13 Aralık 2009 Pazar

TUNCAY GÜNEY’İN MÜLAKAT ÇÖZÜM TUTANAĞI - II




(II. Kisim)


S. : Tamam şimdi daha önceden …………. söyledin bu Susurluk olayında değişik yönlerden bu olayın yönlendirilmesi faaliyetleri oldu, basına onlardan bahsetmiştin daha öncede bahsettin. Onlardan bahset
T.G. : Ben size şeyi anlatayım dünde şey yapamadım, şimdi siz de takdir edersiniz ………………. başka ……………….. başka, biraz heyecandan şimdi hatırlıyorum. Susurluk kazasının, şimdi ben size kazayı anlatayım.
S. :Öncesi, oluşu.
T.G. :Hah, şimdi Susurluk kazası olmadan önce, Genelkurmay’ ın bunlara karşı bir operasyon yapacağını ben Askeri gruplar arasında duydum. ………………… Susurluk olarak değil ama, askerler polisleri bu Hüseyin KOCA.., çok iyi hatırlıyorum Dev-Sol, DHKP-C …., buraya geleceğim belki kafanız karışıyor ama konuyu anlayan arkadaşlar çok iyi bağlantı kuracaklar. Askerlerin neden ………………. olduğunu anlaması için. Dev – Sol, İbrahim, Dev-Sol’ da bir Yağan grubu vardı bir de Dursun KARATAŞ. Dursun KARATAŞ grubuna karşı askerler Bedri YAĞAN grubunu destekliyorlardı, Bedri YAĞAN’ ı daha düzgün görüyorlardı. Dursun KARATAŞ’ ı destekleyen kimdi Hüseyin KOCADAĞ , ………….. görüyorlardı. Hüseyin KOCADAĞ’ a gıcıklıklarındandı zaten. Bedri YAĞAN ile Dursun KARATAŞ kapıştıklarında, askerler Bedri YAĞAN’ ı desteklerken polisler Dursun KARATAŞ’ a destek verdiler. Bedri YAĞAN’ ı …………….ve askerlere göre Dev-Sol’ dan DHKP-C’ ye geçiş döneminde DHKP-C’ nin bütün MKYK kadrolarında polis vardı. Şimdiki kanıda böyledir bütün subaylarda. Bu söylemiş olduğum bir albayda da böyledir, konuştuğumdan dolayı söylüyorlar, yüzbaşısında da böyledir. Devam etmeyeceğim, aklınızda kalması için Harbiye Orduevi’ ni bir tane DHKP-C ‘ ci hatırladınız mı roket sallamıştı. Aynı roket daha sonra Terörle Mücadelede Reşat ALTAY, Terörle Mücadelede C Blok sorumlusuydu çok iyi hatırlıyorum attırılmıştı. O zaman bana söyledikleri bunun askerlerin misilleme olarak yaptırıldığı söylendi. Bunun yanı sıra ben Adnan AKFIRAT ve Doğu PERİNÇEK ile oturdum, onlarda evet dedi DHKP-C’ nin MKYK üyeleri dedi polislerdir, İstanbul polisi burada ön ayaktadır, şey yaptı bunu anlattılar. Ama askerlerde o zaman şeyi söyledi Dursun KARATAŞ’ ı bu ………… olayını çapraz onlara misilleme yapıldığını anlattılar. Hüseyin KOCADAĞ kavgalarında bir araya geldiklerinde Susurluk ………… de Hüseyin KOCADAĞ’ ın alevi olduğunu ve bunun Dev-Sol’ u da DHKP-C’ yi de tasfiye edip böyle yapanların olduğunu söylediler. En son yine konumuza döneceğimiz için yine aklıma geldi bu önemli bir şey, Veli Paşa Karadeniz’ e gittiğinde, Giresun’ da iken DEHAP vardı Demokratik Halk Partisi, bu Dursun KARATAŞ’ lada arası iyi di Abdullah ÖCALAN’ lada arası iyi di. Bunun başında da Meral KIR…. yada KIR… , kitapları da vardır. Bu kadınla da ilişkiliydi. Bu kadına Bayrampaşa cezaevinde haber gönderip, Bayrampaşa cezaevinde yatıyordu, haber gönderip kendisi söyledi, Meral şeye söyle Dursun’ a, benim bölgemde PKK ile yapmış olduğu ittifakı bozsunlar. O zaman çünkü hatırlıyorum, ÖDP’ lilerde şunu yapıyordu, Veli KÜÇÜK nerde Fali Meçhul orda orda yürüyüşler başlamıştı. Çünkü orda ……………………………. kayboluyorlardı, ÖDP’ lilerde yürüyüş yapmışlardı. O zaman bu DEHAP başkanı kadına şey yaptı, DEHAP başkanı kadın da, Veli Paşa’ nın bana anlattı yine Giresun’ da iken, Dursun KARATAŞ’ a mektup göndermiş. Dursun, Veli Paşa’ nın olduğu bölgede ben eylem yapmam. Siz bu hatayı birde Bedri YAĞAN ile beraber yapmıştınız, ben örgütümün helak etmesini istemiyorum deyip tamamen PKK’ ya yanaştığını, Meral ile ben sık sık görüşüyorum dedi, Meral’ in de birkaç kitabı kendine gönderilmişti, o kitaplardan bir tanesi benim evimde olabilir bilmiyorum şimdi ama bir kitap bende durması gerekiyor. Alındı mı bilmiyorum, Meral HIDIR’ dı o kitabı da ben kendisinden aldım Veli KÜÇÜK’ te Meral’ in birkaç tane kitabını benden İstanbul’ a telefon açıp da söylemişti, onları da ben yine, Apo’ nun da bu son bir kitabı vardı Bir Muhatap Arıyorum hiç piyasaya sürülmeden Doğan ERBAŞ ile görüşmüştüm, çok iyi hatırlıyorum bu Doğan ERBAŞ’ ı da bir kenara yazarsanız, Doğan ERBAŞ ile Aydınlık’ ta görüştüm, Abdullah ÖCALAN, Doğu ve KÜÇÜK’ e bir muhatap arıyorum, nasıl hareket etmeliyim İmralı’ ya geldikten sonra. Doğan ERBAŞ ile görüştüm avukatıydı o zaman İstanbul İl Başkanı o, Veli KÜÇÜK öbür adamı beğenmediğinden dolayı avukat onu da diskalifiye ettiler. Adını hatırlayacağım size söylerim. Susurluk Kazasını, şimdi ben bu kazayı anlatmak için size şeyi anlattım, Dursun KARATAŞ ile Bedri YAĞAN’ ı anlattım kazayı anlatabilmek için. İlk once bunların……………………………………. söylüyorum. Bunların kazayı kendilerinin kurduklarını askerlerin söylediler o zamanlar. Askerlerin kurdukları söylenirken
S. : Kim söylüyor bunları, bu konuya girmeden önce askerler ile o grup arasında sadece bu Dursun KARATAŞ-Bedri YAĞAN grubundan dolayı mı problem var, başka bir problem daha var mı
T.G. : Sık sık konuştukları şu yakın tarihlerde falan sık sık konuştukları Hüseyin KOCADAĞ şeyi ile polis………………….. Abdullah ÇATLI’ nın da kendisinin Veli KÜÇÜK’ ün bırakıp, Veli KÜÇÜK’ de ben buna yıllardır sahip çıktım gitti ……………………… , ona da uyuz, yanlış yaptı diyor. Yani Abdullah ÇATLI’ yı burada tutmuyor. Hüseyin KOCADAĞ konusunda da doğru söylüyor…………………… benim yorumum bu olabilir ama bu anlattığı fikir bana onun yanındaki bir başka insanlara, Türk-İslam sentezini savunan MHP’ li yada birçok insana uyar, bir Hüseyin KOCADAĞ alevi, iki aaa Dev-Sol’ dan DHKP öyle mi olmuş demek ki iki bu. Şimdi niye Türk – İslam sentezini savunanlar veyahut da MHP’ liler olsun herkes Aleviyi dışlarlar biraz, özellikle örgütü Dev-Sol’ a gıcıktırlar. Ama belki Veli Paşa’ da böyle söylüyor, başka bir şeyler de olabilir.
S. : Bu arada istihbarat birimleri arasındaki ilişki nasıl, askeri istihbarat ile polis istihbaratı
T.G. : Ben polis ile askeri istihbarat arasında hiçbir şeyi bilmiyorum. Yani görüşmedim. Bir tek askeri istihbarattan bir yıl öncesine kadar Ümit BAVBEK’ i tanırım. Hatta o kişi ile arası hiç iyi değil çok iyi biliyorum neden, iyi ki sordunuz bunu aklıma geldi, Mehmet EYMÜR ile bunların arası çok iyi, ben pasaportum da sizde, pasaportumda giriş çıkış tarihi olacak, Suriye’ ye gittim. Suriye’ de buradan Ankara Gaziantep’ in Kilis Öncüpınar kapısı diye bir kapısı vardır. O kapı ben gittiğimde yeni açılmış, köyü kaldırmışlar çok iyi hatırlıyorum bir tek Sağkılıç ailesi kalmış gümrük olmuştu. O zaman ben o polisler benden şeyi Doğu PERİNÇEK ile Abdullah ÖCALAN’ ın benden fotoğraflarını aldılar. Elele ……….. fotoğrafları var ya bunları piyasaya çıkartan Hanefi AVCI’ dır. Gazetelere çıkartan, Aksiyon’ a şuraya buraya. O fotoğrafları benden alırken kimliğimin fotokopisini aldılar bir de kendim verdim diye kapıda gündüz gözüyle imzamı aldılar.
S. : Senin cüzdanına mı baktılar, çantana mı baktılar
T.G. : Çantamda arama yaptılar
S. : Sendeydi fotoğraflar
T.G. : Bendeydi fotoğraflar zaten. Benden bunları aldılar sonra yayınladılar bunları. Veli Paşa , Hanefi AVCI’ yı hiçbir zaman sevmiyordu onu biliyorum.
S. : ………………………………. Şimdi sen Susurluk Olayı öncesi aradaki problemleri anlattın.
T.G. : İyi anlayabilmek için, mesela diyor ki ………………..
S. : Devam edelim kaldığımız yerden hala daha kaza öncesindeyiz.
T.G. : Kaza öncesinde bunlar, bütün gruplar, Mehmet AĞAR ayrı bir gruptu, Veli KÜÇÜK ayrı bir gruptu, herkes böyle şeydi, sadece Mehmet EYMÜR Veli KÜÇÜK’ e yakındı yakınlık olarak. Bütün gruplar da Veli KÜÇÜK‘ün dahil arası açıktı. Ama bunlar içinde Veli KÜÇÜK güçlüydü. Abdullah ÇATLI’nın kendisine Mehmet ÖZBAY kimliğini de kendisine İzmit Alay’da verdiğini, Drej Ali’ nin kendisine getirdiğini, Drej Ali’ nin Abdullah ÇATLI’ yı ona getirdiğini Drej bana kendi de söyledi. Kimliklerini falan verdiklerini, bunları Türkiye’ de rahat gezebilmek için, Mehmet AĞAR’ ın kendisinin o polis kimliğinin imzasını bilfiil Mehmet AĞAR Abdullah ÇATLI’ yı Mehmet ÖZBAY olarak değil ÇATLI olarak bildiğini, falan böyle konuştu. Fakat ÇATLI’ nın , İzmit’ te alay komutanı iken Veli Paşa’ ya gelip giderdi. Bir rivayete göre de …….. Oğuz anlattı Hadi ÖZCAN’ ı gitmiş tokatlamış Abdullah ÇATLI, bölük komutanlarının adlarını kullandıklarından dolayı. Bunu da …. Oğuz anlatmıştı bana. Buraya kadar bunlar gruplaşıyorlarmış,
S. : Bir de söylediler diyorsun, söyleyenler kim
T.G. : Tabi söyleyeceğim isim olarak
S. : Hayır hayır şimdiye kadar hani polisin Dursun KARATAŞ’ a destek verdiğini
T.G. : Veli Paşa kendisi söyledi. Dursun KARATAŞ , Bedri YAĞAN. Bedri YAĞAN’ ı bunlar destekliyor, Dursun KARATAŞ’ ı polis istihbaratçıları, Hüseyin KOCADAĞ destekliyor. DHKP-C’ nin MKYK üyeleri de Hüseyin KOCADAĞ’ ın adamları. Susurluk öncesi zaten o dönem Abdullah ÇATLI şeye gitmiş, Mehmet AĞAR ile gitmiş onu bugün çıkartıyorum niye biliyor musunuz Abdullah ÇATLI’ nın Mehmet AĞAR ile beraber olduğunda Aydınlık gazetesi, TİP’ lilerin katili Abdullah ÇATLI Türkiye’ de diye haber yaptı. Kaç gün için üç gün once, O zaman ben Aydınlık gazetesi de, Veli Paşa’ ya gittim, Veli Paşa’ nın masasının üstünde duruyordu. Dedi ki bana gazetede ÇATLI’ yı yazmışlar dedi, Mehmet dedi bugün de bana geldi dedi biliyor musun dedi. Ben dedi Doğu ile konuşurum dedi, ama dedi oda yanlış yapıyor, AĞAR ile dedi beraber oldu dedi Doğu PERİNÇEK’ ten de hiçbir şey kaçmaz dedi onun dedi adı Aydınlık’ a düştüyse dedi işi kötü dedi. Yani tasfiye olur dedi. O zaman Doğu PERİNÇEK, Abdullah ÇATLI’ nın Mehmet AĞAR ile işbirliği pardon ÇATLI’ nın burada olduğunu Aydınlık gazetesi çözdü yazdı. ÇATLI o döneme göre bizler bilmiyoruz ama o zamanlar şimdi öğrendiğimiz yani 7 TİP’ liyi öldürmesi falan yazıyordu.
S. : Peki ben şurada şunu merak ettim, bu haber nasıl Doğu PERİNÇEK’ e gitti, Doğu PERİNÇEK ile paslaşıyor, siz de biliyorsunuz ÇATLI Türkiye’ de Mehmet AĞAR’ ın grubunda bu haber nasıl PERİNÇEK’ e gitti.
T.G. : Şimdi ben ÇATLI’ yı o 7 TİP’ liyi öldürdü hadisesi Aydınlık’ ta çıkıncaya kadar ÇATLI’ yı, Mehmet ÖZBAY diye birisini tanımıyordum. Dedim ya ben tanıyordum kim di Yüzbaşı Ali, Ali YILDIZ, çok popüler bir adam olduğunu tanımıyordum. Efendim, Silopi Tugay Komutanıydı, hani Kuzey Irak’ ı geçirttirmediler polisler bir kere Habur’ dan. Silopi Tugay komutanı Tuğgeneral Nejat MÜLDÜR kendisi bilfiil yanına bir yüzbaşı verdi bu çocuk dedi oraya geçecek pasaportumun da günü bitmişti, Şırnak Emniyet Müdürlüğü sorun çıkardı Şırnak’ a gönderdiler beni. Kimle gidiyordum biliyor musunuz fotoğraflarım vardır inşallah almışlardır arkadaşlar Aydınlık Dergisinin İngiltere muhabiri şimdi Ankara’ da Hasan YALÇIN’ ın danışmanı ve tercümanı Doğan DUYAR ile gittik. Komünist Parti başkanı ile görüştük, ………… birkaç kişi ile, fotoğraflarımda vardır zarfın içinde poşette arkadaşlara alın demiştim. O bizim geçişimizde o zaman Silopi’ de tugay Komutanı Nejat MÜLDÜR idi. Bana göre Nejat MÜLDÜR tırışkadan bir adam ama bugün Nejat MÜLDÜR Birinci Ordu’da Tümgeneral Kurmay Başkanı. O tanıdığımda ben Nejat MÜLDÜR’ ün bir popülaritesini bilmiyordum. Dikkat ediniz Nejat MÜLDÜR jandarmada değil, Kara Kuvvetlerindeki bir generalden bahsediyorum.
S. : Geleceğin Genelkurmay Başkanı.
T.G. : Ben bakın şimdi aklıma geldi, General Veli KÜÇÜK’ ün grubu değil bu grup, bu grubun adı ERGENEKON’ dur. Bütün bu askeri sivil µ¢nt¢y¢ bakacaksanız bunların adı ERGENEKON‘ dur. ERGENEKON, sizin bildiğiniz MHP’lilerin demir dövdüğü grup değildir. Amerika’nın örgütlediği buradaki bir işte o NATO’ nun komünizmle mücadele zamanında kurmuş olduğu , MHP’ lilerin fakat Türkeş’ i de çok sevmezler, ordu içerisinden çıkardıkları, bunlar subay kanatları, sivillerde vardır, sivilleri biraz kullanırlar profesörler falan, MHP’ lileri ……………….. Veli KÜÇÜK dahil ciddi bakmaz Veli Paşa falan Devlet BAHÇELİ’ yi biraz eleştirir sanki kendini muhalefetmiş gibi görür ………………… BU ÖRGÜTÜN ESAS ADI ERGENEKON’ DUR. Enis BERBEROĞLU’ da bakın dün hatırlattım, domino taşları yazmıştı, Can DÜNDAR dahi kitabı yazmıştı Ergenekon kitabını yazıyordu. Kitabı okuyun kitabın içerisinde hiçbir şey yok neden biliyor musunuz, kullanmış olduğunuz kelime toplum içerisinde …………… gibi bir şey. Niye biliyor musunuz çünkü önü kilitlendi çünkü, hiçbir şeye ulaşamadı, oradaki bilgilerde çok sap saman çöp falan filan. Soner YALÇIN’ ın Bay Pipo’ su falan onlar ……………….. Ama ERGENEKON’ da hiçbir şey yok Can DÜNDAR’ ın. Aslında ERGENEKON için çok güzel bir isim, bunlar bir yer altı örgütlenmesi olarak geçiyor zaten ERGENEKON. Herkes bu ERGENEKON’ u biliyor bu üst seviyede ki insanlar, solcularla üst seviyedeki insanlar ama telaffuz etmezler. Bu ERGENEKON sivil hayatta, normal hayatınızda da mutlaka aklınızda bulunsun, çok önemli bir şey bu ERGENEKON. Ben de bu ERGENEKON’ un üzerinde çalışıyorum, araştırıyorum, tezler, Veli Paşa’ dan aşırttırdıklarım, şey yaptıklarım bunları Ümit OĞUZ bana getirdi. Dün arkadaşlar evimi ararken yatak odamdaki görünmesi imkansızdı orayı söyledim ben yani örtü var ………….. orda benim sarı sarı yapraklı şeylerim mavi çıkışlı yapraklı şeylerim olacak onlarda LOBİ vardır. LOBİ’ nin mutlaka fotokopisini alın. Tabi ikinci isteğim, benim arşivime iade etmeniz çünkü kopim yok. LOBİ ‘yi mutlaka alın. Bu LOBİ nadir biliyor musunu iş adamlarının örgütlenmesidir yakın tarihimiz, o elinizdeki kağıtlar var sarı kağıtlar hepsi Bilecik’ teki plan ve projelerdir, yeni projelerdir, LOBİ, ERGENEKON vardır. Bu ERGENEKON örgütün yeniden yapılanmasının tasarımıdır. Efendim, başka neyim var, Doğu PERİNÇEK’ in Yeniden Yapılanma diye Veli Paşaya bir teorisi vardır, Veli Paşa’ nın onu genişleterek tasarı haline getirdikleri bir tasarı vardır. Bu kopyların gerisi Ümit OĞUZTAN’ ın bilgisayarındadır. Birisi kopisi Doğu PERİNÇEK’ in kendisindedir, hepsi değil ama ama bende olan bu kopiler var ya bu kopilerin hepsinin aynıları Veli KÜÇÜK’ tedir. Ben kime ne veriyorsam yada bana kim bir şey veriyorsa peçete kağıdı da olsa onu saklarım.
S. : Elli ikinci kısımda o yazdığınız kısımlar bilgisayarınızdaki o projeler mi
T.G. : Elli ikinci kısımda ne yazıyor bana söyle mesela başlık söyle hatırlarım Notebooku (diz üstü bilgisayar) mu bahsediyorsunuz.
S. : Evet
T.G. : O Notebook
S. : Sabit bilgisayar da
T.G. : Sabit benim değil, Ümit OĞUZTAN ………….. Ümit OĞUZTAN pimpirik ve temkinli bir adamdır. Ümit OĞUZTAN’ ı hiçbiriniz tanıyabilme olasılığı ben bile tanımıyorum. Hayatınızda bak bir şey söyleyeceğim Demirel’ in bir özelliği vardır tamam mı zaaf yönlerinde hiçbir şeyi insanlara ………………. taki sıkışmadıkları sürece.
S. : ………………..
T.G. : Psikolojiden bahsediyorum. Hiçbir zaman bu şekilde çözme olasılığınız imkansız. Onunla ben yıllardır beraberim. Düşman da değilim.
S. : ………………..
T.G. : Bazı telefon konuşmalarında Murat OĞUZ ile ben telefon konuşmalarında s¢kt¢r et bu ¢bn¢y¢ demişimdir. Ama niye o ona girecek yoksa o ona girecek. Ümit OĞUZTAN onu sevmez , çünkü …………………………………. Murat OĞUZ’ da başka sevgilisini getirip düzmek ister illa ki ben pezevenkmiyim der adamın yüzüne karşı, böyle olunca problemleri ……………. iki arayı da idare etmek zorundayım. Benim için önemli olan bir doğrultuda yürümem için bunun içinse Ümit OĞUZTAN’ ın bilgisayarındakiler benim projelerim değil. Notebook Ümit OĞUZTAN’ ındır, bana hediye etmiştir ama içindekiler benimdir, içinde ne vardır Necip HABLEMİTOĞLU’ nun bir şeyi vardır, Fethullah Hoca raporu vardır o Fethullah Hoca raporundan dolayı biliyorsunuz dava açıldı Fethullah Hoca’ ya, onu için Genelkurmay Başkanlığı Toplumsal Daire İşleri Başkanlığı’ndan 50.000 yada 30.000 dolar Amerika’ da araştırma yapmak için para almıştır,
S. : Tekrar o şeye dönelim bu para bilgilerinden sonra Susurluk’ un girişine
T.G. : …………………………………… çok daha geniş bilgiler veririm. Bütün klasörlerim için aynı şeyleri söylüyorum. Bu arada tabi ben uzatıyor muyum, saat kaç , mesainiz için
S. : Devam et zamanımız bol
T.G. : Bunun çerçevesinde ama bu sarı sayfaları unutmayın mutlaka söyleyin bir örgütlenme planı, çünkü yeniden yapılanmanın ana teması bunlar çünkü , ERGENEKON, LOBİ,
S. : Sonra tekrar bakacağız bunlara
T.G. : Tamam, Susurluk’ un bilgileri çok eski olduğu için bazen duraksıyorum fark ediyorsunuz şimdi Mehmet AĞAR ile de bu, kaza esnasını anlatıyorum, Mehmet AĞAR’ larla bunlar kapışmış ve gruplar vardı hepsi ama Veli KÜÇÜK’ ün tek bir şeyi vardı bu o zaman Teoman KOMAN Paşa ile beraberdi. Teoman KOMAN Paşa ………………. Malki’ de öldürülmüştü. Malki operasyonunda bir çocuk bunun dediklerini yapmadığı için Yüzbaşı Kemal Tahir kod adıyla Kadir Binbaşı Çukurca’ ya sürülmüş, Veli Paşa’ da buna ön ayak olmuştu gitmesine, harcamıştı daha doğrusu. Onun bir devresi de burada Bayrampaşa Cezaevi komutanı Binbaşı Dursun ERTUĞRUL’ dur, onun gazabına uğramamak için Veli Paşa’ nın her dediğini yapar. Yani işte Sedat PEKER’in adamlarıyla şudur ………………….. İşte bunlar böyle gruplaşmışlardı tabi ki şey olarak, Abdullah ÇATLI gitmişti, Mehmet AĞAR’ ın yanına gitmişti, o kimlik olayında anlattım biraz önce, Mehmet AĞAR’ ın yanına gitmişti, Aydınlık Gazetesinde de o küpür çıkmıştı, haber çıkmıştı. Bu Abdullah ÇATLI’ dan da hoşnut değildi Veli Paşa. Bu böyle olunca Veli Paşa’ nın yanındaki çerçeve de dağılıyordu yani insanlar güçten tarafaydı. Bakın o dönem şehirlerde askerler yoktu, askerler 28 Şubat’ ta şehre indiler. Ondan önce askerler Güneydoğu’ da vardılar, büyük metropollerde yoktular. Veli Paşa’ nın şeyle arası çok iyidir Sedat BUCAK’ la ama Mehmet AĞAR’ ı Sedat BUCAK aracılığı ile kontrol edemediğinden de şeydi rahatsızdı. Mehmet AĞAR bunların hepsine oynuyordu, kendisi de bunu söylüyor herkese oynadığına. O gün Veli Paşa’ da şeyde Giresun’ daydı çok iyi hatırlıyorum oturmuş konuşuyordu, yanımızda bir tane de Kurmay Başkan vardı, oranı Kurmay Başkanı, ………………….. bir adamdı çok iyi hatırlıyorum. Bir da Albay vardı, o albayın karısıyla benim, albayın inşallah yatak odamdaki bir üst çekmecemde duruyordu o fotoğraflar, albay, Veli Paşa’ nın evinde çekildi Veli Paşa’ da burada şey ……………….. bilmiyorum gördünüz mü o fotoğrafları o albayın karısı falan vardı, onlan falan karısı yoktu tabi kocası vardı önce resmi söylemek için söylüyorum, o adam falan varken Trabzon Alay Komutanıydı oda hatırlıyorum, Kurmay Başkanı vardı, Veli Paşa işte bu olayı anlatıyor, konuşuyorlardı ve dedi ki orda kendisini ATV’ de işte Veli KÜÇÜK hakkında soruşturma bir şeylerden falan haberler başlıyordu, kapattılar haberleri dinledikten sonra bu haberi dinledikten sonra, Veli Paşa dedi ki o albaya bir de Kurmay Başkanına o yağdanlığa, dedi ki ya adımı dedi ben ……………………. olsam ne olur bu dönem, İsmet olabilir ama çok iyi hatırlamıyorum yok İsmet değildi, Bilecik’ te İsmet vardı Bilecik’ e yeni gelmişti Kurmay Başkanı. Ya dedi Mehmet AĞAR’ da ölecekti biliyorsun dedi o gün dedi onlar oteldeydiler dedi bunlar aslında dedi hep beraber gitmeleri o kazada olmaları gerekiyordu dedi. Bizimkiler dedi öbür arkadaki arabadaydılar dedi. Allah’ tan dedi o çantayı dedi Drej Ali’ nin çantayı aldığını …… tahmin ettim dün gece konuştuğumuz bu olayın genişletilmiş çerçevesi, bu dedi şey dedi ben dedi aradıysam dedi eğer dedi onun şeyini ÇATLI’ ya sahip çıktı o telefon olayı var ya adamı aradığı çantayı Drej’ e, cenazeyi Drej’ e teslim edin falan meselesi işte aradıysam dedi bunu ben kendi başıma mı yapmışım, bu kadar işi Veli KÜÇÜK olarak tek başına mı yapmışım yani eğer beni gönderirlerse dedi ben de komisyonda konuşurum herkesle konuşacağımı konuşurum
S. : Kimleri kastediyor beraber yaptık diye
T.G. : Bunlar Genel Komutan ile yetkili zaten.
S. : Genel Komutan
T.G. : O zaman ki şimdi Genelkurmay Başkanı, ona bakarsınız Veli KÜÇÜK Hüseyin KIVRIKOĞLU ile de, Hüseyin KIVRIKOĞLU ilk geldiğinde tek Bilecik’ te Veli KÜCÜK’ ü ziyaret etti , Hüseyin KIVRIKOĞLU’ nu ziyaret etti İsmail Hakkı KARADAYI ile arası çok çok iyiydi yani eğer Genel Komutan derken ben Rasim BETÜL’ ü yada Teoman KOMAN Paşa’ yı taktığını pek inanmıyorum, Rasim BETÜL’ e de bir ara kafayı takmıştı bu çünkü araya neydi bu bir General girdi bunların arasına bak kendi Jandarma Genel Komutanı’ na kafayı takmıştı bu, araya bir başka General girdi kendi devresinden bunları barıştırdı yani böyle bir şey. Bu tartışmayı orda anlattıklarında ben ordaydım Giresun’ daydım. Fakat, Mehmet AĞAR’ ında bu görüşmeye gitmesi gerektiğini söylediler.
S. : Yani o arabada oda olacak
T.G. : O arabada yada arka arabada ama Mehmet AĞAR’ ın da bu kazada gidiyor olması gerekiyordu. Mehmet AĞAR’ı birinin uyandırdığını söylediler. O zaman Mehmet AĞAR’ ı uyandırdığının SAMI olanın şüphe ettiğini söylüyorlardı Sami HOŞTAN için, Mehmet AĞAR. Oteli de söylediler Ankara’ da bir otel dediler tam olarak hatırlamıyorum ama oteli de söylediler şey olarak. Ondan çok şeydiler zaten Mehmet AĞAR’ ın olmayışından dolayı rahatsızdılar. Bu kamyoncu falan da kurulduğunu ima edilmişti, Deniz GÖKÇE diye bir adamdı yada Gökçe DENİZ diye tam hatırlamıyorum adını. O adamın da kurulduğunu falan söylediler, yerin ama Susurluk olmadığını, bu bilgi tam geçmiş zaman sağlamlaştıramıyorum ama yerden rahatsızdılar, yani o bölgenin olmaması gerektiğinden, rahatsızdı. Veli Paşa şunu çok duruyordu Drej Ali’de bana bunu teyid etmişti. Allahtan dedi biz dedi o çantayı şey yaptık dedi eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi dediler o zaman.
S. : Niye o çanta
T.G. : Bilmiyorum Drej Ali bana, bunun Abdullah ÇATLI’ nın bütün belgelerini, yemek yediğimiz faturalardan harcadığımız derdi fişlere kadar notlarını tutardı. Bütün belgeler, dökümanlar, silah da olabilir ama bana silah demedi yani bu örneği verdi, bunu dedi ben dedi yukarıya abiye gönderdim dedi. Abi derken Veli Abi derdi hep o komutanım, generalim yada paşam demezdi Veli Abi nasılsın falan der, abiye gönderdim dedi o zaman.
S. : Veli Abi
T.G. : Veli abiye.
S : Tasarlanmış bir şey miydi o kaza diyorsun
T.G. : Bana öyle geldi, bu bana ondan önce Doğu PERİNÇEK kendisi söyledi. Ama ben Doğu PERİNÇEK’ in komplo teorisi kurduğuna inanıyordum. Niye, ona CIA, buna MİT, buna ajan falan dedi ben böyle düşünüyordum
S. : Ne dedi Doğu PERİNÇEK
T.G. : Doğu PERİNÇEK’de kazanın, Doğu PERİNÇEK’ de başında daha net söyledi bana dedi ki burada Müttefik Kuvvetler, Müttefik Kuvvetler dediği Genelkurmay’ ın içindeki kendisi ile beraber hareket eden ……….. grubu. Müttefik Kuvvetlerin bunları tasfiye operasyonu dedi.
S. : Bunlar derken kimi kastediyor.
T.G. : Mehmet AĞAR, Abdullah ÇATLI
S. : İsim bazında değil
T.G. : Yok Tansu ÇİLLER falan söyledi canım, Tansu ÇİLLER’ in bu ekiplerini bunları, bunları Tansu ÇİLLER ekibi olarak da söylüyordu. Ama şey söyledi, yani Hüseyin, İsmail Hakkı KARADAYI’ nın da cephesini anlatırdı o Güçlü çok iyi hatırlıyorum Müttefik Kuvvetler orduyu söyledi tabi Türk Silahlı Kuvvetleri’ ni derdi ama sık sık Türk Silahlı Kuvvetleri’ ne o Müttefik Kuvvetler derdi çünkü ona göre Türk silahlı Kuvvetleri’ nin içinde de ona göre bir Amerikan Grubu vardı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Özel Harp Dairesi dedikleri. Onları sevmezdi mesela, onlar içinde Veli Paşa’ nın niye girdi dediği adamları severdi. Bir ara Veli Paşa Engin AMAN ‘ a takmıştı, Aydınlıkta’ da Doğu PERİNÇEK‘ de ona takmıştı. Şimdi Tunceli Tümgeneral Bölge Komutanı, Özel Harp Dairesi Başkanıydı. Şimdi Doğu PERİNÇEK’ de bana bunu bu kazanın Genelkurmay tarafından yapıldığına, tabi Genelkurmay derken burada yanlış bir anlaşılma olmasın tırnak içerisinde söyleyeceğim, ……………….. İstanbul Valisi Hayri KOZAKÇIOĞLU varken, Necdet MENZİR Emniyet Müdürü iken, Kısmetim-1 gemisi batırılırken Nejat DAŞ’ ın burada olduğu, askerlerin söylediği burada pazarlıklar yapıldığı, malın boşaltıldığı, bunu çok üst düzeydeki gazetecilerinde benim bildiğim gibi, sizin bu Vatan Caddesi muhabirleri değil de, onların da bildiğini biliyordum, böyle de söylediler ama bunu söylerken bütün Vatan Caddesi yada bütün Emniyet Genel Müdürlüğü’ nün Nejat DAŞ ile ilgiliydi demek olmaz. Ama Doğu PERİNÇEK, Genelkurmay’ ın bunu tasfiye operasyonu yaptığını
S. : Konu dağılıyor
T.G. : Bunlar KARADAYI, KIVRIKOĞLU, Veli KÜÇÜK, Eşref BİTLİS bunların, Teoman KOMAN Paşa, Rasim BETÜL Paşa bunların mesela Osman ÖZBEK, bunların şey olduğunu söylüyorlar bir grup olduğunu
S. : Veli Paşa, bunları ben yalnız yapmadım derken bunları mı kastediyordu
T.G. : Doğu PERİNÇEK bunları bana söyleyince ben bunları böyle bütünleştiriyorum. Ama o demedi, Genelkurmay şu bu falan. Gider komisyona konuşurum benle beraber herkes konuşur o zaman dedi.
S. : Herkes deyince kimi kastetti sana göre
T.G. : Üst grupları, yukarıyı kastetti.
S. : Genel Komutanları
T.G. : Tabi komutanları, üstleri kastetti. Tamam ben giderim dedim. zaten orda bana kastedemez ki. Hepsi subay, bir tek ben tek başınayım.
S. : Subaylar Veli Paşa’ ya yakın subaylar mı
T.G. : Zaten Veli Paşa bir yere gideceği zaman kendi ekibini de kaydırırdı ama hiçbir zaman bunu anlayamazsınız neden Veli Paşa İzmit Alay’ dan giderken sallıyorum Giresun’ a, İzmit Alay’ dakileri kaydırmıyordu oraya, Ankara’ dan Kars’ tan adamları kaydırıyordu, hem onları mutmain ediyordu hem de hiç kimsenin haberi olmuyordu. Herkesle kul köle oluyordu. Veli Paşa için bir de şu var bakın emniyeti bilmem, askeriyeyi de bilmem ama Veli Paşa için şu var adamın rütbesi Teğmenmiş Başçavuşmuş bu onun için hiçbir zaman önemli değil, bir Binbaşı yada Generalmiş, onun için kafası önemli yeteneği önemli ve Veli KÜÇÜK’ ün dediklerinden çıkmamalı bu önemlidir. Ben bunları anlatırken dikkat edin ben General Veli KÜÇÜK’ ü yada bu camiayı suçlamıyorum ve kötülemiyorum, sadece size benim sezdiklerimi, hissettiklerimi, yaptığım araştırmaları ve çalışmaları şey yapıyorum bana hiçbir kimse yapmış olduğum çalışmaları böyle yazılı olarak sunmadı da hazırlamadı da yılların ben birikimini söylüyorum.
S. : Şimdi kaza öncesine tekrar geri dönüyoruz. Tekrar devam edelim.
T.G. : Kazadan öncesi, o kazanın olduğu yeri anlattım şeyi
S. : Orası olmaması lazımdı, arkadaki arabada ama şurada bir eksik olduğunu, dediniz ki üç ay önce Aydınlık Gazetesi bunu yazmıştı gittiğimde de Paşa’ nın masasının üstündeydi. O zaman bir yorumu oldu mu
T.G. : Susurluk’ ta olmadı, Abdullah ÇATLI’ nın yanlış ata oynadığını söyledi. Şey de söyledi, Mehmet AĞAR pardon Mehmet AĞAR’la beraber hareket ettiğini Tansu ÇİLLER ile falan yanlış ata oynadığını söyledi bu kendisi çok iyi hatırlıyorum.
S. : Peki kaza öncesi söyleyeceğin başka bir şey var mı kaza öncesi ile ilgili, kazadan sonra öğrenmiş olduğun bilgiler dahil olmak üzere
T.G. : Kazadan sonra öğrendiğim bilgiler şuydu yani bunlar subaylar arasında falan Veli Paşa’ dan duyduğum ve subaylar arasında geçen şeylerdi konuşmalardı bunlar. Sebahattin vardı, Yüzbaşı Mustafa vardı, çok tanıdığım subaylar oldu ama isimleri aklımda tutamamış olabilirim genelde Albayları falan tutarım aklımda niye onlar Alay Komutanları falan ya bundan dolayı . Bunlar arasında o birliklerde konuş¢l¢n şuydu, bu arkadaki arabaların ben daha sonra Doğu PERİNÇEK fikir teatisinde de bulunduğumda o arkadaki arabaların, eğer bunlar içinde ölmezse yani şeylerin onlara sıkacak elemanlar olduklarını, takip edenlerin onlar olduğunu, bir suikaste gideceklerini bana böyle bir odada aramızdaki bir subaylarla tabi sabahlara kadar ne konuşulur uykuda gelmez bunları diğer subaylar aramızda böyle konuşurduk.
S. : Arkadaki arabada olanlardan hiç birisiyle görüştün mü
T.G. : Yok ben bir de o arka arabada kim vardır kim yoktur bunun hakkında ne Doğu’ dan ne Veli Paşa’ dan
S. : Arkadaki araba derken kaçıncı arka araba , bir Mercedes bir de bunların koruması vardı
T.G. : Yok bunları takip eden bakın bunlar Susurluk’ a gidiyorlar ya bunların Veli Paşa’ların, TSK’ nın takip ettiği bir araba var bundan bahsediyorum.
S. : Peki sonradan öğrendiğin bilgiler otururken konuştun, peki bu arkadaki araba kazaya müdahale etmiş mi
T.G. : Etmemiş
S. : Niye
T.G. : Edecekmiş kazaya müdahale yani şey olmasaymış, suikast yapacaklarmış bir de o arkadaki çantayı şimdi aklıma geliyor o arkadaki çantayı Drej Ali kimseye göndermiyor arkadaki arabada olan adamlara veriyor onlar getiriyor abiye gitsin derken niye çünkü Drej Ali ilk televizyonlara çıkan cenazeyi de alan Drej Ali’ dir. Ne zaman hangi dakika da sen çantayı getiriyorsun, Veli abiye getiriyorsun ondan sonra da…………………………………….. öyle önemli bir çantayı sen yanındaki Tuncayla, Ahmetle, Mehmetlen Drej göndermez subaylarlan ancak……
S. : Peki Drej Ali olaya ne kadar yakınmış, ondan önce şu konu var peki arkadaki araba öndeki arabaya müdahale etmiş mi
T.G. : Yok etmemiş onu söylediler
S. : Ama arabadan sağ çıkan oldu
T.G. : Hangisini söylüyorsunuz Mercedes’ i mi söylüyorsunuz
S. : Mercedes’ i evet
T.G. : Müdahale de şöyle sadece şey sağ çıktı Sedat BUCAK ama Veli KÜÇÜK’ ün Sedat BUCAK ile çok büyük bir problemi yok. Bir de o kazada önde ki araba var ya adam bu arabanın da zaten sonradan duyduğumu anlatıyorum yani hem Aydınlık ekibinden hem de subaylar arasından, o Deniz GÖKÇE midir nedir bu arabanın da hasbelkader çıkmadığını söylüyorlar.
S. : Nasıl bu arabanın, kamyonun mu
T.G. : Kamyonun da hasbelkader çıkmadığını söylüyorlar, kendilerinin daha önceden o benzinlikleri organize ettiklerini söylediler. Ama bu sohbet anında derin bir bilgi değil.
S. : Bunun bir düzenek olduğunu anladın peki arka koltuktakilerin ölmesi şimdi arabanın yarısına kadar bir şey yok
T.G. : Kazanın önde miydi arabanın parçalanan, yok kamyon nereden vuruyordu arkadan vurdu değil mi
S. : Resimlerde görüyorsun arabanın orta direğine kadar hasar var tamam önde oturanlar için tamam ama arkada oturanlar ama önde oturan sağdı Sedat BUCAK, konuşmalarınızı, sohbetlerinizi, kiminle konuştuğunuzu iyi hatırlayarak düşün arkadaki araba Mercedes’ e müdahale etti mi. Bir arabadan sağ çıkan var iki Mercedes’ in arkasında herhangi bir şey olmamasına rağmen yani arka kapıların camlarının dahi sağlam olmasına rağmen arka koltukta ölü oldu hem de iki tane. Hani sen dedin ya herhangi bir şey olmazsa o kazada arkadakiler müdahale edecekti, suikast timi vardı, böyle bir suikast olayı oldu mu sana göre. Yorum istemiyoruz.
T.G. : Siz sordunuz, ben de cevap veremedim ama soru olarak döneceğim size, cesetlerde kurşun sabotajı gibi bir şey var mı
S. : Onu bir kenara koy, var veya yok sen müdahale olup olmadığını biliyor musun
T.G. : Yok arkadakilerin müdahale edip etmediğini bilmiyorum. Ama o arabanın korumalar değil bunların arabaları olduğunu biliyorum.
S. : Peki müdahale edilecekse, korumalar var nasıl müdahale edilecek.
T.G. : Şimdi bunu söyleyeyim ben size, Gaffar OKKAN değil mi öldürülen, Veli Paşa’ nın biz evindeydik bunu izlerken hasbelkader o günlerde birisi ile buluşmaya gidecektik, Gaffar OKKAN’ ın bombalanma olayı vardı. Bu dedi Hizbullah işi değil dedi, Hizbullah yapamaz bunu dedi böyle bir şey yok dedi. ………. oturuyoruz birine yemeği gideceğiz. Bu Hizbullah işi falan değil dedi, bunda başka iş var dedi kimse bunu böyle yapamaz yani korumalardan açtın ya o kadar koruma var Emniyet Müdürlüğüne şu kadar yakın bu dedi büyük bir eylem ve güzel bir eylem eğer ki Hizbullah yapmışsa dedi yani onu takdir etmek lazım bir örgüt olarak yapıyorsa dedi bu örgüt eylemi değil dedi. Şimdi onu söyleyeceğim, koruma var polis koruma var bunlar kendilerindeki askerleri her zaman polisten ve MİT’tekilerden üstün tutuyorlar yani Özel Kuvvetler olsun, Askeri İstihbarat olsun her zaman kendilerin daha aktif görüyorlar. Belki yorum yapıyorum arkalarında başka koruma araçları da varmıydı bilmiyorum ama onlar kendileri tek bir aracın arkasında olduğunu, kendi çevrelerinden tek bir aracın arkalarında olduğunu kendileri zaten sohbetlerde söylemişti.
S. : Ben şu yorumu çıkartıyorum, biz yorumla hareket etmeyeceğiz yalnız unutma, Gaffar OKKAN olayında örnek verdin, dedin bir düzenek kurmuşlar, kazadan sonra kazazedelerin hastaneye götürülmesi esnasında bir suikast gibi bir şey oldu mu
T.G. : Bilmiyorum, hiç öyle bir şey söylenmedi.
S. : Tamam, şimdi soruları sorayım. Drej Ali’nin olaya müdahalesi nasıl oldu , ilk duyan kim
T.G. : İlk duyan Drej Ali. Drej Ali’ mi Veli Paşa’ ya telefon açıyor, Veli Paşa‘ mı Drej Ali’ye telefon açıyor çok geçmiş zaman, Drej’ de bana kendisi anlattı tabi. Ama, yok Veli Paşa duyuyor, oranın Bölge Komutanını mı ne arıyor, birisini arıyor, Emniyet Müdürüydü herhalde pardon, normal basına çıkan bilgiler bu şu söylediğim, cenazenin Drej Ali’ye verilmesin söylüyor. İlk oraya giden de Drej Ali.
S. : Drej nerde ki, Susurluk’ ta kaza olacak diye hazır olda mı beklemiş ne yapmış
T.G. : Yani oraya ilk sahip çıkan, cenazeyi ona veren, çantayı ona verenin ilk Drej Ali’ nin olduğunu Drej Ali kendi de bana söyledi. Ama bunu ilereye dönük Drej Ali ile görüştüğümde tekrar şey yapabilirim, ama dedim ya ben o günden bu güne…….
S. : Drej Ali çantayı kimden, nereden alıyor
T.G. : Arabadan alıyor. Çanta arabada, bakın Drej Ali çantayı arabadan alıyor, şu kayıp çanta varya meşhur kayıp çanta
S. : Nedir bu çanta spor çanta mı
T.G. : Ben bilmiyorum ama söylediği şey James Bond çantalar var ya onlardan olduğunu söyledi. Tam çantanın ne olduğunu bilmiyorum ama bir kayıp çantadır gidiyor
S. : Sedat BUCAK’ ın orda ölmemesi de baha şüpheli geliyor, Drej Ali’ nin orda olması da bana şüpheli geliyor
T.G. : Bu şüphelerin aynısını bende düşünüyorum ama.
S. : Bana net bildiğini anlatacaksın. Bu konuda Veli Paşa ne dedi, bu konuda Drej Ali nerededi
T.G. : Bugün daha rahat konuşuyorum ve daha rahat aklıma geliyor. Neden bu siz benim psikolojimi tanımlıyorsunuz ve biliyorsunuz…….. hatırlıyorum bakın çantayı Drej Ali’ nin aldığını
S. : Ne kadar süre sonra
T.G. : Dakika ve saniye olarak bilmiyorum
S. : Saat olarak
T.G. : Valla ilk orada olanın Drej Ali olduğunu biliyorum. Veli Paşa’ nın Drej’ e cenazeyi teslim edin dediğini biliyorum.
S. : Drej oraya gittiğinde ölenler kaldırılmış mıydı olay yerinden
T.G. : Oraya gittiğinde, Abdullah ÇATLI’ nın ÇATLI olduğu yayılmıştı
•S. : Hayır kazazedeler hastaneye kaldırılmış mıydı.
T.G. : Bilmiyorum orasını
S. : Evet devam ediyoruz, çantayı aldı Drej Ali Veli Paşa’ ya gönderdi ondan sonra, yönlendirmeler oldu, bilgi akışları oldu basına çok müdahale….
T.G. : Şimdi basında bizim Akşam gazetesinde,
S. : Yani sadece basın düşünme bunu kronolojik olarak…
T.G. : Yani genel düşünüyorum Kronolojik olarak sıraya koyarken şunu düşünmem gerekiyor. Veli Paşa o ara Susurluk Dönemi, ben tanıdığım zamana kadar bugüne de söylüyorum en gergin,en temkinli,en huysuz dönemiydi.
S. : Ama şimdi tezat oldu
T.G. : Bakın hayır tezat olmuyor, bizle görüp bir şey yapmıyordu, her şeyi paylaşmıyordu, kendisini sorguya alacaklarına kendisine dava açacaklarına kendisini konuşturacaklarını bu konuda kendisinin günah keçisi olduğunu zannediyordu. Bunun için hiçbir kimseyle sırf benle değildi bence Ali İhsan KUL’ a da söylemiyordu ve ben onun en sıkıntılı dönemi olarak görüyorum o dönemi de.
S. : O zaman neredeydi
T.G. : Giresun’ daydı ben görüştüğümde,
S : Susurluk olduğunda Giresundamıydı,
T.G. : Giresundaydi …..
S. : Peki basını yönlendirmesi nasıl oldu bu konusunda
T.G. : Kendisinin basını yönlendirmesi mi benim cephemden söyleyim önce bir Behiç KILIÇ ile zaten görüşüyordu kendisi haber sağlama bakımından, Akşam Gazetesinin politikası olarak, Günaydın Gazetesinde MİT’ ten bir adam vardı bakın dün onu unuttum ben, birinin de kızı orada çalışıyordu kızın adı aklıma gelmiyor ama Samsung diye bir adam Bekir KUTMANGİL’ in dönemi bu Samsung o zaman, bir gün ………. bir kız vardı babası MİT’ te çalışıyormuş gönderdiği tanıdık…. Bekir COŞKUN hatırlıyorum çok yakın dostu ondan biliyorum öbür adamın adı Ertuğrul ÖZKÖK ile arasının iyi olduğunu biliyorum yani bakın Veli Paşa ile görüşen insanların Enis BERBEROĞLU dahil ben şey olarak görmüyorum yani gazeteci olarak görmüyorum, Veli Paşa görüştüğü herkesi belli bir müddet onun etkileme sanatı var mutlaka devşirmiştir, devşirmeme olasılığına ben inanmıyorum. Ayşe ÖNAL’ ı devşirmedi değil, Ayşe ÖNAL’ ın kendisine karşı Veli Paşa’ nın bir özeliği vardır, karşı çıkan adamı hiçbir zaman sevmez, yüzüne söylerdi. Ayşe ÖNAL ona …………….. dik kafalılık yaptığı için bertaraf etti. VELI PAŞA INTIKAMCIDIR, INTIKAM ALIR YANI. ŞIMDI BEN AYDINLIK’I YÖNLENDIRIYORDUM, ZAMAN GAZETESINI YÖNLENDIRIYORDUM, TÜRKIYE GAZETESINI YÖNLENDIRIYORDUM. Dün söylemediğim Türkiye Gazetesiydi, Türkiye Gazetesinde Aslan TEKİN var. Gürbüz neydi o adam öldü geçenlerde bir adam vardı ben onunla çok sık görüşmezdim, romancı yazar diye geçinir, Aslan TEKİN ile görüşürüm sık sık, Aslan TEKİN iki ayda çok kısa bir dönem bizde Akşam’ da çalıştı, ondan öncede Ortadoğu’ da çalıştı, Devlet BAHÇELİ’ yle falan arası çok iyidir. Kendisi Arapça Sosyoloji Dil hocasıdır ve……………… Bunu Sami DEMİRKIRAN’ ı Aslan TEKİN çıkarttı, …………. kitabını falan yazdı, İmralı’ da da Apo davasına katılan tek gazetecilerden önemli şeylerden birisidir. Türkiye Gazetesini Aslan TEKİN ile yönlendiriyorduk daha sonra Selahattin SADIKOĞLU’ da TGRT ‘ye zaten haber daire başkanı olmuştu, Veli Paşa’ nın ama o zaten Susurluk’ un çok bir dönemi değil idi. Ama gazeteyi Aslan TEKİN organize ediyordu. Çünkü Türkiye Gazetesi’ nde çok akademili insanlar yoktu, en akademili Aslan TEKİN idi. Çünkü diğer gazetelerde çalışmış olarak görüyoruz. Bir adam daha vardı , ………….. ajansının sahibiydi, İbrahim ŞAHİN ‘lerle de beraberdi onu da arada bir yönlendirirdi ama çok şey değildi ama …………. ajansı vardı onun birde adını şimdi hatırlayamıyorum, Yusuf SANCAK olsa gerek, yanlışlık olmasın ama. Daha sonra Türkiye Gazetesi’nden İHLAS’ tan yani holdingden falan ayrıldı, gazeteci tipli böyle holdingli şey değil ………….. ajansını kurdu.
S : Ne şekilde yönlendirme oluyordu yani kazanın sebepleri sonuçları açısından
T.G. : Veli KÜÇÜK‘ ün, askerlerin üzerinden çıkartılıp bunların Emniyet’ in üzerine günah keçisi, MİT’ de de Mehmet EYMÜR, aslında Veli Paşa Mehmet EYMÜR’ ü de arkadaşı olduğu halde, Doğu PERİNÇEK’ e, Radikal’ e ona buna saldırı ha Radikal dediniz aklıma geldi Radikal Gazetesi Veli KÜÇÜK hakkında “Nerede Faili Meçhul Orda Veli KÜÇÜK diye manşet attı. Radikal, Veli KÜÇÜK’ e çok saldırıyordu, o zaman dedi Doğu PERİNÇEK gitsin dedi Aydın DOĞAN ile görüşsün dedi. Aydın DOĞAN, Doğu PERİNÇEK’i dış kapıda karşılamış, Doğu PERİNÇEK bana söyledi. Aydın DOĞAN ile görüşmüş, bundan sonra Milliyet Gazetesinde falan yapmamaya gayrete edeceğim, Radikal’ de etkileyeceğim, damadımla görüşeceğim dedi fakat Veli Paşa’ ya söyleyin Hürriyet Gazetesi her ne kadar bende görünse de Hürriyet Gazetesi benim değil Koç’ un dedi. Bunun üzerine Veli Paşa ne yaptı Koç’ u, burayı anlatmak istiyorum sizin için iyi bir arşiv olacağı için ben de o fotoğraflar var bu fotoğrafların içinde olacağını zannediyorum arkadaşların aldıkları fotoğraflar içinde Koç’ un adası var biliyor musunuz, işte Kayseri’ den oradan buradan …………………. kiliseler kurdu Koç Adası var meşhur, Marmara Denizi’ nin ortasın da mı tam bilmiyorum, fotoğraflarını, Koç’ un adasını bu taciz ediyordu, Veli Paşa, fotoğraflarını da biz kime çektirdik biliyor musunuz Koç’ un adasının diaları da bendedir hem de Hakan ASLANER’ i , Şenol’ u sevmezdi Behiç KILIÇ’ da, Behiç KILIÇ yönlendirdi zaten o Haluk, ama haberleri yoktu bunların Behiç organize etti, Koç’ an adasının olduğunu da bilmiyorlardı, Haluk, Hakan …….. bir çocuk daha vardı en son Sabah’ ta çalışıyordu Erhan, ÖZTÜRK olabilir soyadı, o da kısa bir dönem …………….. çalıştı, o zaman bizde Akşam’ da çalışıyorlardı 6 ay yada 3 ay Akşam’ da çalıştılar, 3 ay olabilir. Bu adayı taciz ediyordu Veli Paşa ama nasıl taciz ettiğini bilmiyorum. Nereden çıkarttın diyeceksin, Doğu PERİNÇEK bana dedi ki Veli Paşa, adayı taciz ediyor diye Aydın DOĞAN kendisine söylemiş. Rahmi KOÇ, bu yemeği, bu Veli Paşa emekli oldu ya Veli Paşa ile yemek yiyelim diye haber göndermiş. Kimden Mesut YILMAZ’ ın sekreteri Asuman mı dedi bir kadından bahsetti ama çıkartamadım şimdi Asuman mı böyle acayip bir ismi vardı, Mesut YILMAZ’ ın danışmanıydı kadın. Bir de bir kadın varmış MİT’ te Semra’mıydı tam bilmiyorum o da Mesut YILMAZ’ ın işlerini yapıyormuş o kadında ondan gönderdiğini söyledi haber. Adını da söyledi bana kadında da Semra olabilir tam çıkartamıyorum, MİT ‘ de üst düzeydeymiş. Bunun üzerine Behiç bana bunu söyledi, ben Veli KÜÇÜK’ e bunu söyledim siz adayı taciz ettiriyormuşsunuz dedim, ondan sonra şey yaptı bana , Hakanlardan fotoğrafları aldım, Behiç KILIÇ verdi, Veli Paşa’ ya getirdim. Ama benim bir özelliğim vardır her belgeme kopi yaparım, onları da kopi yaptım ve bir nüshası da bendedir. Ben deki diaları da pardon kopi de değil onlar orjinaldir, neden biliyor musunuz, Hakanlara dedim ki, Hakan ayrı makine ile çekiyor bunların ikisi, benim öyle fotoğraf makinem yok benim normal köylü fotoğraf makineleri gibidir zaten çekmem, evde hatıradır ben …………. için onlarınki şöyle falan uzağı yakını çeker, ben şimdi şunu düşündüm bunların ikisi de fotoğrafları çekmediler mi, çektiler Behiç KILIÇ bunlara sayılı film verdi, dia bunlarda zaten ne kadar çektiyse ayrıntısıyla Behiç KILIÇ’ a getirmişlerdir. Ben gazetecilik………………… şeyini bilirim. Bunlara dedim ki Hakan getirmiş şey getirmemiş Haluk fotoğrafları dedim ki Behiç abi fotoğraflar iyi de bu Hakan’ ın filmleri, Haluk’ un filmleri nerede aaa doğru dedi Paşam diyor ki dedim böyle böyle iki muhabir üç muhabir göndermişsiniz oraya diyor dedim aslında böyle bir şey dememişti benim gayem diadan diaya fotoğraf çektirmeniz çok zor, onu gidip banyo yaptırmalısınız. Tab ettirmelisiniz Akmerkez’ de, büyük yerlerde, Kodak’ larda o bir haftayı alır, benim bir hafta çok zamanımı alır, ve çok pahalı olur. İki, film yıkanıp tab ettirilmesi Veli Paşa tarafından anlaşılır. Ben onun için Veli Paşa’ ya Hakan’ ınkini yada öbür çocuğunkini gönderdim, bir paket de bende kaldı, bunlar elimdekiler orjinaldir.
•S. : KOÇ’ ları ne yaptı onları anlatacaktın.
T.G. : Koç’ları taciz olayını bunda yaptı, Barthelemous‘u Karadeniz’e çıkarttırmadı, gemi meselesinde kavga çıktı biliyorsunuz, bunlarla çok takışıyor halen de onları Koç grubunu seviyor. Ama en büyük tacizi şeydi Helikopterle onların misafirleri oraya gitmiş, Koç’ da helikopter ile oraya gitmiş, Veli Paşa’ da helikopter ile şey……………
•S. : Şimdi bunu şey için anlatıyordun Hürriyet Gazetesi kontrolü ……………
T.G. : Susurluk döneminde Hürriyet Gazetesinde ……………………. ya Aydın DOĞAN’ a diyoruz ki Hürriyet Gazetesi senin dedi Doğu PERİNÇEK, o da diyor ki imtiyaz sahibi benim ama bu gazete benim değil , gazete Koç’ un eğer şeyiniz varsa ben de bunu , Doğu PERİNÇEK bu mesajı getirince bana ben de Veli Paşa’ ya böyle deyince Veli Paşa’ da bu misillemeyi yaptı
•S. : Fotoğrafları
T.G. : Evet, Veli Paşalar ne yaptı, Mehmet Ali BİRAND kaldır fişi indir fişi neydi o karanlık eylemi başlatmışlardı hatırlıyorsunuz değil mi indir onu kaldır onu o fiş zamanında Mehmet Ali BİRAND karanlık eylemi başlattılar, ÖDP’liler başlatmadı aslında, Mehmet Ali BİRAND gibi insanların böyle başlattığı Karanlık Türkiye’ ye karşı Aydınlık diye onlar başlattı diye Veli Paşa söyledi, Ufuk URAS kimmiş dedi Ufuk URAS dediğin adam dedi senin dedi MİT’ de dedi mutemet dedi , MİT’ de dedi asistanlık yaptı dedi Ufuk URAS, aldılar getirdiler partinin başına topladılar dedi eşcinseller, özgürlükçüler, bilmem ne partisi diye böyle şey yaptı kızarak ben dedi onları muhatap almam dedi Mehmet Ali BİRAND’ a Mehmet Ali BİRAND’ a kaç kere uyardı bu Mehmet Ali BİRAND şey yapmadı
S :Kaale almadı
T.G. :Kaale almadı Bunun üzerine ,Karacan ailesinde ÖMER KARACAN var bu çocuk Number One TV’ nin sahibi ayrıca bu çocuğun bir de radyosu var ayrıca doğru dürüst dinlemediğim için için bilemiyorum
S : Number One radyo var
T.G. : Ha radyoda mı Number One radyo bilmiyorum, Number One tv olduğunu biliyorum
S : Number One aynı radyosu var
T.G.: ……………. bu çocuğa çok destek veriyordu Veli Paşa ……… bu çocukla konuştu desteği kesti o dönemi çok iyi hatırlıyorum Ömer KARACAN’ la bunlar biliyorsunuz bir tırnak açacam iki hafta öncede Gülşen DAĞDAŞ’ ın Menderes’in danışmanı olan Yancay GÖKTAŞ Karaca’nın, öbür Karacanın bu cocuk eşcinsel Ömer KARACAN, öbür çocuk öbür çocuğun adı neydi ya
S : Abisi, kardeşimi
T.G. : Kardeşi Ali Karaca mı Ali Karaca Ali Karaca’da gazete çıkarma için çalışmalar yapacaklarmış Veli Küçük’te işin içine olsun diye böyle bir şeyler yapalım diye Veli Küçük‘te daha doğrusu bunlar Çocuğu kuruyorlar onlar da şeyi kuruyor bizde Veli Küçüğü kuracağız anlatabildin mi gazete kuracak Ali Karaca hemde o dargınlıklar da ortadan kalkmış olacak böyle bir ütopya var ama bu bir ütopya biz Ali Karacanla görüşmüyoruz ama ………… görüşüyor
S : Şimdi konu dağıldı da şunu soruyorum yani Susurlukla ilgili basın kuruluşlarıyla nasıl bilgi belge akışı gidip geliyor.
T.G. : Şimdi ben Hürriyete Milliyete oraya buraya gitmedim gittiğim Aydınlık
S : Ne götürdün Aydınlık’ tan ne alıyordun
T.G. : Ne yazılı belge kağıt veriyorsa yani yazılı, ama Veli Paşa yazılı kağıt vermezdi genelde de yazdırırdı yazılı belge veriyorsa yazılı belge götürüyordum
S : Ne belgeler götürüyordun
T.G. : Ama bilge hiç hatırlamıyorum eğer o klasörlerimin içinde varsa hatırlarım Çünkü bakın bahsettiğiniz olay bakın benim hayatım hiç böyle gitmiyor benim hayatın hep böyle gidiyor onun için hatırlama olasılığım yani ben günde on tane olayı birden yaşıyorum yani onun için özellikle bunun üstünde duruyorum
S : ……………………… fotoğraflar nasıl verildi,
T.G. : Biz ona gitmedik Haluk’la Uğur Dündar ilişkisinde ben yoktum
S : Hı
T.G. : Yani nasıl verildiğini de onun bilmiyorum ama Tuncay ÖZKAN’ a
S : ………………….
T.G. : …………………. Ama Haluk’ un kendi fotoğraflarıydı o ama Tuncay ÖZKAN’ a Haluk’ un üç milyara sattığını Haluk kendi bana söyledi bakın Veli Paşanın bir özelliği de vardır bakın siz beş arkadaş olabilirsiniz beş arkadaş Veli KÜÇÜK‘ ün direk adamı olabilir ama içinizden bir birisi daha vardır o Veli KÜÇÜK’ e çalışıyordur
S. : Onu kimse bilmez
T.G. : Bilmez yani bizim akşam gazetesinde de bu olabilir
S. : Peki hiç böyle düşündünüz mü ………….. …………………….
T.G. : Tabi
S. : Onları anlatın
T.G. : İşte onu söylüyorum …………. dedi ki Aydın DOĞAN’ a gidin dedi
S. : Hı
T.G. : Gitti yine dedi ki Mehmet Ali BİRAND’ a gidin bu yazıları durdursun karanlık eylemi ve Veli KÜÇÜK’ e saldırmasın dedi Ömer KARACAN’ ı bunun için anlattım Ömer KARACAN’ ın fotoğrafları var elimde Ömer KARACAN’ ın travestilerle fotoğraflar çektiriyor alemler yapıyor ilişkiler kuruyor bu fotoğrafları Ankara Jandarma Misafirhanesi Dikmen’ de mi bilmiyorum DYP partisinin karşısında Jandarma misafirhanesi var oraya ben getirdim zarfta çocuğun evi var evinde travestiler kendisi de travesti kılığına girmiş fotoğrafları var babasıyla fotoğrafları Mehmet Ali BİRAND oturmuş çocukluk gençlik fotoğrafları bu fotoğrafları da Ümit OĞUZTAN’ dan biz tedarik ettik o zaman
S. : Bu adamda bir şeyler var mı arşivi var mı
T.G. : Arşivimi yok bu adamda o gördüğünüz bilgisayarın dışında
S. : Hayır sende sende
T.G. : O Fotoğrafların mı aldığımız kişilerin mutlaka olması lazım sonun da Veli Paşa bir dergi bastırdı Ümit OĞUZTAN’ a ha Mehmet Ali BİRAND’ a bunu gönderdi gönderdi Mehmet Ali BİRAND şey yaptı durdu dikkat edin Veli KÜÇÜK aleyhine Mehmet Ali BİRAND Susurluk yazılarına bakın ya bir yazı vardır ya iki yazı vardır
S. : Kimi gönderdi
T.G. : Şeycileri Aydınlık’ çılardan birisiyle gittik biz Aydınlık’ çılarla getirdik fotoğrafları zaten ben şeyden aldım bu…. …. Ümit OĞUZTAN dan aldım Veli Paşa’ ya getirdim aynı fotoğraflardan aldım Aydınlık’ çılar ama insanlar halk arasında bu fotoğrafları Mehmet Ali BİRAND’ a benim gönderdiğimi zannederler niye ben söylüyorum ya Adnan’a felan onlarda gitse gitse Veli Paşaya bu gitmiştir oysa Mehmet Ali BİRAND’ ı ömrümde bir kere bile görmedim hiç ha getirmiş olsam saklamam ama fotoğrafların kaynağı benim ben fotoğrafları Ümit OĞUZTAN’ dan aldım Veli KÜÇÜK’e getirdim Jandarma tesislerin de teslim ettim daha sonra aydınlıkçılar aracılığı ile ona gittiğini biliyorum Aydınlık’ cılar gazeteler ……………… çok iyidirler
S. : Aydınlıkçılara göre Paşanın akıbeti ne
T.G. : Benim araştırdığım …………………….
S. : He
T.G. : Ondan sonra Mehmet Ali BİRAND karanlık eylemini meylemini bıraktı, eylem tirişkadan bir eylemdi ama, Veli KÜÇÜK yazmıyor Susurluk’ da musurluk da hiçbir şey yok durdu
S. : Siyaset ve Emniyet güçlerine devam ediyor
T.G. : ……… Şimdi böyle devam ederken o çocuk Ömer Karacan Veli Küçük hakkında bir iki şey söyledi söylediğini de hatırlamıyorum şey olarak hakaret bazında söylüyor, Veli Paşa dedi ki kim lan bu dedi bunun üzerine Ümit OĞUZTAN bunu Nefes dergisi diye bir dergide bastırdı beş tane on tane elli tene bastırdı dergide bastırmış gibi yaptı on tane, onu Ömer KARACAN’ a gönderdi dediler ki bu ne demek biliyor musun Ömer KARACAN biz bunu bedava dağıtırız ha Ömer KARACAN’ dan duydum mahkemeye vermişti Ömer KARACAN ya Veli KÜÇÜK’ ü veya Nefes dergisini bilmiyorum mahkemeye şak diye gitti Ümit OĞUZTAN resimleri verdi oda öylece kaldı Ömer KARACAN literatürü tekrar iki hafta üç haftadır tekrar açıldı
S. : Başka söyleyeceğin bir şey var mı Susurluk’la ilgili oluşunu anlattın sonrasını anlattın aslında sonrasını tam geniş işleyemedik ama
T.G. : Şöyle sorduğunuz da falan daha aklıma şey yapacağım yani ben dedim ya benim hayatım dedim ya bu konuştuklarımızı bugün dünkü gibi bir ortam da konuşsak yine çıkartamazdım bakın benim hayatım böyle gidiyor işte
S. : Bu şekilde Susurluk olayını yönlendirdiler Veli KÜÇÜK’ ün üzerinden kalkmış oldu. Veli KÜÇÜK yargılandı mı
T.G. : Hayır Veli Küçüğü biliyorsunuz şeye bile çağıramadılar komisyona bile çağıramadılar, Elkatmış on kere çağırın çağırın dedi çağıramadılar
S. : Niye
T.G. : Veli Küçük gizli diplomasileri olan bir adamdır, o zaman da söyledi beni çağıramazlar Elkatmış oradan konuşsun dursun dedi ben dedi komisyon gitmem dedi
S. : Şimdi o zaman uyuşturucudan bahset gerek Güneydoğu’ da ki uyuşturucu trafiği daha sonra Güneydoğu’ da ki uyuşturucu trafiğinden sonra bu Sami HOŞTAN’ dan bu uyuşturucu konusundan biraz bahset
T.G. : Şimdi Sami HOŞTAN ile ilgili bir şey hatırlıyorum
S. : Buna girerken MAFYA ile bu çıkar amaçlı suç örgütlerinden mi başlayalım uyuşturucu ile mi başlayalım
T.G. : Uyuşturucu daha iyi olur şimdi uyuşturucuda Güneydoğu’ da JİTEM ‘ in tamamen uyuşturucuya bulaştığı istihbarattan yani şeyden önce Ayşe ÖNAL bana direktif ediyordu yani bunlar uyuşturucu yapıyorlar bunların kirli paraları var böyle böyle diye beni şey yapıyordu, Veli Paşa’ ya ben bunları söylediğim de bu kadın böyle böye diyor daha görüşmemiştik o kadında Behçet CANTÜRK’ün avukatı yani avukatlık değil de yani Behcet CANTÜRK için böyle konuşuyor
S. : Avukatlık yapıyor yani
T.G. : He avukatlığını yapıyor diye kızmış eee fakat Kuzey Irak’tan felan İran’dan o sınırlar da bakın JİTEM’ in uyuşturucu yapması çok normal niye biliyormusunuz MİT yada Polis yapamaz JİTEM yapar JİTEM de bu gün yapamaz yapamıyordur da niye biliyor musunuz Veli KÜÇÜK’ ün İran’la araları çok çok iyiydi İran’da bir örgüt var M.O.D. diye bir örgüt benim o belgelerimin içinde de olması gerekiyor
S. : Okuduk
T.G. : Ha okudunuz mu onları mesela akşam şey yapmıştım MOD örgütü …….. bu çok önemli bir örgüt İran’ nın Gladiosu gibi bir şey yani şimdiki Rejimin görünümü ve onların Türkiye’de ki bu Veli PAŞA ve ekibiyle de adları çok çok iyi yani şey olarak yapmaları çok Normal buradan direk gireceğim bu konuya şimdi benim Akşam gazetesi küpürlerinden yine manşet CAK CAK diye bir şirket var adı KEK normalde Veli Paşa’ nın bu Şirketi araştırın dedi bize Akşamda ben de Adnan’ a bu şirketi araştırır mısınız dedim
S. : Türk şirketimi yoksa yabancı bir şirket mi
T.G. : Yabancı CAK
S. : CAK
T.G. : CAK yazılışı CAK bu şirketi ………. ettiler onlar bir ay kadar bir araştırma yaptılar CAK Türkiye’ de olan bir şirket o CAK firması Amerikanın çok geniş belgeleri Doğu PERİNÇEK’ in Veli KÜÇÜK’ e direk verdiğini biliyorum oysa benim arşivimde % 100 olurdu alamadığımı biliyorum gazeteye de zaten küpür koyamadığımı hatırlıyorum CAK burada uyuşturucu yapıyor Talabani ile Barzani Türkiye Talabini’ yi sevmez biliyorsunuz Celal TALABANİ’yi Celal TALABANİ yi sevmemelerinin nedeni bakın konuyu dağıtıyorum ama konu buna direk bağlı olduğu için anlatmak zorundayım, Celal TALABANİ yi sevmemelerindeki mesele PKK’ yı desteklemeleri imiş yada geldi gitti politikaları imiş yada yavşakmış böyle bir şey bu yalan bende Celal TALABANİ yi sevmiyorum ama yani….. perde arkasında Celal TALABANİ Uyuşturucusunu bölgeyi ve Afganistan’dan aldıkları uyuşturucu da dahil kime veriyorlar biliyor musunuz Fransa Almanya Holanda üçgenine veriyorlar, bunu da Kürt işadamları yapıyor Mesut BARZANİ kime veriyor, İsrail Türkiye paralelin de Mesut BARZANİ zaten CAK firması veriyor. İran da ki İsmaili şey o öldürülen adamlar vardı
S. : Ahmet İsmail
T.G. :Ha o Kürt onlar iki kişiydiler hatırlayacaksınız bunlar uyuşturucularını da Türkiye’ ye veriyorlardı Doğu’ nun araştırıp bize ………. ettiği olay ve Veli Paşa bunu teyit etti bunu genişlet ti CAK firması da Türkiye’den yurt dışına şey yaptı fakat bize bunu Veli Paşa çok kısa olarak yazın dedi ben akşamda bana verilen çok kısa bilgiler dahilinde yazdım şu şöyledir yazmadım şuraya kadar anlattığımı yazmadım kesinlikle ama yazdığıma bakın çok ham kısır döndü bir bilgidir çok iyi hatırlıyorum, bunlar CAK’ la sürtüştüler CAK firmasıyla sürtüştüler
S. : Kim sürtüşen
T.G : Askerler, JİTEM o zaman bölgede bunlar CAK firmasıyla sürtüşmüşler sürtüştüklerinden dolayı böyle bir şey oldu
S. : Sürtüşme sebebi ne
T.G. : CAK firması Türkiye’yle artık uyuşturucusunu İran’dan direk alacaktı Türkiye tampon bölge idi Türkiye aracıydı çünkü Türkiye’de ki subayların bir ilgisinin kalmadığını İran’ dakilerle ilişki kurmuştu Amerika Halkın Mücahitleri Örgütü Meryem Recalinin Mesut Recalinin de ben de kasetleri olacak kasetlerimin içinde propaganda kasetleridir kaptanın onları ekarte etti, Saddamın kucağına itti bıraktı, İran’ la işbirliği yaptı biz o zaman da
S. : Uyuşturucuyu kaynağından almaya başladı
T.G. : Kaynağından almaya başladı CAK firması evet ayrıca siz Afganistan’ dan Amerika olarak mal almanız için Burhanettin RABBANİ ile anlaşmanız için İran’ nın şartı var İran olmazsa siz böyle bir çalışma yapamazsınız Amerika böylece işi göbeğinden almaya başladı böylece Türkiye burada ekarte edilmiş oldu Türkiye değil askerler ekarte edilmiş oldu
S. : O zamana kadar CAK’ a Türkiye’ de eroini askerler mi verdi
T.G. : Biz bakın CAK Türkiye’nin müttefikidir Türkiye’ de Amerika’ nın sizin bildiğiniz kaç tane üs vardır, 6-7 tanedir, daha fazlasını bile bilir miyiz bilemeyiz benim evraklarımın içinde bir tane harita olacak otuz altı (36) tane Türkiye’de Amerikan üssü vardır, Nato üssü vardır, Toros dağlarının eteklerinde, askeri haritadır, Radar sistemleri vardır otuz altı tane üssü olduğunu saydım, bunlar CAK firmasıyla kızıştıklarında da zaten ben dedim ki bun kadar Türkiye’ de ne geziyor diye küçük bir haber yaptım çok kısa ondan sonra Amerikalılarla bunlar çark etti ………….. o dönem biz Nokta Dergisi’ de bize saldırdı, JİTEM uyuşturucu yapıyor dedi, böyle haberler çıkmaya başladı böyle olunca biz bu noktaya saldırırız iki basın kuruluşu birbirine saldırmaz o cepheye saldırıyoruz bizim Amerika’ya alçak dememizdeki Si Ay Ey (CIA) diye böyle şeyler yazmamızda da ana tema da budur, kavganının teması ve şimdi anlatacağım neden
S. : Nedir
T.G. : Amerika’nın Adana konsolosu Elizabet Şalgın vardı kadın
S. : Hı
T.G. : Hatırlayacaksınız bu yanında ki Çekiç Güç subayları Adana’ dan yönlendiriliyor ya onlar fotoğrafları geldi bize fotoğrafları ben akşam gazetesinde yayınladım PKK kampların da Peşmergelerle beraber Peşmergelere sözde Kuzey Irak’ a ev kuruyorlar kamp kuruyorlar ama hep PKK’lar var PKK’ lılar o kamplarda o fotoğraflar bize geldi bu Amerikalarla askerlerin Veli Paşanın kavgasının ana teması buradan başlıyor CAK firmasından Uyuşturucu dan başlıyor
S. : Peki bu daha önceden Hüsamettin TÜRKMEN ‘nin uyuşturucudan kurtulması olayını bu şekilde mi bağlıyorsun
T.G. : Hayır ben bağlamıyorum Hüsamettin TÜRK.. bunlar bakın Hüsamettin TÜRKMEN’ i bunlar şu anlattığım dahil bağladığım veya kendi yorumum değil direk kaynaklar Hüsamettin TÜRKMEN olayını anlatayım Hüsamettin TÜRKMEN’ i yorum yapmıyorum Soner YALÇIN’ dan da okuduğumdan da çıkarmıyorum kendisinin bana anlattığını anlatıyorum yani orda Soner YALÇIN yazıyor onun ben size on dokuzuncu sayfa yazıyor onu ben size örnek olarak verdim Hüsamettin TÜRKMEN normalde Veli Paşa’ yla beraber çalışan Kuzey Irak’ taki bir adamdır geçmişte istihbaratlarla Irak aleyhinde Türkiye’de orda hücre yapılanması yapmış Veli Paşa ……… Paşa bunları kullanmışlar bunlar bir gruptur bunların içinde de bir tane Aziz Amerika da Amerika ya gitti oda Amerika …… şey için çalışıyordu şimdi Amerika da Amerikan vatandaşı oldu
S. : …………………
T.G. : Eee oda Kuzey Iraklı Kerküklü bunlar bir guruptu daha doğrusu Hüsamettin TÜRKMEN in bana Soner YALÇIN kitabında yazdı ismin geçiyor böyle böyle uyuşturucu bir arkadaşımla mı oturuyorum falan dedim ben Hüsamettin TÜRKMEN de dedi ki sonra dedi benim başımdan bir olay geçti bu bölgenin uyuşturucusunu toplamış uyuşturucusunu toplayınca bölgedeki insanların İskenderun’ u nakledeceğini İskenderun limanına nakledeceğini bana söyledi çok iyi hatırlıyorum ve geçiş bölgemi basit bölgemi bir bölge diyorlar
S. : Serbest bölge
T.G. : Ha serbest bölge serbest bölgeli söyledi bunun üzerine serbest bölgenin üzerine bana dedi ki Veli Paşa’ yı gecenin yarısında Diyarbakır mı Mardin mi o güneydoğuda onu aramış bunu şeyler durdurmuşlar o yol kontrolünde o zaman çok yoğundu kontroller durdurmuşlar
S. : Polis mi durdurmuş
T.G. : …….. hatırlamadım dün bana orda söylemiştiniz yani sizden duyduğum şeyi size satıyor gibi olmasın ama yol kontrolünde durdurulduğunu biliyorum bunun üzerine şey yaptık bunu işte bana anlattı Veli Paşa’ yı aramıış gecenin yarısında Veli Paşada Diyarbakır’ da Eşref HATİBOĞLU mu tam hatırlamıyorum ama subaylar gönderip malı aldırdığını İskenderun’ a daha sonra ki yaptırdığını Hüsamettin TÜRKMEN kendisinin de başından kurtardı yanı sonra Veli Paşa bunu çağırıyor İzmit’ e olay İzmit de oluyor o zaman İzmit’ teydi, paşa felan değildi yani, o zaman çağırıyor çağırdığı zaman da diyor ki ¢l¢n ş¢r¢fs¢z adam sen bana şey yapıyorsun falan fistan avukat Hüseyin ŞAŞIOĞLU’ na da sahip çıkması için şey yapıyor ve bu saatten sonra da avukat Hüseyin ŞAŞIOĞLU sahip çıkar hep odur zaten ona sahip çıkan uyuşturucu iki ……………. Sami HOŞTAN’ ın
S. : Oraya geçemeden ……………..bu uyuşturucu ne kadardı miktar olarak
T.G. : Bilmiyorum ama büyük bir miktar olduğunu bana o zaman söyledi bu çok geçmiş bir bilgi taze olmadığından ve yazmadığımdan aklımdan tutma olasılığım imkansız yani yalan söylemiş olurum
S. : Peki devam et
T.G. : Eee Sami HOŞTAN’ ı Doğu bana dedi ki Veli Paşaya söyle bir sene önce veya altı ay önce Sami HOŞTAN burada bu bölgede bir tren istasyonunun olduğu bir mıntıka olduğunu söyledi köy gibi yani orda HAP işi yaptıklarını uyuşturucu değil de hap varmış o hapın adını bana da söyledi bende dedim ki bunu sana kim söyledi ben şimdi Paşa’ ya söyleyeceğim adam diyecek ki kaynak kaynak Doğu PERİNÇEK tamam da ne diyeceğiz oda bana dedi ki sen söyle kaynak sorarsa ben seni görüştüreceğim dedi
S. : Evet
T.G. : Bende bunun üzerine söyledim bunun üzerine dün anlattıklarımdan bu eksiktir bakın çünkü dün anlatmadım bu kısmını eee yani anlatmadım derken yanlış anlamayın şey olmadı şey yaptı ben tamam Veli Paşaya söyledim böyle böyle nerede söyledim Bilecik’ te söyledim yakın tarihi anlatıyorum bu yakın tarih dedim ki böyle böyle Sami dedi ki Sami‘ de yanlış işler yapıyor bazen geçen de geçen de bana geldi yani söyledim onu uyardım olmaz dedi bak ben her zaman bunun dosyasını temizleyemem o böyle konuşur yani olmaz ki böyle dedi Sami için bunun üzerine dedim ki birileri varmış araştıralım görüşelim mi dedim görüşün görüşün dedi zaten dedi Sami’ yi Ömer Lütfü TOPAL’ ın yerine koyarak biz hata yaptık dedi şimdi ben doğuya geldim çantamdaki kartvizitlerde asayiş istihbarat da da vardır ama dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama çekmedi ki bana sormadılar OGD yedi tane kartvizit vardır orda OGD bu firmanın bu teşkilatın adı OJD’ dir Fransız istihbaratıdır Türkiye’ de ki sorumlusuyla da ben görüştüm
S. : Nasıl görüştün
T.G. : Orada kartviziti olan adam yabancı bunu bize Doğu PERİNÇEK’in Doğan DUYAR ben o kartvizit de ki adam onun yanında bir kadın ve birde Türkiye masası sorumlusu tercüme ediyor ya onun da bana söyleyeceklerini karşılıklı o adamla ilgili Fransız istihbaratıyla görüştüm nerede ……… Palas Oteli’ nde bunun Fransız istihbaratından olduğunu bana Doğan vardı ya o gece kendisi söyledi Doğan onun Paris muhabiri şimdi Hasan YALÇIN’ nın yardımcısı danışmanı, o çok güzel fransızca biliyor çünkü Doğan DUYAR, dört beş kişi Pera Pelas’ta oturduk dört beş saat adam buralarda uyuşturucu yaptıklarını bütün materyallerin ellerinde olduğunu OJD’de, OJD uyuşturucu raporlarında yayınlayacaklarını Veli KÜÇÜK ün bunları Albaylığından bu yana ta yüzbaşılığından bu yana tabi eskileri söyledi adam sahip çıktığını askeriyede bir grubun bunları yaptığını anlattı bu konuda biz Sami HOŞTAN la görüşmek istiyoruz dedi
S. : Bunu çok hızlı geçtin burada uyuşturucuyu kim yapıyormuş burada OJD nin hakkında kimler nerede nasıl
T.G. : Sami HOŞTAN’ ın üzerindelerdi askerlerin yol verdiğini yıllardır uyuşturucuya
S. : Başka bir isim kullandılar mı
T.G. : Veli Paşayı kullandı
S. : Başka başka
T.G. : JİTEM i kullandı JİTEM sık sık söylüyor zaten adam benle görüştükten sonra uyuşturucu trafiğinde JİTEM diye de bir rapor hazırladı o raporun Fransızcasını da Türkçesini de bana gönderdi belki burada dökümanların içinde olabilir bunu tehdit olarak gönderdi
S. : Peki senin VELİ Paşa tarafından gönderildiğini biliyor muydu
T.G. : Hayır Sami HOŞTAN ı tanıdığımı biliyordu ben gazeteci olarak Sami HOŞTAN a ulaşırım
S. : Bunları önlemek için mi kendileri pay almak için mi araştırıyorlar
T.G. : Adam pay diye bir şey söylemedi ama bu işle görevlendirildiğini ve Sami HOŞTAN ‘ la güvenilir insanlar aracılığıyla ilişki kurmak istediğini söyledi ben adamın yanında Sami HOŞTAN’ ın cebini aradım o cebi de benim bu ajandamda olur asıl numarası ama şimdi kapalıdır o cebini aradım o da bana kızdı zaten ya dedi beni böyle şeylerde Veli abiye sor dedi eğer bir şey varsa Veli abi açıklasın falan dedi telefonda Drej Ali’ nin Bakırköy’ de bürosunda görüştük kendisiyle
S. : HOŞTAN’ la
T.G. : Hı Bakırköy’ de bürosunda görüştük benim dedi böyle en ufak bir şeyim
S. : Kim kim vardı OGJ den kimse var mıydı
T.G. : Onları ben PELAS ta bıraktım dedim ki bak seninle bunlar görüşmek istiyor komutana adamın verdiği bilgileri geçtim, Veli PAŞA da dedi ki Sami’yle görüşmeyeceksin bana da dedi ki Doğu’ ya söyle dedi o şeyleri şey yapsın dedi yönlendirme değil başka bir şey manipüle etsin dedi
S. : Oyalasın
T.G. : Hayır devam etsin saptırsın konuyu yani askerler yapmıyor yol vermiyor bunlar işte Türkiye içinde başka Süper Nato işte şucu bucular böyle isimler takılarak……


İKİ NUMARALI KASETİN ÇÖZÜMÜ

T.G. : …………. ondan sonra bak görüyorsun dedi adın çıkacağına canın çıksın dedi falan fistan eee şey yaptı özel bir şey mi var dedi gel görüşelim gardaş dedi çıktık görüştük falan yine anlatmadı hiçbir şey ben bunları aksettirdiğim de Doğu’nunbunları manipüle etiğimiz adam ondan sonra bene kartvizitini bıraktı ben tabi fıransız bilmediğim için aramadım ayrıcada arabam teslim edildi çünkü doğu bana bunlar Fıransız devletin den geliyorlar biz kendileriyle sık sık görüşüyoruz dedi.
S : Niye peki
T.G. : Güzel bir soru Avrupa devletidir ben bunu Amerikaya gittiğimde de gördüm İran da da gördüm Irak’da da gördüm suriye’de de Hiç bir Avrupa devletleri Türkiyeyi köy olarak görüyorlar Türkiye’de söylediğiniz gibi hani bu interpol polis ona buna bu ilişkiler varya bu ilişkilere girmiyorlar hep biraz önce anlattığım hukuk dışı ilişkilere giriyorlar
S : Evet çıkarmı sağlamak istiyorlar
T.G. : Orasını bilmiyorum ama hiç bir devlet resmi olarak bu anlatmış olduğum statüde yani sizin sorduğunuz sorunun söylediğiniz şekilde böyle bir görüşme talebi falan fistan hiç öyle birşey yok diplomatik bir sorun kimse şey yapmıyor herkez hukuuk dışı uslupla hareket ediyor.
S : Senin bu konuyla ilgili söyleyeceğin başka birşey var mı
T.G. : Yok ama açılırsa ……..
S : Şimdi bir şey bir eksiğimiz var bu cek işinde yani jak üçlü ittifakın göbeğini taşımak istiyor şirket hava yolu şirketi İran ordan götürme temayülüyle Yazı yazıldı
T.G. : YAŞAR KAYA’da bu yüzden gitti burdan, Yaşar Kaya var ya labaratuvarları olduğunu Veli Paşa bana söyledi, Özgür Ülkenin sahibi yaşar kaya, PKK’nın o Vanda Van Yüksekova Hakkarinin şey kapısı var yüksekova kapısı ney diye neydi şey diyorlar cok küçük Esendere kapısı Esendere kapısında o bölgedeki bütün uyuşturucuların, PKK’nın Yaşar Kaya’nın kontrolünde olduğunu bu yüzden yurtdışına gittiğini söylediler
S : Peki CEK’e uyuşturucuyu sağlayan JİTEM miydi?
T.G. : Tabi zaten mesele de orda herkez bunuda biliyorki CEK’in uyuşturunun …. (-bundan sağladığını- olabilir) nokta dergisinin de söylemek istediği buydu ama nokta dergisi direk söyleyememişti CEK’ı karşısına alamamıştı
S : CEK’i mi JİTEM’i mi?
T.G. : CEK’i. Zeten bakın JİTEM subayları uyuşturucu tırafiğine yönlendiriyor onu haber yaptılar. Onu alıyor gözönüne CEK’I alamadılar karşısına niye Behcet CANTÜRK’te uyuşturucusunu CEK’e veriyordu çünkü. Talabani ve Barzani afganistanın bir bölümü KEK’e vermiyorlardı Fransızllara veriyorlardı avrupa kısmınlerina oraya veriyorlardı CEK’I hiç kimse kimseye CEK’e tek saldıran Türkiye’de de bölge ülkelerinde de tek saldıran kişi Veli KÜÇÜK tayfası oldu akşam gazetesi yazdı (CIA) nın ayrıca biz şeyini yazdık
S : O zaman tezat oluyor senin dediğin tezat oluyor
T.G. : Tezat hiç yok tezat hiç yok kapıştılar kapıştıktan sonra bakın
S : …… CEK’in uyuşturucu kaynağından ……..
T.G. : Tabiki bakın bunu anlayabilmeniz için bir şey söyleyeyim siz kuran okumuşsunuzdur, Türkçe meali değilmi bilmiyorum bir de tevraat meali okumalısınız Tevratı okuyupta kuranı okuduğunuz da bazı şeylere birazcık uyanmış olacaksınız incili ciddiye de almayacaksınız bunu örnek verdim yani ben şöyle bakmıyorum hiç bir konuda yada siz beni bu gün burda sorguluyorsunuz yada farkediyorsanız heycanlanmıyorum şu bu buda olmuyor ben böyle tarafsızca bakıyorum ve olayların içinde olarak bakıylorum niye KEK bunlarla beraberdi. KEK bunları ekarte etti.
S : Evet
T.G. : Öbür tarafa bu iş neye benziyor biliyormusunuz. (-Turgut BÜYÜKDAĞ’I – olabilir.) Çok samimi birşey söyleyeceğim böyle birşey olmaz biz Turgut BÜYÜKDAĞ’I sağılır inek olarak görüyorduk. ¢bn¢ bize kendini sağdırmamaya başladı biz bu ¢bn¢yl¢ kavga ettik şekilden entrikadan bu böyle şeyleri çok iyi ufkumu genişletti bakın bu adam bu statüde
S : Bu adamla sen
T.G. : Ümit OĞUZTAN tabi haaaa Mondofon ineğini başkaları sağıyor baktım Turgut BÜYÜKDÜĞ’la bunlarla ilgili hiçbir zaman sorun olmadı ve beni adam sever ve ben gencim parayı severim pek açık yönüm budur benim başka hiç bir açık yönüm yok ne fakirlikten gelmişim. Elli dolar verir yüz dolar veririr. O duruyor gün de bana yüz dolar veriyor o günde iyi para bu günde iyi para ondan sonra böyle olduğu için adam benim bu zayıf yönümüde biliyo bana işaret etti dediki bunu ekarte et gel benimle beraber ol tamam dedim tamam dedim bunu ekarte etmiş oldum aslında ekarte etmedim sağılı ineğin bütün ineğin altı tane memesini sağamamaktansa üç tanesini bari sağayım dedim işte KEK’in de yaptıkları Veli Küçüklere buydu, askerlere buydu buna karşılık bunlar da saldırdılar Amerikalılar şimdi Afganistan’dan İran’dan mal alıyo ama Türkiye’yle de iyi geçiniyorlar yani bunların inek memeliri azaldı sadece
S : Anladım tamam hayatım mola verelim geçsinmi yerine ……… şimdi tekrar kaldığımız yerden devam edelim şeyi anlatmıştı neydi o KEK olayını ve Sami Hoştanı anlatmıştı ………… uyuşturucu bağlantısı uyuşturucu trafigindeki kişilerle ilişkiler bunlarla olan bağlantı gerek menfeat bazında gerekse yönlendirme temelinde bunları bana anlat
T.G. : …… işi o bölgedeyken güneydoğudayken Veli paşadan sonraki yetkili kişi Diyarbakırda yani kritik olarak orda yetkiliydi Diyarbakır alay komutanı Eşref HATİPOĞLU ydu bütün bir insanın yani Diyarbakır dan öbür tarafta bi işi oldumu Veli paşanın direk aradığı kişi Diyarbakır alay komutanıydı Tunceli bölgesinde de Halil İbrahim AKAR dı yani biraz daha orası yukarı bölge olduğu için coğrafya olarak Veli KÜÇÜK daha sonra onu Takas Bank a işe koydu Direj Ali ilede şey Sami HOŞTAN (-Eşref HATİPOĞLU ile arasında- olabilir.).. ama bu işlerin hepsini Veli paşa vasıtasıyla sağlamıştı bu eğer benim bildiğim olarak söylemiyorum uyuşturucu temasında işlenen bütün yollar Eşref HATİPOĞLU nada yansıyor şey olarak şimdi düşünüyorum da tabi bi taraftanda geçmiş zaman olduğu için Direj Ali nin böyle bir uyuşturucu işiyle ilişkisi varmı bilmiyorum Sami HOŞTAN’ı anlattım zaten ama o arada dün anlatmışımdırda aklıma gelmiyordur siz hemen araya girerseniz genişletmek için konuyu çünkü kopukluk olduğundan dolayı Direj ALİ nin şeye girdiğini bilmiyorum uyuşturucuya girdiğini bilmiyorum ama Diyarbakır da filan ihaleye fesat karıştırmak çünkü Eşref HATİPOĞLU nun bu yüzden bir kaç defa ihaleleri bozduğunu biliyorum o yüzden o bölgelerdeki ihalelere fesat karıştırıldığını Diraj Ali nin girebilmesi için bunları biliyorum ama net olarak neye neye girdiğini çünkü o zaman Diraj Ali yle benim samimiyetim yoktu bi de Kuzey Irak filan olduğu için İran gibi ülkelerle ve Fethullah Hocay la ilgilendiğim için mafya gruplarıyla çok sıkı fıkı bi ilişkim yoktu
S : Hayır başka uyuşturucu bağlantıları için
T.G. : Şimdi Veli paşa Karadenize geçtikten sonra Karadeniz bölge komutanı olduktan sonra bütün uluslar arası uyuşturucu merkezleri bu OJD de biraz önce anlattığım OGD de dahil hepsi trafiğin Karadenize geçtiğini söyledi Veli paşa dört-beş tane dil bilir yani o Rusça da bilir bu tarafa geçtiğini söyledi uluslararası şey yaptı burdaki işaret Veli paşaydı aslında Karadenize geçmesindeki sebeb ama o bu OJD olayıyla birçok şeyi firenledi OJD bir çok zaman JITEM uyuşturucu yapıyor diye belgeler yayınladı çok çok iyi biliyorum OJD nın Fransız istihbaratının yayınladığını Karadeniz den fakat bunlar Susurluk dönemiydi yapıp yapmadıklarını çok iyi bilmiyorum çünkü en cafcaflı dönemiydi ve temkinliydiler birtek bu konuda değil birçok konuda temkinliydiler bir tanesinden örnek vermek istiyorum belki hani konuya paralellik getirmek için bir gün kendisi anlattı bana televizyonda bakıyorlarmış bunlar DHKPC -PKK işbirliği yapıp dağlara çıkıyorlardı ya bu köylüleri silahlandırmış silah filan dağitmıştı orda aynı Güneydoğu statüsünde bi örgütlenmeye gitti buna giderken Burhan KARA vardı ANAP tan bakandı onun kardeşi Ali KARA yla beraber örgütlüyorlardı Ali KARA yla beraber örgütlerken bir gün bi tane akşam bakıyorum diyo HAYDAR lar ölmez diye bi ceset çıkmış faili meçhul bi ceset diye televizyonda herkes diyo HAYDAR lar ölmez çok iyi hatırlıyorum o da diyorki bizim çocuklar beş-altı gün önce bi HAYDAR göndermişti bizde onları sorguladıktan sonra örgüt diye gömdük gömülen yerde köylünün birisi görmüş daha sonra bu ÖDP liler çıkarmış ….. getirmişler o zaman işte o bölgenin bölük komutanımıydı tam hatırlamıyorum çağırmış ya demiş nedir hakkatende onu temizlemekle uğraşıyorlardı mesela hiç unutmuyorum HAYDAR lar ölmez diye o dönem çok aşırı şekilde Veli paşa şeydi temkinliydi yani eskiye nazaran şimdiki Bilecik ve Çanakkale dönemine göre çok daha kapalı kutu ve sıkıntılar içindeydi uyuşturucu olarak başka bi şey bilmiyorum Direj Ali olarak
S : Peki bu Veli paşanın Karadeniz bölge komutanı olmasında kim önemliydi kim sorumluydu
T.G. : Valla bana Karadeniz bölge komutanı olacagı zaman PKK nın DHKPC ittifakı yapıp o olayı anlattı ama ben buna inanmıyorum niye diyeceksin avukat Av. Reşit Hüseyin ŞAŞIOĞLU bana da söylediği gitmiştim kendisinin yanına bürosuna Bakırköy de ÖZGİRAY iş hanının altıncı katıdır kendisinin söylediği ELÇİBEY in komutan ELÇİBEY in çok üzerine düşüyordu ELÇİBEY in kendisinin akrabası olduğunu ölmeden öncede Bilecik te onun adına yemek verdi GATA yada o yatırdı zaten ELÇİBEY e silah getirdiklerini fakat bu silahların hepsini ben çok iyi biliyorum banada dedi ki Tuncay dedi telsiz lazım hani bu evinin olduğu yerde üç metremi beş metremi diyorlarya villada telsizler o telsizlerden o zaman Giresun daydı komutan makamında benim evimdeki fotograflarımda olması lazım ben Giresun da onun makamına böyle oturuyordum fotoğraflar filan çekiniyordum kendiside odadaydı mesela kendiside çekinirdi ben çekerdim o zaman iyi hatırlıyorum fotoğraf çekimlerinde fotoğraf çekerken böyle dedimki evlerine filan gittik işte o bulaşık filan yıkarken fotoğrafını çektim dediki ya dedi makaralırı hep burda bitiriyorsun o zaman hatırlıyorum şey söyledi kendisinin buraya ha şey söyledi Dev-Sol la PKKnın ittifak yapıp orda örgütlenme faaliyetlerine karşı fakat kendisinin ELÇİBEY e bu bölgedende çok rahatlıkla yardım ettiğini söyledi ordaki örgütlenmeyede çok rahat yardım ettiğini ordaki Mitçileri filan Tikacıları Mitçi değil Tikacı diyordu Tikaya çok karşı çıkıyordu Tika yı hepiniz biliyorsunuz şey olarak
S : Neydi Tika
T.G. : Araştırma enstitüsü adı altında Tika başbakanlığa bağlı kültür faaliyeti yürütüyormuş gibi bi tanesi hani o darbe olayına karışıpta üniversitede Erman DEMİR onların olduğu bi grup bi enstitü gibi faaliyet gösteriyor ama enstitü değil yani kültür evi gibi düşünün adı Tika … karşıydı mesela kendisini dinlemediklerini söyliyordu o ELÇİBEY in yanında RESULZADE vardı şimdi Amerika da RESULZADE yi destekliyo ELÇİBEY öldükten ordan silah gönderdiklerini bölgeye bendende telsiz istedi unutuyorum ikide bir burda ara telsizlerden bulalım dedi çok ucuza ben bi tane telsiz numunesi getirdim kendisine paralarını da bi iş adamına ödettirecekti faturayla Giresindaydı ha Turgut BÜYÜKDAĞ a ödettirecektik Veli paşa telsizleri beğenmedi telsizlerin bi tanesi gazetecilerin kullandığı telsizler varya onlar gazetecilerin telsizleri Motorola onları çok basit olarak gördü telefon gibi küçük nokya değil başka bi telsiz daha var küçük ama çok hoş onun biri halen bende kaldı numune olarak vermişlerdi Turgut BÜYÜKDAĞ ödiycekti Kenvut -Kenvut telsizleri onlar çok güzel telsizlerdi hemde çok güvenilir olduğundan onların salak olduğunu söyledi onlarıda almadı daha sonra avukat Hüseyin ŞAŞIOĞLU şöyle vıkvık dönen filan o telsizlerden bu bölgede orğanize ettiler silah olarak
S : Kaç tane telsiz
T.G. : Benden onbeş (15) tane telsiz istemişti o zaman …….. bi de şey istedi bunların hepsini avukat Hüseyin ŞAŞIOĞLU Bakırköy de bi otel sahibi olan bi adamdan bende o otele bi kere gitmiştim yoldan böyle dümdüz gidiyorsunuz denize sıfır girişi hem böyle sağdan denizede sıfırdı bi otel sahibinden bunları tedarik ettiğini söyledi o çantalı telefonda dahil ELÇİBEY e göndermişlerdi
S : KISMETİM 1 vardı yarım kalmıştı sorucaktık Kısmetimi bir anlat
T.G. : JITEM e göre Kısmetim 1 gemisi Kısmetim 1 gemisi olduğu zaman belki ben çevirmek için belge döküman filan varmı bilmiyorum onu bilmiyorum olup olmadığını çok iyi bilmiyorum Kısmetim 1 batırılırken Nejat TAŞ ın Hayri KOZAKÇIOĞLU – Necdet MENZİR in bir arada olduğunu o yüzbaşı Mustafa….? nın da bu işi Nejat TAŞ ın yanında şey yaptığını askerler adına beraber olduğunu bu uyuşturucunun normalde batırılmadığını yerine ulaştırıldığını daha sonrada Nejat TAŞ la anlaştıklarını söyliyorlar Kısmetim 1 gemisinin daha geniş bilgiler vardır ama zaman geçtiği için
S : Ordaki uyuşturucu kimin esas
T.G. : Nejat TAŞ ın
S : Nejat TAŞ olarak başka ortakları varmı batırılanmı yakalananmı
T.G. : O yakalanan ayrı denizin ortasında Kısmetim 1 batırdılar ya onun batırılmadığını gemi battı ama içinde mal olmadan
S : Mal boşaltıldıktan sonra
T.G. : Malın boşaltıldığını
S : Peki sefkiyatına mefkiyatından en baştan başla
T.G. : Onları bilmiyorum
S : Bildiklerini
T.G. : İşte Kısmetim 1 gemisini Jitem in arasında Necdet MENZİR le Hayri KOZAKÇIOĞLU nun arasında böyle uyuzdular o dömen o valiydi o da emniyet müdürüydü
S : Uyuzdular olma sebebi neydi
T.G. : Nejat TAŞ’ı koparıyorlardı onlar ve büyük büyük bunlardaydı normalde Nejat TAŞ o zaman onlar Nejat TAŞ’ı koparıyorlardı birde bi şey var Necdet MENZİR in birini öldürttügü Matild MANUKYAN ın şöförü vardı Mehmet URHAN hatırladınızmı bu İstanbul bankasında Özer ÇİLLER in İstanbul Bankasında Özer ÇİLLERin mutemedi kendisi mutemediyle bütün rüşvet verdiği kredilerin paylarını Mehmet URHAN alırmış bu bombalama olayı olmuştu evinin önünde arabasını Matild MANUKYAN ın bizde Matild MANUKYAN la görüşüyoruz bundan iki ay önce ben görüştüm kendisiyle fotoğraflarımızı filan çekerlerdi gelip gittigimizde benim telefonumdan Veli paşada Matild MANUKYAN la konuştu üç ay önce yada engeç dört ay önce çok iyi hatırlıyorum bana en son ben cenazeye gidicektim dedi ki oğluna selamımı söyle dedi daha sonra yüzyüze geldiğimizde görüşelim dedi bana oğlunun adıda acayip bi şeydi adamın adı Matild MANUKYANı Mehmet URHAN ın Necdet MENZİR in öldürttügü aslında İPTA C nin bomba koydurtturmadığı söylediler Veli paşada bu Mehmet URHAN konusunda bu söylediğim şekilde Necdet MENZİRi de Tansu ÇİLLER in vefa borcundan dolayı İstanbuldan birinci sıradan aday koyduğu normalde Necdet MENZİR’i Tansu Hanımın sevmediğini söyledi o zaman Mehmet URHAN olayından dolayı koyduklarını çünkü Özer ÇİLLER olayında tek bankalar kanunun yeminli murakıbına bilgi veren kişi Mehmet URHAN dı Necdet MENZİR de bu işi
S : Anlamadım ben bu işten Kısmetim 1 len bu
T.G. : Kısmetim 1 le bunun bir ilgisi yok apayrı birşeyden bahsettim yani Mehmet URHAN ı Necdet MENZİR in Tansu ÇİLLER adına
S : Uyuşturucu polisinmişmi Jitem inmişmi
T.G. : Onlar öyle bakmıyorlar onlar ellerindeki Nejat TAŞ askerlerin adamıydı yolda giden bir gemiye operasyon yapıyorsunuz kim polis ne oluyo ellerindeki adamı kaybediyorlar bunlar bu gözle bakıyorlar Kısmetim 1 deki mala polisle valilik ortak olduğunu söyliyorlar
S : Polis niye operasyon düzenlensin o zaman
T.G. : İşte o zaman değil polisle operasyon düzenledikleri anda zaten operasyon düzenlemeye karar verdikleri anda o ortaklık ve birliktelik oluyor malı orda operasyonu televizyonlara nakletme oyunu var ya oluca zaman o oyunu dayken mal boşaltılmış oluyo zaten batırılan geminin içinde mal yok
S : Ha mal Jitem le Nejat TAŞ ın
T.G. : Poliste ortak oluyo
S : Poliste sonradan ortak oldu
T.G. : Bu oyuna kızıyorlar
S : Kim kızıyo buna
T.G. : Buna Veli paşa o zaman Necdet MENZİRi anlattı aralarıda açıktı bunu anlatırken yanında yüzbaşı Mustafa da vardı yani şey yaparken Nejat TAŞ la yüzbaşı Mustafa çok görüşürdü Sedat ÇOLAK ta o bankaları kumarhaneleri olan adam varya o ¢d¢mn¢n da Nejat TAŞ arası iyiydi ben Nejat TAŞ ın kendisini görmedim hiç
S : Peki o yakalanan Luck S
T.G. : Onu bilmiyorum şey olarak gazetelerin haberlerinden biliyorum ama yanında konuşuldugu yok ayrıntı olarak yok o da şimdi de Luck S aklıma geldi şey oldu güpürlerde okuduklarım da şimdi aklıma geldi
S : Hayır mal yerine ulaştımı o Kısmetim 1 de
T.G. : Evet o polisle ortaklaşa ulaştırıldığını biliyorum
S : Poliste payını aldı yani
T.G. : Polis derken emniyet müdürlüğü olarak
S : Bu konuda aklınıza yattımı abi Kısmetim 1 de benim anladığım Kısmetim 1 de mal Nejat TAŞ la Jitem in
T.G. : Bakın Nejat TAŞı yönlendirenler normalde Jitemler bunu yönlendiren Jitem ken polis operasyon yapıyor
S : Polis olup ta ikisi sadece demi
T.G. : Tabi ki ama orda gemi batırılmadan önce bunlar batırılma operasyonu anında da olabilir o kısmını tam televizyonların naklettiği anı operasyonun yapıldığı an olarak düşünmeyin
S : O süreç
T.G. : Tabi o süreç Nejat TAŞ vali Hayri KOZAKÇIOĞLU -Necdet MENZİR – yüzbaşı bunlar oturmuşlar anlaşmışlar
S : MUSTAFA yüzbaşı
T.G. : Evet bu süreç başlamış bizim televizyona nakletmek televizyona çıktığı an şimdi başladı an demek değil yani onu anlatıyorum
S : Gemi boşalmıştı
T.G. : Boşalmıştı evet buna paralel Mehmet URGAN ölmüştü bunu da anlattılar ayrıca da Mehmet URGAN a bu konuyla ilgili bilginiz olsun diye söyledim
S : Peki bu Kısmetim 1 le ilgili belğe filan varmı sende
T.G. : Bende yok ama dergi küpürlerim arasında bilmiyorum ama
S : Gazte yazdımı
T.G. : Hayır gazte demiyorum o klasörlerimin arasında varmı bilmiyorum ama ben olmadığını Kısmetim 1 gemisi hakkında ben hiç birşey yazmadım niye bana yaz diyecekler ama yazdığım konuları çok iyi biliyorum çünkü yazmadım yazdığım konular hakkında dosya geliyor bilgi geliyo materyal geliyo onun için yazıyorum ama yazmadım çok iyi biliyorum çünkü neden bide bunların askerlerin de ekipleri olduğundan dolayı yazmam, ha yaz derseler yazarım tabiki tabi normal gazetede Anadolu Ajansın geçtiği haberleri gazete Akşam yazmıştır o dönem yada çalıştığım hangi gazete olursa fakat ben altına imza atmamışımdır ama ben attığım imzaların hepside bana gelen bilgilerder imzasızda hiçbir zaman haber yayınlamadım birde ben tırnak içinde birşey söyliycem ben bu konularda tabi çalışıyorum sizinle ilgili ben tabi sonuçta gazeteciyim bu konularla ilgili çalışıyorum bana normalde arıyorlar ben diyor ki ……. Örnek veriyorum bu konuyla ilgisi yok sadece şey yapıyorum şimdi ne iş yapıyor biliyormusun seni arıyormu filan beni aramıyo ama ben de telefon numarası var alo Ali KALKER nasılsın iyimisin iyiyim diyo sen ne yapıyosun valla ne var ne yok ne ettin masan değişmiş diyorum diyorki ben şimdi Batı-Avrasya sorumlusuyum İran da …… dosyalara filan bakıyorum o zaman sohbet ederken zaten diyorum dinlemişsinizdir telefonumu adam Batı-Avrasya sorumlusu yani böyle paslaştırma bu benim beni şeyden sonrada çağırabilirsiniz burda oturmak filan değil ya şu konuda şunu sormak istiyoruz filan bu konularda benim anladığım branşlarda hepsinde açığım
S : Polis varmı listende şu anda
T.G. : Ben hiç kimseyle görüşmedim bu zamana kadar yok polis istihbaratla yok hiç kimseyle olmadı bide olmazda yapıyada aykırı benim polis istihbarat yada polis ilk görüştügüm bu zamana kadar sizsiniz istihbarat bi devlet dediğim gibi Selahattın ÖZKAN lar bi devlet büyükleri korumada pasaportta ……
S : ……..
T.G. : Birda olmadı hiç bir zaman
S : Neden polislerden uzak duruyorsun niye yapıya ters yapıya ters dedin ya
T.G. : Ben yapıya ters değilim polis istihbarat ters efendim şimdi bir dakika mahallenizde karakol var ben şimdi durup dururken karakolun emniyet müdürü yada karakolun komiseri değişmiş elime çikolata alıp yada yarın ramazan kurban bayramının birinci günü bir kilo et alıp siz yeni atanmışsınız efendim hoşgeldiniz buda benim çikolatam durup dururken gitmem ki ne olucak ya kafama saksı düşücek ya komşuyla kavğa edicem de o zaman gidicem şimdi ben kalkayım sizin kapınızı çalayım gelip size böyle bilgiler vereyim
S : Şimdi bu Veli KÜÇÜK ün Veli paşanın Karadeniz e geçişi Giresun a geçişi ondan sonra gerek iç pazar da gerek dış pazarda uyuşturucu trafiğinin Karadenize kaydığı yolunda şey olduğunu
T.G. : Bu uluslararası uyuşturucu şeyini yani trafiğini yazan Amerika da ki kuruluşlar filan devlet kuruluşları onlar yayınladılar zaten bunlar o zaman çok tedirgindiler ve Doğu PERİNÇEK üzerinden bunları manipüle ediyorlardı
S : Peki senin bilgin dahilinde AZERBEYCAN a bu şekilde ELÇİBEY e silah yardımı yapıldığı orada bi kanal var uyuşturucu tarafını bu verilen yardımlar karşılığında oradan Türkiye ye gelen uyuşturucu konusunda bi kapı açılması konusunda bişey
T.G. : Kapı olarak net olarak bi şey bilmiyorum ama bunlar örgüt içinde şu realite var ayakta kalabilmek için ve ordaki gerille savaşlarının yürütülebilmesi için her türlü kaynak şey dinde bi şey vardır biliyorsunuz aslında salam caiz değildir yenmez hani domuz eti filan varya yada şu olmaz dinde caiz olmayan şeyler yapılmaz ama bunlarda iyi anlatabilmek için örnek veriyorum bunu ülkede darül harp varsa herşey yapılabilir önemli olan davanın devam etmesi için ben silah gidipte uyuşturucu çıktığını bilmiyorum ama yapmıyorlarda demiyorum nerden söyliyorum bunu OJD den dolayı söyliyorum nerden söyliyorum sabah akşam beraber olduğum Sabahattin TÜRKMEN den dolayı tanıdığımdan ve birebir oturduğumdan kendisinin başından geçeni bana anlattığından dolayı söyliyorum nerden Nokta dergisindeki kati suretle Jitem e yada general Veli KÜÇÜK e yada bu ekola gıcık olduğundan dolayı iftira atmadığını biliyorum yada habercilik olsun diye ne yapmadığınıda biliyorum egolarını tatmin etmiş onunla Behçet CANTÜRK dostu olduğunuda bilerek şey yapıyorum fakat ben ondan da tarafsızım bi de tırnak içinde benim Veli KÜÇÜK le bu ilişkelerimin hepsi yani çalışma düzeyinde mutemet düzeyine gelmemdeki ana temada şudur Veli KÜÇÜK le bakın Veli KÜÇÜK şey bir adamdır sizi tesvip hiç önemli degildir benim ben katiyen şuna eminim tabi adama böyle bakarsan ben olmucam olmucam olmaz zaten ama yüzde yüz devşirir tanıştığım tanıdığım bütün insanlar hayat hikayelerini bana geçmişte anlattıklarında benim görmüş olduğum sarhoşluktan mutluluk treninin vağonlarından geçmişlerdi bende o mutluluk treninin yani Veli KÜÇÜK ün şeyinden geçtim bir örnek vericem bakın benim çok büyük bir hatam olabilir Veli KÜÇÜK bunu görmez benim buraya düştügümü Veli KÜÇÜK biliyor biliyormusunuz
S : Nasıl biliyor
T.G. : Yani normal “change” olayından … ve jipten dolayı Veli KÜÇÜK biliyo ama bana emniyetin üst düzeylerine telefon açıcağını zannetmiyorum şey yapmaz belki Saadettin TANTAN’ı ararmı bilmiyorum ama hukuksal konuda avukat filan gönderirler ama böyle çok net bir şekilde bak Sedat PEKER e de onu yapmıyorlar bu çok farklı zaten bu şeyin gizemli şeyi bu diyoki ha yarın ben paşama çıktımmı ben şey yaptımmı biz yine ilişkimize bu önemli değil ben bakın Isparta dan askere gittim Kars a benim askere geldiğimde arkadaşlar gördüler siz tabi ki benim cinsel tercihimi nasıl tabi ki burda nasıl bakıyorsunuz onu bilmiyorum
S : Gayet doğal
T.G. : Ha ben Kars a gittigimde gitmedende MIT te biliyordu Mehmet EYMÜR general Veli KÜÇÜK te biliyordu ama bilmemezlikten gelirdi benim en uslu dönem giyindiğim dönemdi eskiden ben florler takardım güzel pardesüler yani o zaman biraz daha yirmi dört-yirmi üç yaşlarındaydım Kars a gittiğimde ben oranın Binbaşısıyla takıştım orda binbaşısıyla takıştığımda tugay komutanı oranın Ali İhsan GÜRCAN da Çevik BİR µ¢nt¢sındandı bak farklı bir şeyden bahsediyorum askere gitmiş olduğum yer Çevik BİR µ¢nt¢sındandı Hasan Celal GÜZEL in açıklamış olduğu bir belge varya onda da Ali İhsan GÜRCAN ….. µ¢nt¢sından ve bana sahip çıktı Veli KÜÇÜK ün telefonuyla bu direkt ilişkiyi söylemek için bunu söyliyorum ve o zaman binbaşıyla ben psikiyatri servisine gittim rahatsız olduğum söyledim gitmiş olduğum binbaşı dedi ki ben sana her şeye hazırım tabib binbaşı tabur komutanım değil ben dedim ki ben buraya askere geldim sivil hayatımda dedim ben generallerle albaylarla oturduğum için kep çıkar otları topla ondan sonra çöpe dök ondan sonra kafaya tak lan manyak bi şeymiş bu ben askerlik filan yapmıycam kardeşim binbaşına şey binbaşı çok iyi hatırlıyorum şimdi Edremit te LEVENT binbaşı telefonda dedimki ben dedim gay yım kardeşim dedim bu kadar erkegin içindede yapamıyorum dedim bana çürük için ne gerekiyorsa adam bana dedi ki ben seni koçum tanıyorum dedi buraya gelmeden önce Veli paşa aradı dedi bu çocuğun pisikiyatrik rahatsızlığı vardır dedi dedi ben sende ankisiyette bozukluk cinsiyette bozukluk olduğunuda biliyorum ben dedi adam sonra beni her iki günde bir oraya çagırdı hastaneye ve orda yatıyordum kalıyordum adam bana dedi ki ben özel harp dairesinde çalışıyordum benim rütbelerimi söktüler dedi Veli paşa yı çok iyi tanırım hoş sohbetlerimizi anlatıyorum bakın sonra beni Erzurum a gönderdi Erzurum okeylemedi raporumu geri geldim bakın cinsiyette bozuk var diye geri geldim bu beni Ankara ya direk gönderdi Ankara da psikiyatri servisinin başında bi Tuğgeneral di üst düzey bi adam doktor o tuğgeneral dedi ki kusura bakma oğlum seni çok üzmüşler Erzurum merzurum tabi melek gibi bir adamdı senden ricam dedi seni ilk heyete çıkarıcam seni perşembeye kadar burda yatarmısın dedi dört gün dedim bak deli meliyse filan yatmam dedim Ankara ya gideyim başkasında yatayım burda yatarsan iyi olur dedi ve bana perşembe günkü çıktığın şeyde dört gün yattım orda çürük raporu verdiler raporun verilişini binbaşıyla takışışımı efendime söyliyeyim bunların hepisinin seneryolarını gey olduğum general Veli KÜÇÜK de biliyordu ve biliyor halende ama hiçbir zaman bana bu gözle bu şeyle yada aşağılayıcı bakmadıda söylemedide ama benim raporuma öncülük eden o oldu anladı askerde açtım telefonu dedimki ben torpil morpil filan istemiyorum torpil dediniz Kars a geldim zaten torpilsiz olsam giderdim Ermenistan a doğru sınırdı orası dedim ben firar ediyorum dedim aman dedi ben hallederim işlerini dedi ben çıktım pisikiyatriye ben gey im dedim tedaviyi normal şeylerimi uyguladılar baktılar hakikattanda tamam dediler buyrun rapor verip gittim normalde söylesem bi ton dayak yerdim biliyorsunuz askeri usulden neye lan zamanında geldin filan fistan derlerdi çünkü giden başka arkadaş yaşadı şimdi bu general Veli KÜÇÜK böyle olunca bakın çok önemli bi temayı söylüyorum general Veli KÜÇÜK insanların kalbinde taht kuruyor bakın mesele burda kaynaklanıyo zaten bu gün burda sizinle konuşa bilirim ben bu gün ama önemli olan bizim benimle bir daha ki dönemdede konuşabilmemiz görüşebilmemiz konuşabilmemiz için benim de sizin beni kardeş şevkatiyle kucakladığınız gibi karşılıklı şey yapmamız lazım mesela şu görüşmeden ben çok memnunun zevk alıyorum ve mutluluğa eriyorum ama burda hareketi kötülemiyorum saygı duyuyorum Sedat PEKER gibi bir çocuğu yirmiüç yaşından beri yürüttüğünün farkındayım bir söz vardır imam Humeyni diyorki Tahran parkındayım ben herşeyin farkındayım diyo sizde bunların farkındasınız adam bunlar ben neyi çözemedim biliyormusunuz ERGENEKON u çözdüm LOBI yi çözdüm şunu çözemedim mafyada ki insanları yönetirken nasıl kendini kamufülaj ediyor yani adam kendini çok güzel kamuflaj ediyor ben bunu yıllardır beraberim çözemedim ve bakın siz dışardan bakıyorsunuz ben sabah akşam yanındayım çözemedim benim çözmemmi mesleki açıdanda olabilir polisle gazeteci aynı statüdedir mesleki açıdan benim çözmemmi daha rahat olur sizin çözmenizmi
S : Biz çözeriz onu koçum
T.G. : Ha bilmiyorum belki ben yanılıyorum
S : Biz sana belli etmiyoruz
T.G. : Ha tamam ben çözemedim ben sorularınızı geçeyim
S : Şimdi mafya buradan
T.G. : Ben çok konuşuyorum tabi
S : Mafyadan mafya bağlantılarına geçmeden bi Cumhuriyet gazetesi operasyonu var
T.G. : Evet yakın tarihte
S : Orayada gelicem Sabancı suikastındaki gelişmelerden bahsedelim Sabancı suikastine anlatmıştın daha önce

Hiç yorum yok: