizin ordunuz çok.Bunun eyalet başbakanı diyor.Çok önemli bir adam.Değeri de fazla olan bir adam.Çok iyi bir dostum.Bir benzer yönümüz var.Ben onun babasına çok benzermişim.Ne demek istiyorsun? Biz dedi ikinci dünya savaşında mağlup olduktan sonra Hitler'in ordusundan geriye kalan subayları,Hitler'in ordusunun tüm mallarını topladı........... ardından bizlerde bir şeyler kurdurduk ve arkadan da organizasyon desteği vererek Almanya'yı yeniden ayağa çıkarttık.Şimdi Almanya'nın ölü ordusu diri bir Almanya çıkardı.Bizim diri ordumuz ölü bir Türkiye'mi çıkaracak.Ben bunu söylüyorum.

Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, Türkiye'de Turgut ÖZAL'ın Türk Silahlı Kuvvetlerinin karşısına polisi dikme projesi başlattığını, bu proje kapsamında polise ağır silahlar verildiğini ve bu projenin halen devam ettiğini söylediği,

Daha sonra, 28 Şubat öncesi Çevik Bir paşayla oturup konuştuğunu, Çevik Paşanın dört saat not aldığını ve bunları bilgi notu şeklinde karargahındaki generallere dağıttığını söylediği, devamında TSK'nın bugünlerde yaptığı faaliyetleri takdirle karşıladığını, Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyanın üçüncü, dördüncü sıradaki silahlı kuvveti olduğunu, bu gücünün kıymetini bilmesini gerektiğini, şayet bu gücünün kıymetini bilirse Bedrettin DALAN'ın da ona katılacağını, Levent ERSÖZÜN'ün Başkanım ben sizi anlıyorum. Siz diyorsunuz ki, sap, hesap ve keser mevzuunu, dediği, Bedrettin DALAN'ın ''A... D... da ona katılır, Amerika'da Avrupa'da ona katılır, elinden aslanlar gibi öper. Niye öperler. Silahlı Kuvvetler istediği için değil, bu coğrafya başka bir coğrafya, Deli Dumrul'un coğrafyası'' Levent ERSÖZÜN'ün Silahlı kuvvetler bu güne kadar milletinin daima ......... kendisine vermeden bu günlere gelmiştir. Bundan soma da yapar hiç merak etmeyin. Bu konuda yeter ki güçler birleşsin, ama ben Bedrettin DALAN'dan çok daha farklı şeyler bekliyorum. Çok daha netlikler bekliyorum. Bedrettin DALAN' ın ''Sen şu sopayı göster, yarım saat sonra devletini satan herkesi tanırım. Muhakkak tavşan gibi korkarlar.'' dediği, Levent ERSÖZÜN'ün Başkanım biz Bedrettin DALAN' a şahit olmak istiyoruz. Bu ülkenin menfaatleri açısından baktığınızda Türküm diyen, etnik yapısını bıraktım diyen diğer kargalar nerede, neden, niçin piyasada değiller? Bedrettin DALAN'ın Onların böyle Türkiye sevdası yok. Bir defa kurulmuşlar, daha yerleşememişler. Bir sıkıyı görseler New York'ta, Paris'te yaşamayı göze almış adamlar. Kendim kaç defa ölçtüm, ........ gidiyorum, bir hafta geçtiği zaman kuşun kanadıyla Türkiye'ye kaçıyorum. Yemin ediyorum, kaçmaya çalışsam 10 gün sonra idama razı olur geri Türkiye'ye dönerim. Benim yapım bu. Bir şey daha anlatayım Libya'ya gitmiştik bir iş için, işler biraz ağır gitti, bir gün bir arkadaşım 21 günde bitti dedi.......ya geldim, dediler yarın sabah uçak kalkıyor. Dedim, bu gece kalkan uçak yok mu? Dediler,...... gece 04:00'te varır İstanbul'a, sabah 1 LOO'de var uçak, 04:00-11:00 arasında 6 saat fark var, sabaha kadar uyumadım 1000 dolar fark verdim, İstanbul'a geldim 6 saat için. Şimdi bu herifler ise bir ay evvel yurt dışındalar. Bu adamlara sizlerin taciz etme veyahut da nerede bu ülkenin menfaatlerini niye savunmuyorlar diye bir soruyu sormanız fayda etmiyor ona göre. ''Sen şu sopayı göster, yarım saat sonra devletini satan herkesi tanırım. Muhakkak tavşan gibi korkarlar.''Siz hedefe gittiğiniz zaman o hakikaten gelir arkadan ve senden fazla senci olur, ben bunu söylüyorum. Yaşar paşa bana bunu soruyor. Diyor ki nerdesin, yap kardeşim, kim ilgilenir, be adam bende yokum, tek basmasın görevin varsa yaparsın yapmazsan da kendin bilirsin bu kadar basit. Arkanıza bakmayın kim var diye, yok. Senin arkanda Allah var, iman var, güç var hedefin oradaysa gideceksin. Ben bunu söylemek istiyorum. Yani kim benden yana diye bakmayın.






Görüşmenin devamında, Mehmet A., ve Deniz B...'dan bahsettiği, bu çerçevede ''Mehmet AĞAR benim kardeşim, kendisine epeyce bir destek çıktım televizyonda'' ''Evvelki gün bir tebrik gördüm. Mehmet AĞAR'ın yılbaşı tebriği. Ön sayfada tamamen kendi resmi, arka sayfada 2004 yılının takvimi, bu Mehmet AĞAR'dan hiçbir şey olmaz,'' ''Öbür tarafta Baykal var, Baykal tamamen uçuk, zaten Moon tarikatının üyesidir,'' dediği ve Mehmet AĞAR'ın tamamen kontrolünde olduğunu, kendisinin haberi olmadan ciddi adımlar atmayacağını söylediği,

Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, demokrasiden bahsettikleri, Levent ERSÖZ'ün ''Asker demokrat olamaz mı başkanım.'' dediği, Bedrettin DALAN'ın da ''Olamaz, olmaması da lazım'' ''Olay şu, demokrasi denilen olayda dünyada öyle bir demokrasi falan yok'' ''Demokrasi bir game, oyun, gösteriş, şov. Yoksa gerçek demokrasi yok. Kennedy niye öldürüldü? Çünkü Kennedy Amerikan demokrasisinin patronu olan Amerikan burjuvasının işini bozmak, soğuk savaşı kaldırmaya kalktı, ihtar edildi, devam etti, alnına kurşunu yedi. Böyle bir demokrasi falan yok, bunlar normal halkın demokrasi var diye oyalandığı bir oyundur. Türkiye de bizim şanssızlığımız Osmanlının bir burjuvayı yetiştirip de Türkiye'yi o sivil burjuvaya teslim etmedi. Askerlerde demokrasiyi kutsal bir tabu zannediyor, kenarda kalınca işte bu şekilde ayakta duruyor, olay bu. Bugün keşke benim elimde bir güç olsaydı, demokrasi nasıl olurdu, gösterirdim.... Güç kullandır, zamanı geldiği zaman kullanılır. Kullanılmadığı zaman kafana çuval geçirilir'' dediği,

görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Bedrettin DALAN'ın ''Türkiye Cumhuriyeti devletinin en eski, en güçlü kurumunun içerisindesiniz, bunun hakkını verin'' dediği ve görüşmenin sonlarına doğru dönemin Genelkurmay Başkanına hakaret içerikli söylemlerde bulunduğu anlaşılmıştır.

Yine aynı konuyla alakalı olarak, Sanık Mehmet Şener ERUYGUR'un genel başkanlığını yaptığı ADD Genel Merkezi Genel Başkan Odasında bulunarak el konulan 13 Nolu Cd ve sanık Hasan Atilla UĞUR'dan el konulan 5 Nolu Cd içerisinde ses dosyasının çözümünde; Görüşmenin başında Cem UZAN, İsmail YILDIZ, Hayrullah Mahmut ÖZGÜR, Hasan Atilla UĞUR ve Levent ERSÖZ'ün konuştukları, .... İsmail YILDLJ'jn da Bülent GEDİKLİ'nin ofisine geldiğini, kendisine ''%45-50 oy alan AKP ye Türkiye'de iktidar vermezler'', ''biz %30 oy ile gideceğiz diyor.'' ''Heider'in durumuna düşebiliriz'' dediğini,
İsmail YILDIZ'ın da ''Paşam yapabilmesi için organize edilmesi gerekiyor, organize edilmesi için ben Bedrettin Dalan' ı kullanıyorum burada. Bedrettin DALAN' a diyorum ki, git şunu şunu söyle bunu bunu söyle, Koç'u bu hale getiren Bedrettin DALAN ile yaptığımız iş. ben diyorum paşamın talimatı var git söyle böyle böyle diye. İsminizi tam olarak bilmediği için, daha yeni öğrendi isminizi,.'' dediği,

Görüşmenin sonuna doğru Levent ERSÖZ'ün İsmail YILDIZ'a anlattığı konuları rapor olarak yazmasını istediği, İsmail YILDIZ'ın da ''Tamam paşam, ben İstanbul'da operasyonu yürütüyorum onu rapor olarak getireceğim, hepsini birleştireyim dedim. Bedrettin Beyin Amerika seyahati, onu bir alalım.'' Dediği, Levent ERSÖZ'ün ''Amerikalının onunla yaptığı görüşme'' dediği, İsmail YILDIZ'ın da ''Onlarla birlikte hepsini bir paket halinde getiriyorum ama iş dünyasını yavaş yavaş çekiyoruz. Sabancı ile bir görüşme yaptı Dalan, bugünkü açıklaması ona dayanıyor.'' Dediği, Levent ERSÖZ'ün de ''Sabancı ile bir işe varılmaz genel olarak....'' Dediği, İsmail YILDIZ'ın da ''Paşam şey yapıyoruz en azından iki tane muhalif sesin çıkması yada desteğini çekmesi...........yeterli'' dediği anlaşılmıştır.

Sanık Mehmet Şener ERUYGUR'un Genel Başkanlığını yaptığı Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 102/7-8 Ankara adresindeki ADD Genel Merkezi Genel Başkan Odasında bulunan 13 Nolu Cd içerisindeki Muhtelif/görüşmeler-1/Ses dosyaları/kıvanç değ ses kayt 17 ocak 04 isimli klasör içerisinde ''17oca04_kivanc_degirmencil.wav'' isimli görüşmenin çözümünde; Hasan Atilla UĞUR'un ''Gitti Dalan'' dediği, İsmail YILDIZ'ın da ''gitti orda şunu şunu şunu söyle diye gönderdik paşam şimdi, gelecek metni getircem ben size pazartesi günü İsrail' e gidecek, mossad' ın başkanıyla bir şeyiyle görüşecek paşam, yani bu Dalan bütün bunları benimle yapmıyor yani benimle yaptığını düşünmüyor paşam. Şimdi diyor ki bana böyle bir misyon verdiler.'' ''Şimdi paşam o şeyi daha bu DALAN, SESAR adına yapmıyor kendisi adına da yapmıyor ben DALAN' a dedim ki bak devlet böyle istiyor ve sizi anlattım ve o size hayran... şeyden sonra çıkıyorsun paşa beni diyo zorladı diyo dedim daha zorlanmamalı çok nazik davrandı sana dedim ya burası önemli diyor çünkü çok yere gitti geldi bana soruyor İsmail diyor devlette en önemli yer neresi ise oraya gidecem. Ben de dedim o zaman levent paşamın yanında git. Çünkü en önemli orası çünkü ben şeyi anlattım biraz şimdi Bu operasyonu sizler adınıza yaptığımı biliyor kafasında o var çünkü bunları dedim ben istemiyorum, bunu devlet istiyor devlet adına yap ama bunu bir gevezeliğini yapma sağda solda çünkü önemli bir şey olduğunu bil. İkincisi bunu bizahati de onlar adına yap yani ben burda dedim. Sadece iletişimi sağlayan insan konumundayım düşündüm milli bir vazifeyi alıp geldi kendisine göre medya operasyonu da aynı kapsamda yapıyor paşam diyor, devlet bana böyle bir misyon verdi ben bunu yerine getireyim şimdi aslında bunu da sizin adınıza yapıyor. Kendi bilinç altında o var. yani iyi götürüyor muyuz diyor iyi götürüyorsunuz diyorum ben tamam diyor yani .............. onlarda bu işi iyi götürdüğünüzü biliyorlar takdir ediyorlar falan bunu yapmamız gerekiyor paşam çünkü şey yok baktık ki meydan boş görünüyor kimse ilgilenmiyor...'' dediği ve ''şu Albay vardı ..... şu profesör vardı Cemil...... o da ayrı bir şeytan.........görüşürken ordaydı. Dalan son kısmına girmedi bi kısmına ..........Dedi ki çok ölümcül bir hata yaptım dedi, ayağa kalktı ben de oturuyorum bu koltukta parmağını oynatıyor, bakıyor, benim ferdi olarak yapmış olduğum ölümcül hatanın çok fazla bir önemi yok ben dedim bunu öderim ama Amerika' nın devlet olarak yapmış olduğu ölümcül hata o bir devletin hayatına mal olur, ferdin hayatı ile devletin hayatı dedim. Mukayese kabul etmez bi de dedim bu hatayı yaptıran sizin gibi beyinsiz diplomatlar dedim siz kendinizi çok akıllı zannediyorsunuz. Türk toplumunu çok iyi okuduğunuzu zannediyorsunuz falan gibi çok geri zekalıca şeyler söylemişsiniz dedi HSCB raporunu okudum dedi bak o kadar yalan söylüyon ki Con Bey dedim ben raporu okumadım, SESAR' ı tanımadım diyorsun şimdi bütün raporu okuduğunu söylüyorsun ve beni geri zekalılıkla itham ediyorsun burada geri zekalı olan sizlersiniz dedim neden bir operasyon yapıyorsunuz geri de dedim iz bırakıyorsunuz iz bırakmayın bir yerde biz de görmeyelim çünkü somut izler bırakınca somut şeyler doneler orta da kalıyor biz de alıp derleyip soruyoruz dedim ee bi de sizi itham etmedik, bak bunlar sadece soru sorduk. Sorular bir itham gibidir cevap verin ithamdan kurtulun dedim.'' Dediği, Levent ERSÖZ'ün ''Kim vardı senin coni ile yanında'' diye sorduğu, İsmail YILDIZ'ın da ''Cemil hocaydı ....... Şeyde Yeditepe Üniversitesinin şu Reşit.... de ofisi var orada görüşmüştük'' Levent ERSÖZ'ün Sheraton da mı görüştüklerini sorduğu, İsmail YILDIZ'ın da ''Hayır Sheraton da Sheraton da bir araya geldik ordan çıktık gittik paşam. Netice de CIA'nin o şeyi alma ihtimali var Sheraton' ı bi de kameraların altındasınız sürekli. Con bi hayli şeyden etkilendi hatta dedi. DALAN bize bile yurt dışından 6.000 tane öğrenci getirecekler şimdi dedi şeyden Rus İnterlantı Eski Sovyet İnterlantındı.'' ''biz getirecez paşam dedim ki ha dedi ki DALAN yani aslında dedi karşıda devletin en ciddi unsurlarından birisi var ben DALAN' IN ...... tanımıyorum biraz şey açsın diye onlar ha bire şey yaptı Bekraundunu biliyorum dedi MR YILDIZ' ın neyi bildiğini sordum ne biliyorsun dedim ha di söyle bakalım Bekraundun da neresi var bi söyle de bende öğreneyim neresi olduğunu. Ben dedi biliyorum Dalan' da ısrarla soruyor neresi var Bekraundun da diye cevap vermedi ben sana özel olarak söylerim dedi Dalan' a, DALAN bana döndü söyleyecekmi dedi''şeklinde görüşmenin yer aldığı tespit edilmiştir.

ADD Genel Merkezi Genel Başkan Odasında Bulunan 13 ve 6 Nolu CD, Hasan Atilla UGUR'dan ele geçirilen 5 nolu CD içerisinde yer alan; 16 Aralık 2003 tarihinde sanıklar Levent ERSÖZ ile Ahmet Tuncay ÖZKAN arasında yapılan görüşme çözümünde özetle;
Tuncay ÖZKAN ve Levent ERSÖZ'ün bir süre konuştuktan soma Ali Müfit GÜRTUNA ve bu kişiye ait olduğunu söylediği İstanbul TV isimli televizyon kanalı hakkında konuşmaya başladıkları, Tuncay ÖZKAN'ın ''Yeni bir televizyon, bunaltmış yolsuzlukla elde etmiştir, nasıl yolsuzlukla elde etmiştir, bir tarihte demiş şunu al bunu al falan, içine bir milyon dolarlık malzeme koymuş, belediye olarak iki tane müteahhittin üzerine yapmış. Şimdi bunu da içeride yönetemiyorlar, televizyon bir işe yaramıyor. Ben bu yerel seçimlerden önce, biraz da bu Mehmet Emin'e bulaşmamamın sebeplerinden bir tanesi de bu. Tabi operasyon yürüyor, operasyonu mutlu sonuçlandırmak gerekiyor ki ben adamla kavga ediyor pozisyonda olmayayım, çünkü döndüğüm zaman yapacaklarıma engel olmasın. İkincisi eğer dönemezsem benim bu bayrağı taşımam lazım. Onun için Ali Müfit GÜRTUNA'nın backgrounduyla, şimdi ben Bedrettin DALAN ile Ah Müfit GÜRTUNA' yi görüştürüyorum. Ali Müfit GÜRTUNA' nın seçimlerde bir talebi var. Diyor ki: merkez sağda ortak ana yol. Bu konuda MHP ile ANAP ile ve DYP ile ben görüşmeler yapıyorum. Onu ortak aday olarak gösterebilirim ya da karşısına aday,.çıkarttırmayabilirim. Buna CHP' yi de dahil etti.''

Dediği ve bu çerçevede Tuncay ÖZKAN'ın ''Ali Müfit'i sıkıştırmak gerekiyor. Yine ben sizden yardım isteyeceğim'' dediği, Levent ERSÖZ'ün de ''Herhangi bir partiye gitme durumu var mı?'' diye sorduğu, Tuncay ÖZKAN'ın da ''Yok şu anda ortak aday olmak için uğraşıyor. DYP'ye girebilir, DYP'den ortak aday olabilir. Şimdi ben kendisine diyorum ki, ben kendisiyle yüz yüze konuşmadım daha korkmasın diye. Çünkü bu Recep Tayyip nedeniyle bundan korkuyorlar da. DALANT KONUŞTURDUM, BEDRETTİN BEYİ KONUŞTURDUM, siz de Bedrettin beyle konuşup bilgi alabilirsiniz. Bedrettin DALAN' a dedim ki ''git bununla bir konuş, böyle bir şeye bizim ihtiyacımız var. Bu İhtiyaç Türkiye'nin ihtiyacıdır, burada bir ulusal duruşu oraya taşımalıyız'' dediği,. Daha sonra, medyanın öneminden ve medyadaki ulusal duruşu kontrol altına almaktan bahsettikleri, bu çerçevede Tuncay ÖZKAN'ın ''medya çok önemli, medya içerisinde benim ve benim arkadaşlarım bu düşüncede, ortak düşündüğümüze inandığımız bu düşüncelerin bu duyguların bulunmasında büyük fayda var, bunun için ben diyorum ki biz operasyonu mutlulukla sonuçlandıralım. Ne olmalı, Mehmet Emin'in kafası bu işe aymalı ve aydınlanmak ve geriye gitmemelerini değerlendiririz.'' ''ikincisi de yedek bir sistem olarak bu Ali Müfit GÜRTUNA'nın elindeki sistemi almalıyız ve olayı organize etmeliyiz. Ben, onunla ilgili olarak Ali Müfit beye yapılacak psikolojik bir baskının çok yararlı olacağına inanıyorum. Orada bu TV kanalı, bugüne kadar Türkiye'de ve dünyada hiç kimsenin yapamadığını yapabilir... Yerel seçim öncesinde Show TV de Mehmet Emin'in yaptıramadığı her şeyi yapma olanağı var. Bütün görüşlerini orada seslendirme olanağı alır ve yarın bir gün çok ileri bir hamle alır'' dediği, Levent ERSÖZ'ün de ''İKTİDARA VURULACAK DARBE İÇİN BU ÇOK ÖNEMLİ'' dediği, Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde; yeniden medyanın öneminden bahsettikleri ve Tuncay ÖZKAN'ın bu çerçevede ''TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDEBİLMEK İÇİN BİR TEK KOŞUL VAR, TÜRK MEDYASINI AYNI ZAMANDA KONTROL EDEBİLMEK..., Dünyanın neresinde psikolojik istihbarat yapmayan devlet var, bu ne demek, MGK'nın tutanağı gizli. Bunu sana veren, bu bilgiyi yaymak için sana veriyor'' dediği, (Tuncay ÖZKAN'ın Küçükçekmecedeki deposunda yapılan aramalarda çok sayıda MGK toplantı tutanakları ele geçirilmiştir.) Bilahare, Tuncay ÖZKAN'ın ''İstanbul TV konusunda mutlaka Ali Müfit GÜRTUNA'ya baskı yapıp, bunu devredip çıkması konusunu sağlamalıyız. Ama bununla birlikte mutlaka Akşam'da geri adım atmak zorunda. Çünkü onu bugüne taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bugün ayakta kalmasını Türk Silahlı Kuvvetlerine ve bana borçludur, yaptığı her şey çok büyük hata olur ve kendisine döner.'' dediği ve görüşmenin devamında Levent ERSÖZ'ün Mehmet Emin KARAMEHMET'in nerede olduğunu sorduğu, Tuncay ÖZKAN'ın da ''Ankara'da olması lazım, bugün veya yarın Turkcell toplantısı var. İstanbul'a dönebilir ama buralarda. Burada ben bir yöntem olarak ta şunu tavsiye ediyorum, çünkü ben çok fazla girmek istemiyorum, sonuçları açısından. Yoksa ben karşısına dikilir, kendisini çok da güzel azarlar ve terbiye ederim. Buradaki en önemli sorumuz şu. Nankörlük etmenin kendisine bedeli olacağını öğrenmesi lazım. Ciddi söylüyorum, buralara gelmesindeki en büyük etken TSK dır, benim buraya gelmemdeki en büyük etken TSK dır, bu Türkiye için bir görev olarak verilmiştir.'' dediği ve görüşmenin sonuna doğru Tuncay ÖZKAN'ın ''Yani ben istiyorum ki yıl başından önce bu iş gerçekleşsin ki dönüş olsun. Dönüş pek çok şeyi psikolojik olarak yerine getirir. O da bir silkelenir kendine gelir. Onun yanı sıra benim asıl önemsediğim İstanbul TV. Orada Dalan'la siz de temas edebilirsiniz. Çok açık bir insansınız. Çünkü benim Dalan'ı tercih etmemin sebebi, Dalan'la Gürtuna'nın arasında çok önemli kopmaz bir bağ var. Gürtuna'nın kendisine kardeşim o Tv'yi daha iyi çalıştıracak insanlar var. Biz orayı inanılmaz bir kale haline getirebiliriz. Türk medyasında yepyeni bir başlangıçtır.'' Şeklindeki görüşmelerin yer aldığı tespit edilmiştir.

(Islak Imza Iddianamesinin 33-40. sayfalarindan derlenmistir. OL@)


Yukaridaki "ana yemek"in yaninda yenmesi "Chef" tarafindan israrla tavsiye edilenlerin listesi:

Gunun vidyosu: Muckmuck

Gürtuna "Herkes giyim tarzında özgür olmalıdır. Dini kavram ve simgeler, siyasi ve ideolojik istismar konusu olmamalıdır"

Ali Müfit Gürtuna DP İstanbul İl Başkanı oluyor!


Başörtüsü 'BEZPARÇASI'


Levent Ersoz'un Sevgilisi

Konusturmayin beni layynnn!

Levent Ersöz'den şok iddialar

Hiç yorum yok: