13 Aralık 2009 Pazar

Tunçay Güney'in İfadesinin Teyb Çözümü -I




Okuyacaklariniz, Tuncay Guney'in Organiza Sube'de teybe alinmis ifadesinin cozumleridir; iki kisimdan olusmaktadir ve ayri baslik altinda ikincisini de bulacaksiniz./ AVCI@


S1 : Birinci sorudan başlayın ……. nereye not tutacağız …….
S2 : Ajanda ya.
S1 : ... kağıt getirin ... Dosya kâğıdı daha iyi olur. Bir deyin. Soruyu yazın
oraya. Altına cevapla ilgili …….ondan fotokopi çekersin....
S1 : Ali ihsan...8-10 tane kağıt getir. Beyaz kâğıt, boş kağıt... tamam hadi.
S1 : düzeneği getir bakıyım, düzenek.
S2 : düzenek.
Eşya konulma sesleri.
S1 :…………sonra da ağır ağır………. hı biraz ………yarım saat falan…….
S1 : Tuncay sana soruyu soracağız, çok aralara girmeyeceğiz, bildiğin konular o konularla çünkü senin çalışmaların var o çalışmaların mahiyetini bize açacan anlatacan not alacağız, geçeceğiz tamam mı, tam olarak şey yapmayacağız yani, sorgulama şeklinde değil.
S2 : Mülakat şeklinde yani
S1 : Veli Küçük'ün itirafçıları kullanma adeti var ……….Değil de Veli
Küçük'ün yanında yer alan itirafçılar var Veli Küçüğün çevresinde onun haricinde itirafçılardan kimler var
S2 : İbrahim Babat falan filan
T.G : Benim birer bir konuşmuş olduğum benim birer bir konuştuğum, samimi olduğum, 3 gün 5 gün beraber olduğum, Ankaraya gittiğimde görüştüğüm, İstanbula geldiğinde görüştüğüm sadece Sami Demirkıran oldu, ciddi olarak
S1 : En son ne zaman görüştün
T.G : En son Veli Paşa'nın Bilecik'e, 1,5 yıl önce görüştüm.
S1 : Yani en çok yakın olanlardan biri diyebilir miyiz, onun için.
T.G : Sami Demirkıran' ın Veli paşaya mı?
S1 : Hı hı
T.G : Hayır, Jitemde görevler almış bir çocuktur, Sami Demirkıran
S1 : Bu son dönemde Veli Küçükle yakın olabilecek kişi var mı senin bildiğin
T.G : Hayır benim bir bilgim yok, ben son veli paşa Çanakkaleye geldiğinden itibaren, biz iş adamlarına yöneldik. Hayyam Gariboğlu, Korkmaz Yiğit gibi daha önce bahsettiğim bir yapılanmaya gittiğinden dolayı ekonomik kalkınmaya bakıyoruz. Buna yöneldik, yani benim bölümüm buydu. Mafya ve iş adamlarına ve argoda koparma yöntemine gittim, ama nazikçe bir koparma
S1 : Berna Yılmaz hakkında aydınlıkta yazılar çıktı.
T.G : Evet Berna Yılmazın çantalarında onla ilgili ... birçoğunun geri gelmesi gibi bunları Veli paşa Turgut Yılmazla arası çok açık olduğundan dolayı, biz bunları manipüle, Veli paşa bize bilgileri verdi ama yalan mıdır yanlış mıdır bu kısmını bilmiyoruz.
S1 : Onu olduğu gibi verdi dimi
T.G : Biz aydınlıkta direkt yayınlattık,
S1 : Yayınlattınız
T.G : Evet
S1 : Peki siz Türkiyede daha önce hiç ……………..
T.G : Başka gazetelerde de her halde ben, Berna Yılmaz'ın ……….. den sonra yayınlandı
S1 : Aydınlıktan sonra
T.G : Aydınlıktan sonra yayınlandı, tekzip olduğunu aydınlık dergisi daha iyi bilir, ben onu bilmiyorum, ama bana o haberden geçeli 3 hafta oldu her halde hatırlayacaksınız ve takip ediyorsunuz, 3 hafta, 4 hafta olacak, o haberden bu yana tekzip gelseydi, bana tekzip kağıdını yazan mahkeme belge kağıdını veriyorlar. Genelde yüzde doksan gelirlerdi gelmediler.
S1 : Olmuş olsa Veli Paşa……..
T.G : Evet....
S1 : Sebep ne olabilir.
S2 : Daha önce Turgut Yılmazla arası iyi miydi ki bozuldu?
T.G : Hayır hiçbir zaman Turgut Yılmazla arası iyi değildi.
S2 : Mesut Yılmazla
T.G : Mesut Yılmaz bunu bırakmış sorun burada, Mesut Yılmazla Turgut Yılmazla arası iyi olmadığından dolayı.
S2 : Anladım
T.G : Bir gün sadece bir savcının Engin Baltacıyı aradığını DGM Beşiktaş savcısı, Veli paşa ondan haber alıyor, savcıdan değil, bu ilişkilerinden Turgut Yılmazla Engin Baltacı'nın ilişkisinden dolayı rahatsızlık duyuyor.
S1 : Şimdi Mesut Yılmaza karşı niye sempatiyle bakmıyor,
T.G : Mesut Yılmaza karşı orasını bilmiyorum, ama şerefsiz, bunu herkesin yanında…
S1 : Evet ne
T.G : Kendi milletvekillerinin yanında da söylüyor, onu ayrıca ermeni ve Rum olduğunu da söylüyor, Veli paşa, ama sebebini bilmiyorum
S1 : En önemsiz sebebi ne olabilir yani
T.G : Jitem'i Turgut Yılmazın lav ettiğini, Mesut Yılmazın da, Özal'ın lav ettiğinde, onun yanında bir fiil yer aldığını söylüyor.
S1 : Sedat Pekerle Turgut Yılmazın arası
T.G : Son dönem iyi ama biliyorsunuz, 6-7 ,bir yıldır iyi
S1 : 1 yıldır iyi, oğluyla bir ilgisi olabilir mi yada kullanmayla ilgisi olabilir mi?
T.G : Veli paşa Sedat Pekeri kuruyordu Veli paşa çok iyi bir kurucudur. Ve bu Veli paşa Sedat Pekeri kuruyordu Turgut Yılmazı koparma, iş yapma, parasal ekonomik kalkınmaya bakıyorlardı. Yoksa Yılmaz ailesini, Veli Küçük şu kadar sevmez kati suretle bundan çok eminim. Herkesle anlaşır, Fethullah hoca dahil, herkesle oturur masaya, ama Mesut Yılmazla oturmazlar. Çünkü Susurlukta da Turgut Yılmaz, Mesut Yılmaz üstüne gitti, Veli paşanın, hatırlayın, Veli paşa da Mesut Yılmazı suçlu olarak görüyor.
S1 : Sedat Pekerle Turgut Yılmaz arasında ne gibi bir ilişki var?
T.G : Onu tam olarak bilmiyorum. Ama Veli paşa da, kendisi de Turgut Yılmazla Sedat Pekerin arası çok iyi dedi. Biz de bunu Aydınlıkta bizzat yanımızda söyledi bile bile bizde Aydınlıkta yazdık, son dönemde en büyük destek Aydınlıktan yayın organı olarakS1 : Ne diye yazdınız
T.G : Sedat Peker Turgut Yılmaz iş ortaklığı yaptılar diye haber yazmıştık, ama Adnan Akfırat'ın da bununla daha çok ilgilendi Uğur Yıldırım falan, tam olarak ne yazdıklarını hatırlamıyorum ama orda olduklarını çok iyi hatırlıyorum
S1 : Neden sol olarak sadece Aydınlık var, diğerleri yok
T.G : Gazete basın dünyasında dar bir çerçevedeyiz. Dinç Bilgin zor durumda Sabah gazetesinde kadrolarımız yok, Cumhuriyet gazetesine bir operasyon yapmayla marşa bastık bu işi de organize eden bendim, ben de buraya geldim, yani bu Cumhuriyeti bitirme noktasındaydık zaten, yani para mesele değildi, Gürbüz Çapan bize devredecekti, kendisi de ortağımız olacaktı.
S1 : Peki Veli paşaya bağlı yada Veli paşanın doğrultusunda tatbik edecek gazeteciler kimler?
T.G : Şimdi gazeteciler Veli paşayı bir ütopya gibi görüyorlar, biliyorsunuz, bu gazeteleri örgütte öyle görüyor. Yani onu idealist bir insan olarak görüyor. Çözme olasılıkları, gazetecilerini imkansız. Veli paşa, Behçet Cantürk, şeytan üçgeni falan fistan diyorlar ya yada Susurluk yada Jitem şu bu dedikleri Veli paşa her zaman idealleri için yapmış olarak görüyor, ülkü ocakları falan ona hayrandır.
S2 : Böyle basında Veli Küçüğün sözünden çıkmayan, istediği gibi yazılar yazdırabileceği isimler yok mu? Mutlaka vardır.
S1 : Yani Bekir Coşkun, Bekir
T.G : Enis onları söyledim tamam
S2 : Onları tekrar bir daha söyle
T.G : Bekir Coşkun var, Enis Berberoğlu var, Bekir Coşkun, Enis Berberoğlu Doğu Perinçek’in o etrafındaki tüm kadro, şey olarak, ondan sonra kim var, Türkiye gazetesinde Aslan Tekin var, kurultayda Aslan Bulut, Necdet Sevinç var
S1 : Aslan Bulut
T.G : Necdet Sevinç
S1 : Necdet Sevinç, kurultayda, başka
T.G : Ondan sonracıma Zaman gazetesinde Hüseyin Gülerce var, zaten bütün kadro hiç yazı yazmıyor, Aksiyon dergisi dahil, ama yönlendirmeyi Zaman gazetesinden Hüseyin Gülerce yapıyor. Başka şeyinden çıkmayacak Gülçin Telci vardı, onun sözünden çıkmazdı Bekir Coşkun kati suretle şey yapmazdı çıkmazdı. Patron olarak Dinç Bilgin var.
S2 : Ertuğrul Özkök
T.G : Ertuğrul Özkök var, ………. hiçbir zaman
S1 : ……………………………
T.G : Olduktan sonra çıkmaz, Bekir Coşkun gibi birkaç insan vardır, onlar da orda Veli Küçüğün kendi şeyleri vardır. Bir tek Veli Küçüğün kontrol edemediği bir yer var. Milliyet gazetesi, daha çok Radikaldeki Tuncay Özkan onlarda Milliyet gazetesindeki ve Radikal niye diyeceksiniz? Aydın Doğandan dolayı mı hayır generalleri Aydın Doğan tehdit etmişti. Ben o zaman Milliyette çalışıyor idim.
S2 : Sen Milliyette de çalıştın mı?
T.G : Evet iki sene çalıştım Oscar TV’deki künyemi belli bir yere koyamadılar Oscar TV’ye adımı koymuşlardı, ben illa da künye de künye diye tutturmuştum, adım da olsun benim de bir yer de, oraya koymuşlardı. Milliyette yeni binadaydık o zaman yeni binadaydık, orada bir probelm var, ………….dedikleri bu Amerikan elçisi, çünkü biliyorsunuz Veli Küçük Amerika ile zıtlar, Milli Ongan var, Ruşen Çakır var, Mehmet Yılmaz var, Tuncay Özkan var, bunlar Mithat Alto’ya yakınlar, şimdiki Şenkal Atasagun’a yakınlar
S1 : Onlarla arası iyi değil, ama Tuncay Özkan ayrıldıktan sonra, hemen ………….. insanlardansa
T.G : General Veli Küçük aleyhine de Tuncay Özkan çok yazılar yazdı
S1 : Hayır, bir şey diyorlar generaller
T.G : Yok biz Tuncay Özkan’la görüşmüyoruz. Tuncay Özkan’la bire bir görüşmedik. Adnan Akfırat ve Doğu Perinçek aracılığı ile manipüle etmeye
çalışıyoruz veya da Veli Küçüğe saldırı, biz Tuncay Özkan'ın saldırmasa, karından vaz geçtik, o gözle bakıyoruz, dengesiz bir çocuk
S1 : Tuncay Özkan özellikle kimin kontrolünde hareket ediyor.
T.G : Şimdi Miktat Alpay'ın kontrolünde. Miktat Altay onu getirdi. Uğur Mumcu öldürüldükten sonra biliyorsunuz. Uğur Mumcu zamanında biliyorsunuz, Tuncay Özkan Cumhuriyet gazetesinde Uğur Mumcunun yardımcısıydı. Popüler yapan odur zaten, Tuncay Özkan'ı. Ondan sonra, Uğur Mumcu konusunda Tuncay Özkan çok şey bilir. Yani ben general Veli Küçüğü ve örgütlenmesini nasıl biliyorsam, Tuncay Özkan da Uğur Mumcunun her şeyini ona göre çok iyi bilir. Fakat Tuncay Özkan hiçbir konuşma yapmadı, bu zamana kadar. Miktat Alpay onu büyüttü. İki, Uğur Mumcu ile Mehmet Eymür çok iyi bir arkadaştırlar, biliyorsunuz bu da basına da bu intikal etti. Miktat Alpay Mit daire başkanı biliyorsunuz askerlere oyun yaptılar, Amerika'ya göndereceklerdi, emekliliğe sevk ettiler. Oyunla yani.
S2 : Tuncay Özkan'ın akrabası yok mu, zaten Mitte.
T.G : Akrabası olup olmaması önemli değil ki, yani emniyette de benim şimdi. Önemli olan söz sahibi olabilecek.
S2 : Söz sahibi bir insan canım, ondan bahsediyorum.
T.G : Bilmiyorum orasını, ama ben Miktat Alpay'la çok aralarının iyi olduğunu falan biliyorum. Kendisi de zaten saklamıyor, zaten. Yani yakın dostlarını, ben bu bilgiyi Doğu'dan öğrendim. Doğu ile Adnan'ın araları çok iyi.
S1 : İş adamları ……… iyi olan yada Ergenekon grubu ile arası iyi olan
T.G : İş adamlarının Ergenekon grubu ile arası yok. Yani Ergenekon diye bir şey bilmiyorlar
S1 : Bilmiyorlar
T.G : Hı hı iş adamları böyle bir mason bir örgütlenme değil çünkü, daha doğrusu Korkmaz Yiğit mason kendisi zaten, Korkmaz Yiğit'in yanında bizim Güven Erkaya vardı. Güven Erkaya'nın biz öleceğini anladık, 3 ay ölmesine 3 ay, 4 ay gibi varken beni zaten ona entegre ettiler, o kumpası da anlatmıştım. Endegiz Altay'la, Korkmaz Yiğit'i biliyorsunuz, sıkıştırıyorlar falan, öbür taraftan da Sedat Peker Abaz Oğuz vasıtasıyla Korkmaz Yiğit'i sıkıştırıyordu. Güvenlik müdürü kim bunun, Ümit Bağbek. Emniyet İstihbarat şube müdürü, bu da iki taraftan da demir burgu, iki tarafı da dinamik yapısındaki benim, aslı da, o onu benim kucağıma da bir başkası itiyordu bir taraftan da, yine kendi arkadaşlarından birisi itiyordu. Daha doğrusu kucağa itiliyordu. Ben bile Korkmaz Yiğit'e gel bende başım ağrıyor, aspirin var olmazdı, gripin var diyemezdim. Kucağıma düştü otomatikman, kucağıma düşünce, Veli paşayı telefonla aradım. Dedim ki efendim sizinle Korkmaz Yiğit konuşmak isterler. Ümit Bağbek'le Veli paşayı görüştürdüğüm günün dönüşünde, İzmitte lüks bir pastanede İzmit meydanında adını hatırlayamıyorum. Ama lüks bir pastanede de, Abazoğlu Oğuz Korukır’la Ümit Bağbek'i görüştürdüm. Ondan sonra İstanbula doğru devam ettim, benim altımda da drej Alinin vermiş olduğu Fort K bir araba vardı, şoförü ile beraber Fort K olacak, yani küçük arabalardan, minyon bir arabalardan bir şeydi. Ben bir gün önce gitmiştim. Her gidişimde ben araba tuttuğu için ben uyuyordum, orda kalıyorum. Ne oldu Korkmaz Yiğit kumpasa düştü, anlayacağınız. Yani Korkmaz Yiğit var, Hayyam Gariboğlu var, Ali Avni Balkaner var.
S1 : Usiad'ın gelişmenin durumu ya da başka yerlerde irtibatı hakkında net bilgi var mı?
T.G : Usiad'ı biz büyütmek için elimizden geleni yapıyoruz. Usiad'ı büyütmek için mesela Çin'le Ticaret yaptırılmak istiyordunuz, Kore ile ticaret yaptırılmak istiyordunuz, gelişmemiş halk gelişmiş ülkelerde
S2 : Ülke içinde
WAVE 1 YAZILI SES DOSYASI İLE İLGİLİ BİLİRKİŞİ RAPORU
T.G : Ülke içinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin sokacağız. Onu Ümit Ülgen var biliyorsunuz, çile çiçekleri vardı, Ecevit e karşı çıkanlar, hatırladınız mı, çile çiçekleri Ecevitten ayrılmışlardı. Hatırlayacaksınız çile çiçekleri, Ecevitten ayrılmışlardı. Seçimlerden önce.
S2 : Evet
S1 : ………..Tuncay Özkan………
T.G : Miktat Altay, Miktat Altay, çile çiçeklerinin başkanıydı kendisi, Ümit Ülgen………Ümit Ülgen de Usiad üyesidir. Türkiye de 7 yılda bitecek kooperatif, esen kent Bahçeşehir kooperatif evlerini 3,5 yılda bitirip Süleyman Demireli ödülünü alan birisidir. Mesela bu adamlar var, ya neydi Adnan Polat var biliyorsunuz zaten, Zeki Polat orda üyeydi. Veli Paşa Zeki Polat’ı entegre etti, bundan 3-4-5 ay önce, kovdurdu. İlhan Uran vardı. Masondur, bu da. Nutuk'u yazan adam. Halen Nutuk üzerine çalışıyor. Veli Paşa onu da entegre ettirdi. İki kişiyi attırdı. Öbür, birçok da böylesine zengin üyeleri var yani, Aselsan üyesi, biliyorsunuz, Usiad'ın, ay yıldız var, akü var, inci akü var, büyük gruplar var üyesi, olarak Usiad'ın
S2 : Milletvekilleri
T.G : Bire bir, Cumhur Ersümer'i ben telefonla yanında görüşürken bildiğim. Cumhur Ersümer var, MHP’de Tunca Toskay var, Koray Aydın var, Nazif Okumuş var,
S1 : ………….. anladıkta Koray Aydın var
T.G : Nazif Okumuş var Tunca Toskay var, efendime söyleyim, şimdi MHP genel sekreteri bir asker oldu, biliyorsunuz. MHP genel sekreteri, bir asker ama adını hatırlayamıyorum.
S1 : Aldılar mı?
S2 : Tanımadı herhalde
S1 : MHP il genel
T.G : Hı hı şimdi ki o var, şimdiki İstanbul il başkanları var, Mehmet Pekiş'i entegre etti zaten biliyorsunuz, ben Mehmet Pekiş’le de görüşmüştüm. Mehmet Pekiş Ümit Bağbek’le ekürüdür onunla da görüşmüştüm. Veli Paşa onunla hiçbir zaman görüşmedi, telefon görüşmesi dahi yapmadı. Görüşeceğim dedi, ama entegre ettiler. Milletvekillerinden başka kim var, o kurultayın sahibi var, işte neydi adı. MHP’de çok üst düzeyde var, Doğru Yol partisinde Tansu Hanımla, Tansu hanım, buna teklif ediyor. Katıl diye, ama bu gitmeyi düşünmüyor. Bilecik milletvekili vardı. Hatta askerlikten dolayı bir şeyler falan olmuştu, o vardı işte, Tevfik Diker falan vardı, ama ne derecesi samimi bilemiyorum.
S2 : Yani bunlarla bire bir görüşüyordu.
T.G : Bire bir görüşüyordu. ANAP’ta Eyüp Aşık var, Yaşar Okuyan’la kavgalılar, Ahdi can mıdır, o bir tane Ahdi can var
S1 : Ahat andican
T.G : Ha o var. ANAP’ta yine şey olarak, iyi yerde, ANAP’ta da iyi yani şey olarak. Fakat şimdiki düşünceleri şu biliyorsunuz, ANAP, DYP, MHP, DSP gibi gruplardan bölmek ve CHP’de hiçbir iletisi yoktu, biliyorsunuz CHP ile hiçbir ilgisi yoktu General Veli Küçük'ün ve Deniz Baykal'ı kuruyorlar şimdi, zaten o Şeyh Edibali'nin sözleri meselesi var biliyorsunuz. Onları Veli Paşa, ona Kemal Özden’den söyledi. Kemal Özden iki kere General Veli Küçük adına, şey de Osman Özbek Paşayla da görüştü Kemal Özden, general Veli Küçük adına Deniz Bavkal var, Fikri Sağlar, Murat Karayalçın gibi insanları bir isim listesi verdi. Veli Paşa, bunları entegre ettim, partiyi hep beraber organize edelim, dedi. O çalışmalar devam ediyor. Zaten bizde periyodik olarak Deniz Baykal konusunda, Veli Paşa ile telefon görüşmeleri yapıyoruz. Ama telefonlarda, Veli Paşa der ki, ben bir şey istemiyorum falan, Deniz Baykal’la biz ne yapabiliriz ki, falan der, bunun yanında, Menderesle mesela en son görüşmesi gerekiyor idi. Gürcan Dağdaş'ın danışmanı, Yahya Göktaş ile ben görüştüm, yemek yediğim günü, Veli Paşa da, telefonum benim telefonumla onunla selamlaştılar. Menderes konusunda Menderesle görüşmek istediğini bana da söyledi. Ayrıca, Menderes'in Deniz Baykal'a şirke kapılmamasını söyledi, neden daha Deniz Baykal bizim için şey, taze, yani bilmiyoruz adamı, tam olarak bilmiyoruz ayrıca Deniz Baykal ile flört ederken, biz orada, Hasan Fehmi Güneş'i de incitmiyoruz, biliyorsunuz Hasan Fehmi Güneş de bizim adamımız normalde, Hasan Fehmi Güneşin bunlardan haberi yok, akılsız ama Hasan Fehmi Güneş bizim adamımız ……….. Aslında Deniz Baykal’ı da devşiriyoruz böylece, ... Ama Veli Paşa son iki yıldır niyeti bozuk yani, bu konularda siyasal yapılanmada, bütün her şey, yüz üstüne çıkmış durumda
S1 : Hayrettin Gökdemir'in durumu ne olacak?
T.G : Hayrettin Gökdemir'i biliyorsun Ramazan Yıldızlar'da falan uyuşturucu yani ben Ramazan Yıldız'ın söylediklerine inanıyorum, bir nevi uyuşturucu parası verdiklerine falan yani para verdiklerine falan inanı söylediklerine inanıyorum Demirel ile arası adamın bozuk değil zaten, dostum diyor Hayrettin Gökdemir falan şey yapıyor, Hayrettin Gökdemir ona telefon bağlattırıyor cezaevine Bayrampaşa cezaevine, ben o zaman Dursun Ertuğrul Binbaşı'ya gittim, söyledim, dedim, böyle böyle dedi, dedi ya bağlandık başka bir Koğuşla adamı organize ediyoruz dedi, başka koğuşlardan organize ettiklerini söyledi ve bağladılar şey olarak, bu günde zaten D 13. şey 13. koğuşla ilgili Mehmet beyle bilahare konuştuk
Başka bir şahsa ait seslerin olduğu, seslerin, olduğu anlaşılamadı...
S1 : Akşam diploması meselesi var, akşam ……. ondan Murat'ın bilgisi
var mı?
T.G : Yok 1995 yılında olmuş bir olay benim kendim ile ilgili, matbaacı bir arkadaş, bana getirdi bu trafikçilerle, o zaman, lise mezunlarına falan hemen diploma veriliyordu. O yani, ama yapamadık.
S1 : Murat'ın haberi yok mu?
T.G : Hayır yok, 95 yılında biz tanışmıyoruz, o burada değildi zaten. Ben onu askerde 96'nın sonlarında tanımıştım. Susurluktan bir ay sonra askere gittim, bir ay Isparta’da kaldım, ikinci ayda Kars, Ardahan'a geldim, orada tanıştım.
S1 : Milletvekilleri, iş adamları, başka.
S2 : Gazetecileri sorduk, bu cumhurbaşkanları ile alakalı bir çalışma vardı ya, onu soralım istersen, bu cumhurbaşkanı ile alakalı bir çalışma yaptınız her halde hatırlıyorsun, ismi de operasyondu, ne maksatla yaptınız, ne zaman yaptınız veya niye yaptınız?
T.G : Cumhurbaşkanı o Fransız cumhurbaşkanı yaygaraları varken yapılmış bir şeydi fakat teoriyi Veli Küçük bize tam olarak net bir şey söylemedi.
S2 : İsteyen Veli Paşaydı zaten
T.G : Hayır ama net olarak kim olacak sizin tahmininiz var mı dedi yani, kim, o zamana kadar da Ahmet Necdet Sezer'in tam ismi net geçmiyor idi. Biz yine de Ahmet Necdet Sezer'i, Hasan Fehmi Güneşin aracılığı ile de şey yapmıştık, fakat onu ben sizinle böyle fikir teatisinde bulunduğum bir gün Oğuztan'la Çiçek partisinde bulundum dedim ki, paşam böyle böyle söylüyor ne olabilir kim olabilir falan, biz o gazete kupürlerinin hepsini kestik onlar üzerine bir çalışma yaptık eşimiz dostumuz bütün insanları aradık bu konularda kim ne olabilir kim seçilebilir diye, onun için böyle bir çalışma yaptık, gönderdik, etkisini ve tepkisini bilmiyorum çok akademik bir çalışma değil, zaten
S2 : Bu bilderbergler nedir. Onla alakalı bir çalışmanız oldu mu?
T.G : Bilderberg falan bir mason teşkilatı biliyorsunuz Türkiye’de bir şimdi paşamın söylediği, Türkiye’de mason teşkilatları var, gizli kapaklı, mason mason diyorlar ne olduğu ortada değil, oysa masonlar çok net
S2 : Bu bilderberglerle, masonlar ayrı değil mi?
T.G : Bu bilderbergleri anlatmak için, önce masonları anlatmam gerekiyor
S2 : Masonları anlatma ben masonları biliyorum, sen bilderbergi anlat.
T.G : Tamam, şimdi Türkiye'deki bilderberglik değil. İsmail Cem gibi insanları çözmek için.
S2 : Türkiye’de kim o belli başlı o bildiğimiz bilderberge mensup insanlar
T.G : Toplantı ………Yaptıklarını falan bunları ama toplu halde aldım. Ümit
Oğuztan yazdı, ben hiçbirini okumadım daha.
S2 : Bu çalışmayı niye yaptınız, nerden ihtiyaç duydunuz?
T.G : Şimdi bu yakın tarih, biz artık siyasal olarak çalışıyoruz, Veli Paşa da artık gün yüzüne çıktı 2 yıldır falan, bunun için İsmail Cem’lerden falan işte başka kimlerden
S2 : Kimler var, başka İsmail Cem’den başka
T.G : Mazotik toplantı yapıyorlar Erdal İnönü falan var
S2 : Ecevit var
T.G : Daha Ecevit var, ………..ımı ne almış onlardan hepsi daha sonra
S2 : Bu hangi ülke merkezli bu bilderberg nerde?
T.G : Ben bunu tam olarak bilmiyorum, kaynaklarını okumadım………da okumadım ……………… çıkışını gönderdim, okuyamadım yani
S1 : Ümit Bekarın. Susurluk komisyonuna ifade vermemesi alakalı nelerdir
T.G : Yani, o Giresun'daki gazinoda oturduğum zaman, kurmay başkanı vardı işte, bir tane de albay vardı, 3-4 kişi onlar 3 ben 4 kişi işte, toplamda 7 kişiydik kendisi gitmeyince o ara haberlerini seyrediyorduk. Kimsenin onu götüremeyeceğini, eğer oraya susurluk komisyonunu çağırdıklarında bir ifade vermek zorunda kaldığında, genel komutanlarda gelirler dedi
S1 : ……………………………….
T.G : Evet, ama ayrıca kendisine bir susurluk komisyonuna çağrılmadığını da söyledi, daha sonraki günlerde
S1 : ………….. o niye çağrılmıyor olabilir.
T.G : Bilmiyorum, ama bu gizli diplomasi değil yani öyle zannediyorum……
S2 : Bu Adnan Akyürek'in ölümü hakkında ne biliyorsun
T.G : Hiçbir şey, sadece Mahir Kaynak'ın, Alman ajanı dediğini biliyorum.
S2 : hııı
T.G : Yani o konuda hiçbir manipüle falan yapmadık, çalışma yapmadık, zaten bunun üzerini yeni şafak, vakit gibi gazeteler...
S2 : Şemsi Denizer'in öldürülmesi hakkında
T.G : Şemsi Denizer üzerinde çalışıyorduk, Sami Hoştan, bir tane Şemsi Denizer'in o Balık soyadlı neydi o çocuğun adı, şey Balık’dı, soyadı herhalde
S2 : Ahmet balık yo Ahmet yo tamam anladım bir şey Balık'tı soy ismi Balıktı da ismini unuttum Cengiz miydi?
T.G :…………...Sami Hoştan'ın fotoğrafı vardı, getirmişti göndermişti, ben de Sami Hoştan'a gönderdim Şemsi Denizer meselesine gizli araştırmalarımıza göre, oranın savcısı mıydı, valisi miydi, Zonguldak valisi de bu konuda çalışıyordu, rant konuydu, orda bir kömür ocağı vardı, o asıl kaynağı kömür ocağından çıktığını şey yaptım, biraz çalışma yaptık, Veli Küçük çalışmaları durdurun, dedi. Biz de çalışmayı durdurduk, ama bütün çalışmaların kupürleri buradadır, şeylerin, dosyadadır, öyle yarım kaldı, abisiyle Şemsi Denizer'in abisiyle şeyde görüşme yaptık Fenerbahçe ordu evinde görüşme yaptık kendisiyle, ne olabileceğini falan, ama adam çok köylü birisiydi, ne olabileceğini perde arkasını herhangi bir şey bilmiyordu, fakat o günler ………….. biliyorsunuz, bazı insanlar, başkanların şey sendika başkanlarının üzerine gidildi.
S1 : Orduevine giriş kartını………… nerde
T.G : Benim ordu evine giriş kartım yok, yanımda maliye bütçe subayı Murat Oğuz var, kapıya onunla beraber gidiyoruz.
S1 : Ama her zaman onu bulabiliyor musun?
T.G : Tek başıma gitmiyorum, bütün gittiğimde ………….zaten 2-3 tane ordu evine gittim, birisi Kilyosta kendi yerleriydi zaten, kapıya söylüyorlar giriyorum. İkincisi harbiye ordu eviydi, harbiye ordu evine birkaç kere astsubay ne Oğuzdu bizde, hasdal kışlasında yatıyor, harbiye ordu evinde çalışıyor, onun vasıtası ile gittim.
S1 : Hasdal kışlasına nasıl geçiyordu?
T.G : Nizamiyeye söylüyorlar arkadaşlar kimlik falan diyorlardı, arkadaşa kimlik falan vermeden ben geçiyordum. Kenan Evren Kışlasına da aynı şekilde, oranın tümen komutanı tanıyorum, İsmail Özipek'i
S1 : Çalışan binbaşı var mı sizi orda, hasdal kışlasındakiler.
T.G : Yok şimdi hasdal kışlasındakileri ben karargaha gidiyorum normalde, şeye gitmediğim için hiç kimse, sivil giriyorum zaten hepsi subay karargah bölüğünde hiç kimse Murat'ın arkadaşı olarak tanıyorlar.
S1 : Subay olarak biliyorlar seni orada
T.G : Genellikle General Veli Küçükten dolayı, subay olarak biliyorlar ütopyalarında bence öyle, o subayların da öyle binbaşıların falan ama ben bir şey konuşmuyorum, çünkü onların albayı da Paris’ten geldim istihbarattan onların takıntısı öyleydi herkesi öyle görüyordu. Küçükyalı kışlasına gittiğimde de öyle Bilecik'e de gittiğimde de öyle, rütbeliler dahi bir şey sormuyorlar, ben de açıklama gereği görmüyorum. Onlar zaten kendilerine görece havaya sokmuşlar.
S1 : Eşref Bitlis'in, Eşref Bitlis ile alakalı bir çalışması var mı varsa neydi?
T.G : Eşref Bitlis suikastı
S1 : Adnan Akfırat…………………….. söyledin.Çiller özel örgütü nasıl bu konuda?
T.G : Çiller Özel Örgütü üzerine daha çok şey çalıştı, Doğu Perinçek çalışmıştı. Onun CİA falan çalıştığına dair bazı işte bazı evraklar malta adasında falan, bu konuda Doğu Perinçek bizi yönlendirdi. Çiller özel örgütü falan gibi,
S1 : Bu bilgiler nereden geldi?
T.G : Onu tam olarak bilmiyoruz, ama CİA belgelerini falan Star televizyonuna vermişti.
S1 : ………………………
T.G : Mafya ayağında katkısı oldu, drej Ali gibi, Sami Hoştan gibi, kendisine bir zamanlar zıt giden Mehmet Ağca onlar ve onları Türkiye içindeki yerel yönetimde onun katkısı oldu, onu ona bağlayan oydu.
S1 : Başka ne kitap hazırlattı Veli paşa
T.G : Avrasya diye bir kitap hazırlattı. Avrasya bir şeyi kitabı, ince bir kitap
S1 : Kim hazırlattı onu
T.G : Doğu Perinçek’e, Doğu Perinçek’ti. Amerikan ve Türkiye'nin dış politikası ile ilgili bir kitaptı.
S1 : Konusu neydi
T.G : Avrasya politikaları olacak.
S1 : Avrasya politikaları
T.G : Epey oldu, ama 3 sene olacak yayınlanalı 1997’de yayınlandı Çiller özel örgütü var, işte Bitlis suikastı var, haa Kürtler üzerine çalışma yapmak istemişti. Mustafa Kemal zamanındaki Kürtler üzerine, Adam çok güzel çalışmalar getirdi Türk-Kürt kardeşliği diye de onu kitap olarak geçen bir sene önce, apo yakalandığında piyasaya çıktı. Baskısını yaptılar, Kürt, Türk kardeşliği
S1 : Veli küçük raporu var, bilgisayarda, onu kim hazırladı?
T.G : Şimdi Veli Küçüğün şey gazete kupürlerini mi söylüyorsunuz?
S2 : Yok yok bu generaller başlığı altında, başta Veli Küçüğü anlatmışsınız.
T.G : Ha onu bilmiyorum, Ümit Oğuztan olabilir. Çünkü bilgisayarı ben hiç kullanmıyorum, şifresini falan bilmiyorum, bütün her şey ona bağlı. Normalde, ama ben Veli Küçüğe çıkan bütün yazıların hepsinden kendim bir tane mutlaka arşivliyorum. Onu bilmiyorum çünkü bilgisayarını ben açamıyorum. O şifre koymuş, zaten onun odası ayrı, benim odam ayrı, anahtarlarımız var. Şey olarak bilmiyorum.
S1 : Aksi durumda hepsi…………..
T.G : Hayır bilgisayarında hepsi var, general Veli Küçüğe giden, ben onların çıkışını iki tane alıyorum, ya da şöyle, bir tane çıkış alıyorum, Ümit Oğuztan'dan, yani artık kimsenin. Çünkü Veli paşanın bir özelliği vardır. 5 kişisinizdir. Onun yakını benimdir, ama bir …………… daha vardır, onun için Ümit Oğuztan şey olarak bilgi olarak kalmamasını düşünerek, tabi Veli Küçük ile görüşmedi, öyle bir şey olmadı, hiçbir zaman da görüşmedi kendisi, fakat tanıyor, biliyor, ediyor yani, ben fotokopisini çektiriyorum, biliyorum. Bazen iki tane alamazsam, fotokopisini çektiriyorum, kendime arşiv yapıyorum
S1 : Yani Veli Paşanın………………………. İki tane arşivi oluyor
T.G : Bir tanesi ben de oluyor.
S1 : Bir de bilgisayarında.
T.G : Olmaması lazım bilgisayarda, imha etmesi gerekiyor, etmemiş hiçbirini, hiç birini normalde bize söylenen şuydu, onları cd ye
S1 : …………………… Nasıl bulacaktınız
T.G : Formları diskete çekeyim demiş şimdi ben olduktan sonra zaten siz normal literatürde onları okusaydınız, siz onları çok da iyi anlayamayabilirsiniz. Sadece Ergenekonda Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yapılanma yazıyor, fark ettiniz mi. Lobide, Aksiyonda, Reaksiyonda, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki Türk Kürt bölücülerini ayıklamak, kendimize çekmek gibi cümleler çok net söylenmiyordu, fark ediyorsanız. Reaksiyonda özellikle.
S1 : Sizin evraklarınızın arasında………………var.
T.G : Kitaplarının fotokopisi var, ben gittiğim zaman Veli Paşadan işte ben kitaplar istiyorum. Piyasada çıkan yayınlanmış kitaplar oluyor, ya da artık istemesine de gerek kalmıyor. Kendim birleştiriyorum, bu kitap çıkmıştı falan takip ediyorum görevimin olduğu yayını da görevimin olduğu yayını da takip ediyorum sadece, bu takip sırasında kendisine de bazı kitaplar gelmiş oluyor, bir defa orada görmüş olduğunuz değil başka şeyler de vardır. Yani akademi yayınları vardı, harp akademi yayınları vardı, Maslakta, o kitapları periyodik olarak alıyorum ben, şu yakında 3 ay oldu, hepsini takip ediyoruz, zaten paşadan alıyordum, genelinde o kara kuvvetlerine ait olanları mesela Murat istettiriyor, başka yerden bazı şeyleri başka binbaşı var Kırşehir Alay komutanı yanında bütün şeyleri buluyoruz. Benim dikkatimi çeken güncel konular genelde, dikkat ediyorsanız.
S1 :………………..yorum belki.
T.G : Şimdi söyleyeceğiniz mi?
S1 : Hı hı
T.G : Evet
S1 : ....Sabancı Center.... daha sonra Mustafa Duyar'ın beraber vurulması
Parsadan'ın da yaralanması var, ………………bu konuda Veli paşa kiminle görüştü
T.G : Biz………………Parsadan'ı tanımıyoruz zaten şey olarak hiçbir şey olarak tanımıyoruz. Mustafa Duyar’ın öldürülmesi ile ilgili her hangi bir şey konuşmadık ama Parsadan'ı zaten tanımıyoruz.
S1 : Sedat Peker le Mustafa…………görüşüyor.. Veli paşa başka diğer
mesela bu konunun dışı ………… gerek kendisi mi gidiyor, yoksa aracımı
koyuyorlar.
T.G : Bekir Coşkunla falan mı
S1 : İyi yerlere…………..
T.G : Herkesle aracı var, mesela Korkmaz Yiğit, Veli Paşanın telefonunu bilmezdi genellikle, Kemal Özden daha bu gün öğrendi. Benim asayişe geldiğim gün öğrendi.
S1 : ………………………….
T.G : …………….. Hayyam, Korkmaz Yiğit bu anlatmış olduğum birçok insanlar bilmez, bu insanlar bilmez………………….
S1 : Diğerleri de bilmez
T.G : Diğerleri…………..kendisi tarafından ………….aracı var, ben bilmiyorum Bekir Coşkun falan, ben Bekir Coşkunla falan yıllardır çalıştığım birisi olmadığından tanıdığım olmadığından dolayı yönlendirme yapamam düşüncesi ile bir birliktelik beraberlikteliğim yok
S1 : Şimdi…………
T.G : Hı hı
S 2 : Birincisi oturma,.... bunları hastaneye gönderelim, ……….. yardımcı olun bana ha
BİLİRKİŞİ BATTAL İNAL

Hiç yorum yok: