6 Temmuz 2010 Salı

Habl-e-MIT-oglu'nu Kim Oldurdu?




Asagida okuyacaklariniz, 1. Ergerek'on Davasinin 59. celsesinden alinmistir. Bunlari Fetulah Gulen'in adamlarinin yayinlarinda goremezsiniz; konu Necip Hablemitoglu'nun oldurulmesi... Bir "ititrafci"nin verdigi ifade ile suclanan Erkut Ersoy'un, tamamne dogal bir dille soylediklerini okuyacaksiniz. okudugunuzda siz de benim gibi, A. Serdar Sacan nasil bu Engerek'on mahkemelerinin temelini atan sorusturmayi yapip, aradan onca sene gectikten sonra "Engerek'oncu" diye iceri alindiysa, yani birileri sapkayi ters giydirdiyse, bu Habl-e-MIT-oglu'nun ote tarafa gonderilme ameliyesinde de birilerinin sapkayi ters giydirmeye calistigini anlayacaksinizdir! Kim bunlar? OKYANUS-OTESI!

OYLESINELAF@



Durmuş Anuçin adlı bir şahıs rahmetli Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili sayın zekeriya öz’e sayın savcı Zekeriya Öze verdiği ifadede cinayetin planlanması esnasında benim de yanlarımda olduğuna dair bir ifade vermiş.

ne rahmetli Necip Hablemitoğlu’nu ne de ifadeyi veren Durmuş Anuçin adlı şahsı tanımadığım halde adım bu olaya üzücü bir şekilde karıştırılmıştır. 231 no’lu klasörün 11-35.sayfalar arası arasında bu ifadeyi bulabilirsiniz.

Ben ilk defa adımın bu olaya karıştırıldığını 4 ağustos 2008 tarihli taraf gazetesinden öğrendim. bu şahsın iddiasına göre 13-14-15-16 ve 17 aralık 2002 tarihlerinde İbrahim Aydın Türkeri adlı şahsın yazıhanesinin alt katındaki yerde İbrahim Çiftçi’nin oğlu Fevzi Çiftçi, Sami Hoştan’ın bir adamı, Muzaffer Tekin ve İbrahim Türker ile rahmetli Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesini planlamışız. yine Durmuş Anuçin adlı şahsın iddiasına göre rahmetliyi öldürme görevini kendisine İbrahim Çiftçi vermiş.

Ben bu şahsın ifadesinden ilk olarak a13-1 no’lu odamın yanındaki odada kalan Bayram Aydın adlı şahıs tarafından öğrendim. Bayram, Durmuş Anuçin ile aynı sohbet grubuna çıkıyordu. bir gün sohbetten döndüğünde Durmuş Anuçin’in kendisine benim aleyhime ifade verdiğini söylediğini iletti. ben o zaman şahsı tanımadığım için ciddiye almadım. Ancak, 4 ağustos 2008 tarihinde taraf gazetesinde adımı bu olayla ilgili olarak görünce hemen aynı gün cezaevi savcısına dilekçe vererek Durmuş Anuçin’in bu yalan beyanlarıyla ilgili olarak görüşmek istediğimi söyledim. 05.08.2008 tarihli dilekçeme cezaevi infaz savcılığından gelen cevabi notta “adli tatil olduğundan işlem yapılamadı” şeklinde bir cevap verildiği için bu notu size arz edeceğim dosyayla beraber adli tatilden sonra sayın savcının çağırmasını bekledim fakat sayın savcı ile görüşemedim. Bu cezaevi savcısına gönderdiğim notu ayrıca dosyayla dediğim gibi arz edeceğim sayın yüce mahkemeye ben Durmuş Anuçin’i ne şahsen ne de gıyaben tanırım. adını ilk defa kandıra f tipi cezaevinde kalırken 3 kişilik koğuştan c3-55 nolu tek kişilik koğuşa nakledildiğimde öğrendim. Bu koğuş ortak bahçesi olan yan yana 3 tane tek odadan oluşmaktadır. yanımda ki oda boş tutuluyordu. buraya disiplin suçu işleyenler geçici olarak konuyordu. diğer oda da ise aydın isimli cinayetten tutuklu birisi kalıyordu. koğuşa nakledildiğimin ertesi günü Aydın ile bahçede volta atarken yan koğuştan Aydın’a seslendiler. Aydın da sesi iyi duymak için duvar kenarına giderek konuşmaya başladı. bu arada bilmeyenler için belirtmekte fayda var.f tipinde kalanlar bilirler. koğuşlar arasında 5-6 metrelik beton bloklar vardır. konuşmalarını ben de duydum. Aydın’a yanına kimin geldiğini sordu. o da benim ismimi söyledi. neden tutuklu olduğunu sorunca o da “Ergenekon” dedi. daha sonra bu şahıs beni de duvar kenarına çağırdı ve sohbet etmeye başladık. bana adının Durmuş Anuçin olduğunu 61 yaşında olduğunu ve çok milliyetçi olduğunu söyledi. Ergenekon davasından tutuklu bir çok kişiyi hatta Sami Hoştan’ı ve Kemal Kerinçsiz’i de tanıdığını söyledi. biz bu şekilde arada bir sohbet ettik. ben de milliyetçi olmasından ve samimi davranmasından dolayı kendisine samimi davranmakta bir sakınca görmedim. hatta arada bir pet şişeye sararak sigara ve gazete’de atıyordu. ben de günlük hürriyet gazetesi alıyordum. okuyunca onların koğuşuna atıyordum.

yanılmıyorsam şubat ayının başlarıydı. bir gün bana top attı. f tipinde kalanlar bilirler. f tiplerinde koğuşlar arasında mesajlaşma top haline getirilmiş pet şişe ile yapılır. mesaj gazete ile pet şişeye sıkıştırılır ve üzerine gidecek kişinin adı ve koğuşu yazılır ve bir yan koğuşa atılır. böylece elden ele gideceği yere ulaştırılır. bu mesajlaşmayı cezaevi de bilir ama ses çıkarmaz. Durmuş Anuçin’in bana gönderdiği notta sohbete kimlerle çıkacağımı yazmış. kendisi de benim sohbete çıktığım diğer Ergenekon sanıkları ile aynı sohbet grubuna çıkmak istediğini yazmış. bana da sohbet grubuma kimlerin çıktığını yazmamı istemiş. ben de kendisini bana milliyetçi bir insan olarak tanıttığı için sohbete çıktığım kişileri yazmakta bir sakınca görmedim ve bir not yazarak kendisine attım. akabinde talebim olmadığı halde beni c3-55 no’lu koğuştan alarak en son kaldığım a13-1 no’lu koğuşa naklettiler. yan odalarıma da uyuşturucudan tutuklu birisi ile Durmuş Anuçin ile aynı sohbet grubuna çıkan gasp’tan tutuklu Bayram Aydın adlı birisini verdiler.

ben ilk defa Durmuş Anuçin’in rahmetli Necip Hablemitoğlu cinayetine adımın karıştırılacağını Durmuş Anuçin’in tarafından rahmetli Necip Hablemitoğlu cinayetine adımın karıştırılacağını Bayram Aydın’dan öğrendim. ancak, böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermediğim için o zaman ciddiye almamıştım. Ancak bu şahıs benim kendisi ile kurmuş olduğum samimi muhabbeti ve kendisine gönderdiğim notu baz alarak beni daha önce de tanıdığını ispat edebilmek için sayın daha önce de tanıdığını ispat edebilmek için sayın savcı Zekeriya Öz’e bu şekilde tamamen hayal ürünü ve gerçek dışı yalan beyanlarda bulunarak beni de bu olayın içerisine katmak istemiştir. Halbuki ben Durmuş Anuçin’i ne tutuklanmadan önce ne de tutuklandıktan sonra hiç görmedim ve hiç tanışmadım. sadece c3-55 no’lu odada kalırken yan koğuşumda kaldığından dolayı duvar arkasında sohbet ettik. sadece sesini duydum. Dolayısı ile ne kendisini ne de ifadesinde adı geçen diğer şahısları tanıyorum.

iddia ettiği gibi o tarihlerde de İbrahim Aydın Türkeri adlı şahsın yazıhanesinin alt katındaki yerde bulunmadım. Kısacası, ne rahmetli Hablemitoğlu’nu tanırdım ne de diğer şahıslarla bir irtibatım vardır. attığım basit bir not yüzünden adımın böyle bir olayda geçmesi beni son derece üzmüştür.
---------

Not:
Erkut Ersoy icin: http://zihinkontrol.blogcu.com/mind-control-zihin-kontrolu/891942

Hiç yorum yok: