6 Temmuz 2010 Salı

Tayyip Erdogan'in Basina Bela Olacak Konusmalar!




Asagida okuyacaklariniz 1.Engerek'on iddianamesinde yeralan, -o donem- Milli gazete muhabiri Saban Kalafat ile Genc Parti Gnl. Bsk. Yrd. Emin Sirin arasinda, 12 Eylul 2007 tarihinde yapilan bir telefon gorusmesi kaydıdır. Emin Sirin operasyonla gozaltina alinmis, ama savcilik sorgusundan sonra serbest birakilmis olmasina ragmen, yaptigi konusmanin iddianameye savci Zekeriya Oz tarafindan eklenmesinin "mantigi"ni anlamak uzun ince bir yol olsa gerek! Veya, "Ben bu davanin avukatiyim!" diyen adamcaizin, neyin avukati oldugunu bilmeden, "gaza gelerek" boyle bir laf soyledigini kabul etmek gerekir. Iddianamedeki bu konusmada gecenler gercek midir? Saban Kalafat'in, 2009 senesinde, Milli Gazete'den "kovulan"lardan oldugunu, bu kovulmada ise Albaraka'ya (yani Fetullah Gulen'e!) olan Milli Gazete borcunun "yeniden yapilandirilmasi"nin etkili olduguna dair rivayetler mevcut, soyleyenlerin yalancisiyiz!

Ama!

Su RTE'nin mahkemesi esnasindaki para odenmesi meselesinde, mezarlikta basilan Uzeyir Garih'in "bavulla para tasimasi"nin dedikodusunu aktarmak isteriz; hatta bu messleyi en iyi Prof. HASAN KONI bilir, CEVIK BIR bilir, RTE'ye ne tavsiye etmisler ciksinlar bir anlatsinlar veya Savci Oz, bu meseleyi iddianameye koyduguna gore, cagirsin bunlari onlara bir sorsun!

Ama surasi bir gercek ki, bu iddianamedeki bazi "girdiler" oyle bir "girdi" ki, tipki Altay Tokat isimli general eskisi ile yapilan "ozel orgut anlasmasi" gibi, RTE'nin SONRADAN canini cok yakacak "girdiler"... Bakalim o zaman yaninda kim olacak? O "Hayati" mi?! Hadi canim sende!

OYLESINELAF@

ISTE O KONUSMA:

Şaban Kalafat: Adam (Erdoğan) o kadar akıllı ki, bak Abdülkadir Aksu'yu tasfiye ediyor, tasfiye ederken Aksu'nun otuz yıllık arkadaşı olan Cemil Çiçek'i birinci başbakan yardımcılığı vererek sus payı veriyor ve Abdülkadir Aksu'yu satmasına vesile oluyor.

Emin Şirin: Cemil Çiçek'e sattırdılar Aksu'yu...

Şaban Kalafat: Satıldı ama Kalyon İnşaat dik durdu. Halbuki o Hasan Kalyoncu, ki parasını kendi cebinden verdi, Recep Tayyip Erdoğan minareler süngü şiirinden yargılanırken...

E.Ş: Biliyorum, biliyorum...

Ş.K: O zaman Hayati Yazıcı avukatıydı, üç hakimden iki hâkimi ve savcıyı satın aldı Kalyon'un verdiği parayla ama Abdülkadir Aksu'yu bakan yapmadı diye Kalyon inşaat bütün işlerden çekildi, mesela Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı işlerden metrobüs işini bıraktı falan...

E.Ş: Helal olsun...

Ş.K: Ya adam böyle de tavır koydu, niye çünkü Kalyon'un büyük ortağı Abdülkadir'di...

E.Ş: Abdülkadir ne yapacak şimdi?

Ş.K: Abdülkadir Abi şu anda hiçbir şey yapmayacak, bekle gör... Çalışırlarsa Melih'le (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek) beraber çalışabilir, çünkü Melih'in bir daha aday olma şansı yok

E.Ş: Onlar Melih'le ekip yapacaklar...

Ş.K: Evet Melih'le birlikte, çünkü Melih dikkatinizi çekiyorsa etrafını hep boşaltıyor, bürokratlarının hepsini tasfiye ediyor, kendisine yeni bir ekip oluşturmaya çalışıyor, çünkü başına geleceği biliyor.

E.Ş: Evet

Ş.K: Bütün eski ekibi Tayyip'e yakın, Abdullah'a yakın ne kadar ekip varsa onları boşaltıyor, şirket genel müdürlerini yok işte orda bilmem ne su işleri genel müdürü kimse onu ASKİ'yi, EGO'yu megoyu hepsini boşaltıyor...

E.Ş: Ama kongrede birşey yapamaz, Tayyip çok kuvvetli...

Ş.K: (...) Ben bu Tayyip denilen adamı da çok iyi tanırım yani. Mesela Erhan Göksel, Mesut Yılmaz'ın danışmanıydı ama 94 öncesi parayı bastırıyordu VERSO'ya, Erhan Göksel'e... Seçimlerde hep Refah Partisi'ni birinci gösteriyordu, veyahut ikinci üçüncü gösteriyordu ki potaya girsin diye...

E.Ş: Parayı veren de Ahmet Ergün...

Ş.K: Ahmet Ergün bond çantayla veriyordu, bende resimleri var.

E.Ş: Biliyorum canım, hepsini biliyorum

Ş.K: Tayyip Erdoğan da beni kovduydu, Albayrak'ın makamında vermişti. O zaman alt katta Refah Partisi vardı üst katta da Ahmet Albayrak... Topkapı'daki bina... Sen ne arıyon lan orada

E.Ş: Evet

Ş.K: O zaman Albayrakların şirket merkezi oraydı, Tayyip beni bi gördü, 'Sen ne arıyon lan burada' dedi. 'İn aşağı' dedi bana, çünkü ben Tayyip'le 86'dan beri çalışıyordum. Yani bağırsağının nasıl yattığını bilirim...

E.Ş: Evet...

Ş.K: Milli Gazete'den nasıl 300 bin lira maaşı ben kendim elden götürdüğümü bilirim, beyaz zarfın içinde

E.Ş: İyi güzel de şimdi maşallah çok zengin bi adam oldu..

Hiç yorum yok: