13 Aralık 2009 Pazar

TUNCAY GÜNEY’İN MÜLAKAT ÇÖZÜM TUTANAĞI - V




(V. Kisim)

T.G. : Mesela Kemal Ümman yahudi lobisi oldugu için Kemal Ümman biliyorsunuz Korkmaz Yiğitin eski ortaklarındandı Veli paşa bu konuda Cemi Kamhiyi aradı ben biliyorum Profiloyu aradılar düşüremediler profiloda Nurcan İSMER vardı Nurcan İsmeri arıyordu genel müdür mason oda 500. Yıl vakfında oda jemi Kamhiye ulaşır oda bizi arardı yani Veli paşayı arardı biz notu bırakır cemi Kamhiyi arardık bu Gümman olayında mesela efendim o şey plakcı var A. bilmem önal diye raks plakcısından alacağı var o küçük kağıdında da göreceksiniz o kağıdda raks plakcısında biz İbrahim TATLISES i araya soktuk
S : Başka
T.G. : Drej Ali yi soktuk, her ikisini ama alınıp alınmadığını ben bilmiyorum tabi ondan sonra kimler vardı orda başka
S : Bu tahsilat emekli olduktan ondan sonramı başladı
T.G. : Yok canım görevdeydi emekli olduk o benim küçük yazı görevdeydi tugaydaydı resmiydi yani
S : Peki senin Amerika ya ne amaçla ne zaman gittin
T.G. : Yedinci ayın Temmuzdu Türkiye ye girmiştim bundan bir hafta sonra gitmiştim yedinci ayın temmuz ayı yani Türkiye ye girişimdir zaten ondanda bir hafta önce gitmiştim tam sekiz gün yada 9 gün kaldım pasaportta giriş çıkış bellidir Amerikaya gitmeden önce biletlerimi DREJ ALİ ayarladı o aldı bende Amerika vizesi almıştım bir yıldır gidememiştim Amerikaya gittim asıl şeyim GREEN KART tan yararlanmak tamemen Amerika vatandaşı değilde green karttan yararlanmaktı green kartın bir favorisi vardır biliyorsunuz burda başvuracaktım dediler burda başvurma insanlar başvurduğundan dolayı mesala İrandan gelenlerde buraya baş vuruyor biliyorsunuz orda konsolosluk olmadığı için dediler problem oluyor, Türkiyede vereceğine onların elit adamlarına felan veriyorlar green kartları, ben bunun üzerine Amerika hayallerine başladım orda baş vurdum hani, alırım daha sonra nevyorka gidip gelmek için tanıştığım insanlar Hayyam GARİPOĞLU Korkmaz YİĞİT gibi adamlar hep nevyorka gidip geliyor konuşmalardan devamlı bahsediyorlardı ben devam kalıyordum buna karşı Drej Ali bilet paralarını ayarladı biletleri aldı cebime para da koydu cebime 500 dolarda kendim aldım aslında Ömer YASAK ta gelecekti ukrayna ya gitmesi gerekti şey yapamadı, gitmeden Veli Paşa ya gttim ben Amerikaya gidecem dedim hem dedim gidersem dedim Drej Ali böyle böyle al dedim hede gidersem şu Mehmet EYMÜR ü görürüm dedim hakkımda yazı yazmış bundan altı ay önce jitem ajanı gazeteciler şey yapıyım, yav dedi oraya gidince bizim MEHMET le konuş dedi Mehmet ÖZBAY dedi Drej ALİ de tanır dedi Mehmet ÖZBAY ın cep telefonu cep defterimde vardır halen bende Mehmet Özbayla konuş dedi şey yapın Dreji aradım ondan sonra … paşam dediki eğer gideceksen mehmet özbay kalmamı söyledi tamam dedim Mehmet özbay aradı zaten mehmet özbay bana telefonunu verdi Veli Paşa dediki Mehmet Özbaya söyle beni arasın konuşalım dedi, hem bunlar Mehmet Eymur la takışmışlar birbirlerine, ben biro lay çıksın istemiyorum dedi bir sorun çıkmasın Amerikalarda bir sorun çıkmasın dedi, bunun üzerine ben Amerikaya Nivyorka gittim beni Havaalanında newjevrseey aldılar kenedi havaalanından aldılar menhatın 94. street The Marmara var bu taksimdeki THE MARAMARA nın buraya göre daha büyügü oraya göre küçüğü apart oteli herhalde o otele bunlar ortaklar çünkü hiç beş kuruş bile almıyorlardı ve bunlar sanki bunlar özel mülkleri gibi kullanıyorlardı Mehmet ÖZBAY orda halı ticareti yaptığını zaten orda girişte halı mağazasına benzer bir yer gösteri şeyi Mehmet Özbaya onu söyledim Veli paşaya telefon açtığımda Türkiye saatı Nevyork saatını ayarlıyorsunya o saatte gelmesi gerekiyordu gelmedi bende bende Veli paşaya telefon açtım paşam nasılsınız Mehmete telefonunuzu verdim dedimbeni arasın mutlaka dedi ben sizin söylediğinizi söyledim Mehmete telefonunuzu verdim dedim Mehmet paşayla konuştuğunu söyledi daha sonrada benim Amerika seyahatim böyle oldu bir hafta kadar kaldım birde temmuzda Türkiyeye giriş yaptım
S :Barıştırdınmı onla
T.G. : Mehmet özbayla onumu yok Honstonda oturduğunu söyledi
S : Hayır eymürle şeyi barıştırmadınmı
T.G. : Ben yok hayır Hostona ben gitmedim zaten
S : ………demedinmi paşam böyle
T.G. : Dedim paşam böyle böyle ben konuşurum dedi paşayı o aradı benimle konuşma şeyine gelmedi Mehmet Özbay zaten
S : Neydi o Eymürün kaldığı yer
T.G. : Honstın
S : Honstın
T.G. : Hı hı oraya çok uzak yanlız
S : Oraya gitmedinmi
T.G. : Yok ben gitmedim oraya
S : Niye
T.G. : Ben Nevyorkta bilmiyorum zaten birgün verdi zaten nevyorkta sadece menhatını gezdim birisiyle burası gibi değil metroya binmedim menhatten, harlem, newjersee, brooklin böyle menhattenın çevresindeki e nivyorkun eyaletlerini
S : Harleme gittinmi
T.G. : Bana yakındı 100. sitritti ben 94. Sitritte kalıyordum
S : Zencileri gördünmü
T.G. : Düzgün ama zenci menci değil öyle bizim burdaki etiler oranın harremi oluyor
S : …..
T.G. : Yani bizim burdaki etiler ak merkezin olduğu yer oranın harremi güzel yani
S : Suriye
T.G. : Ha Suriyeyi ben akşam gazetesindeyken gittim Suriyeye orda PKK konusunda çalışma yapıyordum acilciler gurubu filan diye ama çok akademik bir şey çıkmadı orda ordan Lübnan’a geçtim o gece zaten ben tek gittim oraya
S : Hı
T.G. : Orda Ali diye konsoloslukta bir görevli var dı şeyde eee Beyrut’da zaten o geçiş ha benim Suriye’ye geçişim Pasapor’dada vardır tıransit geçiştir yani o gece çıkmam gerekiyordu o geyece çıktım Beyrutta konsolosluğa gittim. Beyrut’da kaldım Beyrut’da bu ermeni kilisesi Aasala falan bu taşnaklar vardır onların üzerine çalışmalar yaptım onların fotoğraflarını çektim şeyş yaptım 2 gün falan kaldım Beyrut’da ondan sonra tam tarihihatırlamıyorum 3 günü geçmemiştir ama bir salı günkü Türk Hava Yolları uçağıyla geri dondüm.
İRAN’ ada yine Akşam gazetesinin işiyle gittim eee İran’da Tebriz ilk önce gittiğim yer Tahran Orbiye Tebriz’di İsfahan cok güzel dediler gitmedim efendim İsfahan güzel diyorlar ama pilanımın şeyin de de yok tu orda da bunların hücre örgütlenemelerivar dı zaten avukat HÜSEYİN ŞAŞIOĞLU bunlarıak akedemikleştirmişti, örgütlenmeyi
S : ……………..
T.G. : Tabi İran’da Güney Azerbaycan dedikleri burdaki üniversiteli öğrencilerle hücreevlerde buluşuyorlar dersler yapıyorlardı yani fikri ideolojk turancılık gibi işte bu derslere ben de katıldım gözlemci olarak şey yaptım İran da nasıl örgütlen me olur onların sorunlarını falan dinledim onlar dinledin onları gördüm bu arada zaten İran’da pırogram vardı ben orda Hilton Otel’de İstiklal de İstiklal otilin de porogramlar vardı İran’da ki pırograma gidelim diye göösterilip ordaki faliyetler hakkında çalışmalar yaptık geldim
S : Ümit ………..
T.G. : Birhafta kaldım geldim.
S : ÜMİT BAĞBEK ile nereye gittiniz
T.G. : Kuzey Irak’a gittik Barzaniye
S : Ne zaman
T.G. : İki ay önce
S : Niye
T.G. : Ümit Bağbek Barzaninin termik santralleri var barajyarı var oraya termik santrali yaptıracak zaten Türkiye’ya en büyük dağ olan
S : …………….
T.G. : Hayır canım bu Kara Mehmet kıredi adına yapacaklar bu danışmanlığını almıştı Yapı kredi Kara Mehmetlerin onun genel Müdürleri falan var dı yani bir fon ayrı bir şirket kurmuşlardı zatin birkaç kişi yabancı NGP şirketi de vardı bu işin içinde banada kart vizit bastirdilar danişman diye eee gidiş te Kuzey Irak’a ha bu Türkiye’ye en büyük çok dolar rezervi ordan giriyor Yapı Kredi, Kent Bank işte bilmem ne bütün bankalar oraya Şubelerini açıyor şimdi Barzani diyorki öbür tarafa açın kapının bu tarafı ya valizlerle para gelliyor valizler boş geri dönüyor falan dediler ki kapının bu tarafına da açın boşaltma işlemini yapın
S : Haburd mı
T.G. : Tabi Haburda
S : Türk tarafına açmıyorlar ama
T.G. : Açık çalışıyor
S : Türk tarafına ,
T.G. : He ama öbür tarafta yasak Birleşmiş milletler kararına gööre ama Türkiye bunu delebilir sadece Halil İbrahim kapısın da şey olarak yakın sınır ya
S : Hı
T.G. : Bunun için Barzani bazı teklifler etti bizim oraya gitmemiz deki amaç sebep şeyler Naap projesi var zaten veeerdiği Nap kimyasal deterjan malzemeler onlar çok çok ucuz oralar da onlar araştırma yapmışlar onların burya naklini sağlayacaklar bir de termik santrali kuracaklar baarajları işti teşhis ettiler filimlerini çektiler Dohok valisinin misafir olduk eee biz bununla iki kere gittik zaten pasaportumda girişler vardır. üçüncü gitmede ben yoktum Ameriika’dan yeni gelmiştim herhalde daha doğrusu bizden hiç kimsenin de haberi yoktu kapıdan bana telefon açtılor dediler ki ya siz giriş yapıyorsunuz ama izin almanız biliyorsunuz oraya için Özel Kuvvetler Komutanlığına daha önceden anteeptik kağıtla yazı çekiyorsunuz onlar okeyliyorlar Bir de Barzani şeye de geçeceksiniz burdaki KDP bürosuna, barzani bürosuna da gitseniz onu özel Harp dairesine geçmeniz gerekiyor şumdi bu porograma göre ondan sonra dediler sizin eski geçiş izniniz var dı Veli Paşaya soralım dediler ama geçiriyoruz e geçirin randevuları fan varmış paşayıda ben şimdi bulamam dedim bunlar geçiyorlar randevuları yok hani ben gitmiştim ya bunlarla iki kere eee zannediyorlar o ilişkiler devam eder ya bunlar orda kalıyorlar bir hafta otelde kalıyorlar hiç bir kimseyle randevuları olmadıkları için o şirokiler gelmiyor protokol yok şu yok bu yok ondan sonra geri geliyorlar kapıya da gelince iyi bir arama yaapıyorlar normalde biz geçince tıransitten iş adamları falan diye geçirtiyorlar dı iyi bir aramaadan sonra bu yanındaki iş adamları da bozuluyor ne oluyor bu üçünçü gitmede ne oluyoruz falan diye ondan sonra böyle olunca Ümit Bağbek’I işte ………bürosuunda oturduk konuştuk dediki ya işte böyle olurmu Barzani bizimle ilgilenmedi sitem eetti deediim sen Barzaniye mi gittin dedi Hee nezaman gittin ……e deedim bizim haberimiz yok ki isterseniz dedim Paşama sorayım ondan sonra Veli Paşaya telefon açtım sonra yüzyüze de gittim Dedi bırak bunlar bizi ekarte etmeye çalışıyorlar öyle ekarte olunmaz dedi ee Veli Paşayla araları bozuk işte Ümit Bağbekle zaten evdeki resimlerimde var resimleriim de
S : Ne resimleri
T.G. : Barzaniye gittiğimiz de resim de çektirdik haatıra olarak yemeekler yedik çaylar içtiik,
S : Hı hı hı ,Ümit BAĞBEK’in Veli KÜÇÜK içeriisin deki yeri nedir şu anda
T.G. : Hiç bir şey işte Ümit Bağbek Veli Küçük le bu Korkmaz Yiğit döneminde tanışır Veli Küçük ………… hiç bir özelliği yok
S : Veli Kücük’ün yanında eee Korkmaz Yiğitin yanında danışman
T.G. : Güvenlik müdürü
S : Gibi işler yapıyor evet yani Veli Kücük sürekli beraber çalışalım dediği zaman sabah kahvaltısı Veli Paşa sabah kahvaltı yaparken kabul ettimi bunu
T.G. : Kendisinin çalışmasını istemedi öyle birşey yok
S : Kabul etmedi o zaman
T.G. : Hayır Veli paşa zaten o şekilde değil Veli paşa korkmaz Yiğitle ……………..
S : Şey Rahmetli Gaffar OKAN
T.G. : Gaffar Okan yani Öldürülmesi Veli paşanın olayımı diyorsunuz
S : Evet
T.G. : Veli paşanın biz evindeydik haberleri izliyorduk eşi de vardı ben dedi işte o sekiz kilometre varmış korumalar falan ben dedi bunun Hizbullah falan olduğuna inanmıyorum dedi bir tarafdan da zap yaptı bütün heryer onu bahsediyordu çünkü bu dedi örgüt işi hiç yapılacak bir şey değil dedi
S : Peki kimin işi
T.G. : Bilmiyorum söylemedi eşi de var dı örgüt işi olmadığını söyledi
S : Susurluk kazasında MEHMET AĞAR bir saat önce uyarıldı uyaran kim kim olabilir yada yine uyarıldıysa niye onları uyarmadılar
T.G. : Veli Paşa sinirli sinirli ve tezat içerisinde söyledi orda bu da orda olacak işte kim bunu uyardı birileri bir saat önceden falan eee bu seyahate katılmadığını falan söyledi ama Veli Paşa buna sinirlenerek söyledi
S : Kazadan hemen sonramı söyledi
T.G. : Tabi tabi kazadan hemen sonra söyledi …………. Ondan bir zaman sonra görüştüğüm de
S : Onun ölmesi gerektiğini ………
T.G. : Sami Hoştan ben varken kurmay başkanı da yanımızdaydı zaten
S : Peki yani Ağarın haberi olduysa kim uyarmış olabilir onu birde o niye diğerlerini uyarmadı neden çekin di
T.G. : onu bilmiyorum ama Ağarın ben diyorum kendimce SAMİ HOŞTAN olabilir diye düşünüyorum
S : SAMİ HOŞTAN olayı biliyormuydu yani
T.G. : Hayır Veli Paşaya yakın olan Sami Hoştan var
S : Tamam da yani eylemin olacağını biliyormuydu
T.G. : Bilmiyorum ama ona göre yorum yapıyorum çünkü Sami Hoştandır Sami Hoştan bu cerrahda Veli Paşayla beraber oldu birde Mehmet Ağarla beraber olan bu kişi sami Hoştandır
S : DIREJ ALİ
T.G. : Dırej Ali Mehmet Ağarı Veli Paşaya satmaz
S : Mehmet Ağar niye başkasını uyarmamış , birsaaat öncee haberini alıyor hepsinde cep telefonu var dı.o zaman
T.G. : Ama ben bunu tezaatla ve tezatla söylediğini ve
S : Bu Mehmet Ağar cephesine bakarsak madem ki bir saat sonra kaza olacak kendi ilişkileri de çıkacak bu kazada
T.G. : Fakat o kendi bir saat sonra kaza olacağını bilmiyordu ki bakın ben
S : ……………
T.G. : Tabiki ben bakın bir de şey var ben kendimi buraya asayiş şubeden getirilirken dört gün beş günben buralarda kalacağımı bilmiyordum ki böyle düşünüyorum onları da böyle düşünüyorum
S : Tamam mı son bir soru
T.G. : Peki
S : Son bir soru
T.G. : Gece iyi bir yerde yatarım değil mi
S : Şimdi şey Veli Küçük Doğu PERİNÇEK ile her türlü ilişki içerisinde her türlü tamam mı
T.G. : Bunu herkez biliyor
S : PEKER bunu biliyor mu
T.G. : SEDAT PEKER’mi
S : Evet
T.G. : Tabi canım



4 NUMARALI KASETİN ÇÖZÜMÜ

T.G. : Beş yirmi (5.20) İ BMV koyu yeşil cırtlak bi arabaydı gece ordan geçtik pardon Habur a geldik Habur da bizi karşılayan Gümrük Baş Muhafıza Müdürü Cemal beyin adamlarıydı o zaten Ali Balkan METE den Ali Balkan METE Jitem e çalışan adamıydı onuda Veli paşa tanıyordu zaten onu da oraya müdür yapmıştı Cemal I ben de de burda şeyi olucak soyadını bilmiyorum ama çok tanınmış birisidir kendisi ordada bizi onların adamları karşıladılar o ara bize dediler ki Habur un alan çok genişti sol tarafında sağ tarafında böyle tankerler vardı mazotlar şey yapan orda konteynırlı iki araba vardı o arabalar bizim arkamızda biz onların önünde biz zaten hac konaklamadan oraya kadar bir askerde yanımızda normal askerlerden askerde vardı Habur kapısına kadar geldik o kontrol yapılan kapıya kadar
S : …….. ne vardı
T.G. : Onlar silah vardı
S : Silah vardı siz ne zaman öğrendiniz silah olduğunu içinde
T.G. : Ben onların içinde Habur Hac konaklamadayken silah olduğunu öğrendim Ayşe ÖNAL la Bengüç felan Bengüç önce anlamıyo zaten Ayşe ÖNAL anlıyo Bengüç İstanbul a döndükten sonra şey yapıyor benle telefonla konuştu zaten niye böyle bir işe şey yaptık diye bende ben de bilmiyordum zaten dedim
S : Sen kimden öğrendin silah olduğunu
T.G. : Geçerkenmi YAŞAR söylemişti orda bir kaç tane daha sivil elbiseli insan gelmiş üç-dört kişi vardı Botaş tan Jitem den gelmişlerdi gece telle şey takıyorlardı arap plakası takıyorlardı beş – yirmiye BMV ye Habur işte Habur a oraya geldik Habur un oraya kadar askerin birisi geldi gümrükçüler bizi geçirdi ama polisler gündüzden bizim pasaportlarımıza evet gündüzden polisler bizim pasaportlarımıza giriş izni vurdurulmuştu polisler Cemal bey vurdurmuştu ben pasaporta gece nasıl vurucamızı sormuştum Ayşe demiştiki ben şey vurulmadan izni olmadan hiçbir ülkeye girmem demişti burası kötü bir ülke olduğu için ve ordan geçtik
S : O geçişi o Cemal o gümrükte kim organize ediyor bu şeyleri
T.G. : Oraya şimdi Özel Kuvvekler Komutanlığı bakıyo gece filan şimdi bu gün onlar bakıyor geçmişte Jitem bakıyodu Gümrük Baş Muhafaza Müdürüyle Jitemi geçtikten sonra bi sorununuz kalmıyor zaten orda eski budur halen öyledir gümrük baş muhafaza müdürüyle özel kuvvetler komutanlığını geçtinizmi hiçbir şeyiniz kalmaz
S : O zaman gümrük baş muhafaza müdürü kimdi
T.G. : Cemal di işte bu Cemal çok meşhur bir adamdır bu
S : Silah kaçakçılığı konusunda Cemal in bilgisi varmıydı
T.G. : Vardı tabi Cemal herşeyi bilirdi ama hiçbir zaman basında şurda burda Ali Balkan METE gibi adı kaçak mazota girmedi rüşvete girmedi Jitem uyuşturucu yapıyor dediler Ali Balkan METE yi aldılar bunu atadılar
S : Normalde buda işin içinde yani
T.G. : Ha sağır ha kör olsan ne iş yaparsın aynı şey yani ben Ali Balkan METE yle o zaman tanışmadım Cemal le tanıştım biz Zaho dan pardon Habur geçtik Kürt kapısındakileri zaten hiç durma gereksinimi duymadık direk Zaho şeye gittik Hilal.. Türk kızlarıyla gittik direk gecenin o vaktiydi onlar bizi o gece gittiğimizde yatırttırmadılar Irak Milli Türkmen Partisinin hemen ön sokagında iki katlı bir ev var orda kaldık iki saat kaldık yada kalmadık gün ışıyordu ordan da ha oraya kadar silahlar bizimle beraberdi ordan sonra bizi ayırdılar biz yine BMV 5.20 İ ile DOHOK valisine geçtik Dohok valisinden usulen size hani gece yatıyorlardı ya orda validen girmiştirler diye izin alalım ki ilerlerde kontrol var dediler çünkü Barzaniyi geçince de biz Talabaniye gircektik bu şekilde oraya kadar gittik daha sonra orda biz ne kadar kaldık bir hafta kadar kaldık o BMV 5.20 I yi biz Erbil e getirdik Erbil de BMV 5.20 İ bizden alındı Ayşelerde dönüceği zaman parantez içinde başka bir araçla gönderdiler yarı yola kadar BMV 5.20 yle getirdiler yarı yoldan normal bi araca atlattılar çünkü öbür yoldan bunlar Süleymaniye Talabani nin evine gidiyorlardı Talabani Erbil de kalmıyordu o zaman KOSRET RESUL resmide vardır burda arşivde o zaman Kürdistan Başbakanıydı kendisi ben silahların tam mahiyetini bilmiyordum daha sonra orda kaldığım dönemlerde ordaki Jitem subaylarıyla silahların onikibin (12000) silah BARZANIYE verildiğini TALABANIYEDE onikibin (12000) silah verildiğini fakat Kosret RESUL kendi imzaladığnı şimdi Kosret RESUL İngiltere de altı bin silah bize verildi dedi binbaşı Tamer hep bize böyle şeyler yapıyor dedi yani bizle oynuyor dedi binbaşı Tamer
S : Binbaşı Tamer in soyismi ne
T.G. : Bilmiyorum Binbaşı Tamer diye böyleydi zaten çokta uzun boylu bir adamdı sarışın Binbaşı Tamer dedi ama orda da Binbaşı Tamer diye hepsi tanıyordu zaten Barzani bizim sınır geçince hepsi tanıyordu Silopi taktit yok o helikopterin kalktığı sağdaki jandarma bi şeyinde duruyorlardı onlar ama onlar tabi jandarma sağda helikopterin indiği yerde fakat hiç Kuzey Irak tan içeri girmezlerdi altı bin silahı Kosret RESUL un bana söylediği geri kalan altı bin silahı kendilerine verilen altı bin silahı Cemil BAYIK PKK nın Cemil BAYIK İran dan geldiğini Halit DİZAR a teslim ettiğini söyledi
S : Kim teslim eden
T.G. : PKK lılarla bizimkiler şey pardon Talabani nin adamlarıyla BIZIM SUBAYLAR yanına bizim binbaşı Tamer koymuş Cemil BAYIK a Kale Dizar da teslim edildi Kale Dizar da nerde Kale Dizar Kominist Parti binası bende o kominist partisi teslim alan arada şimdi birde Cemil BAYIK PKK nın o Kali Bizar a ortak bi partiye gelmesi gerekiyor operasyon olmaması için filan onların PKK yla Irak taki kominist parti şey ittifak yapmışlar yani ortak hareket ediyorlar onların karargahlarınada PKK kullanıyor onların fotoğrafları benim arşivimde var büyük bir poşette size gösterebilirim o adamı o da doktor normalde de dorktor dortor bi şey diyorlardı orda da Türk değil ama Kürt altı bin silahı Kosret RESUL yani Talabani nin adamlarıyla Türk subayları bu adama veriyor bu adam ordayken Cemil BAYIK geliyor ben oraya gittigimde burda kaldım Doğan DOYAR la gittim sana Cemil BAYIK la KARAYILAN I getireyim dedi Murat KARAYILAN I Karayılan burda dedi ama Cemil BAYIK İran a gitti dedi Osman ÖCALAN sara hastası olmuş İran daki ………nin Raja köyünde kalıyor dedi Osman ÖCALAN bin yüz-bin ikiyüz (1100-1200) adamı var demişti o zaman Murat KARAYILAN la dedi görüştüreyim şey yapmak istiyor dedi Selim ÇÜRÜKKAYA gibi Avrupa ya gitmek istiyor dedi
S : Kim onu söyleyen sana
T.G. : Bana söyleyen Kale Dizar daki doktor kominist parti bunlarla birlikte olan altı bin (6000) silahı orda teslim ediyorlar
S : Tamam
T.G. : Şimdi dönüşümüz başlıyor
S : Öbürlerini ne yaptın sen Murat KARAYILAN la Cemil BAYIK la görüştüğün
T.G. : TEKLIFINI VELI PAŞA YA GETIRDIM SÖYLEDIM
S : Görüştünmü orda onlarla
T.G. : Yok görüşmedim çünkü bizim zamanımız kısıtlıydı biz helikoptere göre geri gidiyorduk çünkü
S : Bu Kale Dizar dediğin kominist parti
T.G. : Kali Dizar evet
S : Kale Dizar kominist partinin merkezi ordaki doktor
T.G. : Kamplardan birisi
S : Seni
T.G. : Beni ne olarak biliyor AYDINLIK derğisi Ankara dan geliyoruz biz Doğu PERİÇEK in refaransıyla yanımdada zaten Aydınlık ın Paris muhabiri Doğan DUYAN vardı resimlerimdede var
S : Seni öylemi biliyor yoksa kendini iş adamı olarakmı tanıttın
T.G. : Kale Dizar daki adammı hayır beni de ……… Doğan DUYAN olarak biliyor
S : Niye Avrupa ya götürmenizi istiyor Cemil BAYIK ı
T.G. : Murat KARAYILAN ı
S : Hangisi gitmek istiyorsa işte Murat KARAYILAN mı
T.G. : Murat KARAYILAN I getirmek istiyor Cemil BAYIK buna söyliyor Murat KARAYILAN gelsin diyo aracı olun Türk subaylarıyla şeye getirin Avrupa ya çıkışını yasalaştırın diyor
S : Peki böyle bir uygulama oluyormuşmu
T.G. : Hayır o uygulama olmadı oluyormuş ama Selim ÇÜRÜKKAYA dada öyle oldu Lübnan üzerinde general Veli KÜÇÜK kendisi Selim ÇÜRÜKKAYA yı bende Selim ÇÜRÜKKAYA nın hiçbir piyasada olmayan APO nun ayetleri diye bi kitap vardır biliyorsunuzdur aslında o APO nun
S : Avrupa da yazilan kitap
T.G. : Evet o Apo nun ayetleri normalde rapordur sonradan adam kitap yazdı o Beyrut tan şeye gitti Lübnan Beyrut tan hemde Türk pasaportuyla gitti yurt dışına gitti ilk gidişi öyledir Beyrut tan Selim ÇÜRÜKKAYA
S : Evet dönüşünüze geldik
T.G. : Bizim bi şeymi sorcaktınız
S : PERİNÇEK in refaransıyla gittin oraya PERİNÇEK I nasıl tanıyorlar onlar samimiyet dereceleri yada başka ilişkileri varmı
T.G. : Bu kominist partinin PERİNÇEK le arası iyi
S : Irak lı kimlerle orda
T.G. : İşte o resimlerde var isimlerini ben bilmiyorum Kürt isimleri olduğu için aklımda tutamıyorum
S : Şimdi bi dakika burda bi husus var silahları Irak taki kominst partisine niye veriyorlar
T.G. : Silahlarımı
S : Hı
T.G. : Bizimle beraber Türk Timlerinin getirdiğini zannediyor fakat
S : Türk Timleri derken Türk askerleri olduğunu biliyor yani
T.G. : Tabi canım Türk askerlerin olduğunu biliyor tabiki
S : ……………….
T.G. : Ama bakın Doğu PERİNÇEK in onlar Doğu PERİNÇEK in yani Kominist parti ve PKK biliyorsunuz PKK Doğu PERİÇEK le ittifak yaptı o ittifakını Doğu PERİNÇEK bozdum diyor şimdi tabi bu işin içinde olunca anlaşılabiliyor bozdum diyor normalde bunlar ittifakı bozmadılar Türk gladyosunun içinde Doğu PERİNÇEK Ömer SÜRÇİ gibi ve kominist Irak Küdistan Kominist partisi gibi PKK gibi örgütlerin Türk gladyosundaki adamı onların litaratüründe normalde Doğu PERİNÇEK le PKK ilişkiyi bozmamıştır zaten
S : İlişkileri devam ediyor yani
T.G. : Halen devam ediyor bakın daha iyi anlatıcam ilişkinin nasıl devam ettiğini Abdullah ÖCALAN uçakla dünya üzerinde gezerken Doğan DUYAR Doğu PERİNÇEK e geliyor diyorki biz Türk ordusuyla işbirliği yapmak istiyoruz Abdullah ÖCALAN teslim olmak istiyor diyor Doğu PERİNÇEK bunu bana iletti OLCAY paşayla görüşmüşler Tunceli ye gidin Veli paşayla görüşün dedi bunun üzerine ben Veli paşay la görüştüm Apo nun avukatı Doğan DUYAR la İşçi Partisi Doğu PERİNÇEK in odasında görüştük biraz önceki sorunuza ilişkilerinin devamıdır diye anlattım
S : CEMIL BAYIK BU SILAHLARI ALDIĞI ZAMAN TÜRK TSK DAN GELDIĞINI BILIYORMUYDU
T.G. : Tabi
S : Ama TSK nın Kürtçü tarafından geldiğini zannediyor öyle değilmi
T.G. : Hayır Doğu PERİNÇEK in organize ettiğini biliyor ona göre üst kadro içindeki µ¢nt¢ hareketi içinde Doğu PERİÇEK te var
S : Şimdi anlaşıldı
T.G. : Bi örnek vericem daha iyi anlayın diye İnermisin Çıkarmısın diye bi proğram var sizdede şemada var yazdım ben İnermisiniz Çıkarmısınız hatırladınızmı Boran KAYA- Boran -Yaşar KAYA nın akrabası bi de bi Kürt general vardı hatırlıycaksınız emekli oldu onunda akrabasıdır Boran KAYA general Veli KÜÇÜK ün İzmit te İl Jandarma Alay Komutanlığındayken postasıydı ben kendisini aldım Dinç BİLGİN e getirdim Ömer BİLGİN e getirdim o proğramı teklif ettiler tiyatrocudur aslında proğramı kabul edildi bir yıl proğramını yaptı daha sonra da onu Veli paşa
S : Ahım şahım bi proğram değil ama
T.G. : Önemli değil parası önemliydi Rant Rover a biniyo Veli paşa için bakın Seda SAYAN ıda istedi Veli paşa ona bakarsanız yani Veli paşa için inermisin çıkarmısının siyasal bi proğram olması önemli değil proğram yapılması önemli ordaki atmosfer önemli onun için inermisin Çıkarmısın I bir yıl yaptı daha sonra Boran la arası açıldı bana dedi ki bu Boran dedi ş¢r¢fs¢z haysiyetsiz herif falan fistan git dedi Dinç BİLGİN e ben Dinç BİLGİN e gittim Veli paşa sizinle görüşmek istiyor telefonları aldı Veli paşa o zaman ya Çanakkale deydi ya Bilecik e yeni geliyor idi gelmemişti İnermisin Çıkarmısın proğramı iptal edildi ve parasıda ödenmişti çocuğa ikinci kontratın onuda geri almadılar sonra çocuk trafik kazasında öldü zaten Boran
S : O trafik kazası normal bi trafik kazasımıydı
T.G. : Bilmiyorum ama Veli paşayla kavgalı öldüklerini çok iyi biliyorum bu anlatmış olduğum yine sizin sorunuza paralel di yani bu örgütlenmenin sağı -solu -ülkücüsü -DHKPC si hiç şeyi yok bakın DEHAP var, Meral KITIR demişimdir daha önce
S : Anlattın daha önce
T.G. : Bu kadın Dursun KARATAŞ ın ve PKK nın ortak emniyet sibobu yani Dursun KARATAŞ a diyorki PKK yla ittifak yapıcaz Karadeniz bölgesinde DEHAP kontratları yapıyo yani bu tampon örgüt Meral çok akıllı bir kadındır Bayrampaşa cezaevinde yatıyordu ben tanırım bakin Meral- Dursun KARATAŞ a haber gönderiyor diyor ki General Veli KÜÇÜKün bölgesinde bu saatten sonra eylem yapmıycaksın Dursun KARATAŞ ta kabul ediyor diyorsunuz ki Türk ordusu ne turşu ne perhiz ne lahana ben sizi anlayabiliyorum ama ben çok şey yapınca ben sizin düşmüş olduğunuz hayal kırıklığının yüz katına düşüyorum ama öyle değilmiş artık hiç düşmüyorum
S : Normal bakıyorsun
T.G. : Normal değil çok daha üst düzeyde bi normallik olarak görüyorum
S : Şimdi artık dönüşe geçelim yalnız …………… avukatıyla görüşme hadisesi var demi ……
T.G. : Abdullah ÖCALAN ın avukatıyla biz üç (3) kere görüştük
S : Üç kere onları bi şey edebilirmisin
T.G. : Birinci görüşmemizde Apo nun Türkiye ye teslim olması ile ilgiliydi
S : Teslim olmadan önce
T.G. : Olmadan önce
S : Bi tek senmi görüştün
T.G. : Doğan ERBAŞ la evet ben görüştüm general Veli KÜÇÜK adına Doğan ERBAŞ la bir fiil ben görüştüm
S : Neydi görüşmenizin ana konusu
T.G. : Onlardan geldi bu talep Abdullah ÖCALAN ın
S : İlk talep kime geliyor
T.G. : İlk talep Doğu PERİNÇEK e geliyor Doğu PERİNÇEK bize söyledi ………… fikir teyatisinde bulunduğunu söyledi ben de general Veli KÜÇÜK e söyledim
S : Doğu PERİNÇEK e kimden geldi
T.G. : …………………… Doğan DUYAR la görüşmemin içersinde
S : Doğan DUYAR mı Doğan ERBAŞ mı
T.G. : Doğan ERBAŞ pardon avukatı Doğan ERBAŞ la görüştüğümde kendisi dedi ki biz teslim olmak istiyor kendisi Abdullah ÖCALAN dedi
S : Ne zaman ……… Abdullah ÖCALAN
T.G. : Gökyüzünde İtalya ya şey yapdığı ayyuka çıkmıştı İtalya daydı
S : İtalya dan çıkmış nereye gidiyordu
T.G. : Daha gitmemişti Rusya dan İtalya ya geçti dedi koduları vardıya İtalya da patladıydı hani aradık arıyoruz dedi koduları çıktığındaydı uydudan tesbit olayları vardı işte o günlerde Doğu PERİNÇEK in odasında görüştük
S : Kim kim
T.G. : Ben- Doğan DUYAR pardon Ben – Avukat Doğan ERBAŞ- Adnan AKFIRAT – Doğu PERİNÇEK sadece bi selamlaştı bizden önce onlar görüşmüştü ben randevu saati iki yse onlar bir buçuk- bir de buluşmuşlardı ben onların üstüne gittim zaten
S : Doğu PERİNÇEK in sizin oturup kalktığınzdı görüşmelere girmemesinin sebebi
T.G. : Doğu PERİNÇEK in girmemesinin sebebi şu ben böyle şeylerde yedi emin olmak istemiyorum dedi biz zaten konuşcamız herşeyi konuştuk
S : Konuyu çok dağıttık konuyu toparlıyalım tekrar o konuların detaylarını daha sonra devam ederiz bu önemli bunu bi açıklasın görüşmenin konularını anlat
T.G. : Ben dedim ki kendisine iletecegim dedim bizim yasal maddelerimiz var yani ilk önce görüşmeyi kabul ediyormusunuz masa düzeyinde dedi yarım saat kadar bi görüşme yaptık fikir tartısında bulunduk çok önemli bir şey değildi avukatla görüşmeyi kabul edip etmiycemizi biz yine Doğu PERİNÇEK aracılığıyla ileticez dedik ondanda kabul etti Veli paşa
S : Görüşmeyi
T.G. : Evet Abdullah ÖCALAN ın hangi şartlarda teslim olacağını
S : ……………….. masaya oturmayı kabul etti
T.G. : Evet kabul etti ondan sonra bunu kabul edince geldik ben geldim, gelmeden önce Abdullah ÖCALAN ın sorgusuna filan kimleri gireceğini bilmiyoruz dedi bir çok ilişkinin anlatılmaması gerektiğini ilettik ben de dedim ki Abdullah ÖCALAN ın sorgusuna kimlerin girecegi belli değil birçok ilişkiler konusunda temkinli davranılmasını söyledik mesela Doğu PERİNÇEK le ittifakını Abdullah ÖCALAN İmralı da hiç açıklamadı gaztelerinde de gördüm kitaplarında da gördüm ben takip ettim bunun üzerine bana bir muhatab arıyorum diye bir kitap verdi Abdullah ÖCALANın en arkasında general Veli KÜÇÜK e hitaben yazılmış bir mektubu vermek niyetiyle sade kitap ayarladık dedi kitabın en arkasında ki şey bu size mektuptur dedi Veli paşaya ben de onu kendisine getirdim Apo nun başka kitaplarını da vermişti zaten şartlarınız neler dedik biz
S : O zaman …………… kitap yazılmışmıydı
T.G. : Tabi ama piyasaya çıkmamıştı basmıştı mektubu koymuştu arkasınanada
S : ……………
T.G. : Bende olması lazım baktınızmı varmı ha yok bende Veli paşa ya getirdim tek bir taneydi almadım, üç ay sonar çıktı İmralı da sorgulandıktan sonra Bir Muhatab demagoji olsun diye çıktı kafam karışıyor orda onların söylediği şuydu Avrupa dan barış heyetleri gelecek barış heyetleri gelecek bunların kabul edilmesi Kuzey Irak tan insanlar bir kısmı gerillanın bir kısmı itirafçı olarak gelicek yani girecek köylerine dönücekler filan biz görmemezlikten gelicez bir kısmıda üst düzeyde fişlenenler edenler onları Murat KARAYILAN gibi Cemil BAYIK gibi insanlar yurt dışına gidecekler yurt dışında teröre silahlı propagandaya karışmamış öbür eğitim birlikleri Türkiye ye barış gönüllüleri adı altında teslim olacaklar kamplarımızı kısaltacagız İran da bir kampımız kalacak Suriye deki kampımızı FKÖ ye Filistin Kurtuluş Örgütü ne verecegiz, Lübnan aslında … etti zaten. Kuzel Irak ta bizim kalışımıza izin verin PKK Kuzey Irak ta kalsın sizin üçüncü kol gücünüz olsun Talabani ve Barzani ye karşı Talabani ve Barzaniye kurulan seyyar karakollar şimdi boş Barzani oraları koruyamadı Türk ordusu da koruyamadı o karakollarada sizin izninizle zaten Barzaninin sınırları içinde ya köy statüsünde bizim silahlı gerillalarımız yerleşsin ama on bin (10000) silahlı gerillayı sekiz bin (8000) silahlı gerillayı toplam üç bin (3000) e düşüreyim diye teklif ettiler yazılı olarak
S : Ha bunları yazıya döktünüz
T.G. : Tabi kendisi yazmış verdi bana zaten bunları ben paşa ya hemen aynı gün
S : Kendisi yazmış derken avukat mı yazıyo Abdullah ÖCALAN mı yazıyo
T.G. : Abdullah ÖCALAN la onlar görüşüyorlar yazı yazması yasak avukata söyliyo o yazıyo ama biz diyo örgüt içindeki kriptoyu bildiğim için Veli KÜÇÜK ün Jitem örgütündeki kod adı ABBAS dır zaten Abbas diyor mesela kod adı Abbas tır Veli KÜÇÜK ün
S : Neden yazı yazması yasak
T.G. : ………… yazı yazması felan not alması yasak
S : Şimdi yasak ama o zaman
T.G. : Yok o zamanda yasaktı şimdi serbest olabilir ilk görüşmelerde herşey yasaktı gazete okuması dahi
S : Bu esnada gelmişmiydi Türkiye ye bu görüşmede
T.G. : Hayır gelmedi
S : O zaman niye yasak
T.G. : Hayır Apo yla görüşüyorlardı o zaman zaten daha sonra biz Apo İmralı ya geldikten sonra da Doğan ERBAŞ la görüştük üçüncü görüşmemiz bu ikinci görüşmemiz bu normalde görüşüyorlardı kendisiyle ve burda da Avrupa dada bunlar merkez yürütme kuruluyla toplantı yapıyorlardı belki mesaj onlara Apo dan değilde MKYK nin aldığı bir karar olabilirdi Veli paşa bunları ben yukarı intikal ettirecegim dedi düşünelim ilerki görüşmemizde bilgi verelim biz bunu böyle kapattık ve üçüncü görüşme için şey yaptık üçüncü görüşmemizde iyice şey daralmıştı Doğu PERİNÇEK sık sık bizi arıyordu Veli paşa dedi ki Doğu PERİNÇEK e getirdigimiz mesaj operasyon bizim çerçevemizden çıktı dedi
S : Şimdi bi dakika birinci görüşmede Apo yakalanmamıştı ikinci görüşmede Apo nerdeydi
T.G. : Yakalanmamıştı daha Kenya menya ayaklarındaydı daha ama ortaya çıkmamıştı daha
S : Üçüncü görüşmede
T.G. : Şimdi görüşmemizi anlatıyorum İmralı ya geldi Apo
S : Gelmişti yani
T.G. : Ama görüşmeden önce Doğu PERİNÇEK bizi sıkıştırıyordu Doğan ERBAŞ la görüşün diye
S : Apo gelmişmiydi Türkiye ye
T.G. : Üçüncü görüşmede Apo gelmişti
S : Doğu PERİNÇEK sizi sıkıştırdığı zamanda gelmişti
T.G. : Yok gelmemişti daha yakalanmamıştı ama bizi sıkıştırıyordu
S : Ama yakalanması artık, yani çember daralıyordu,
T.G. : Tabi yani o günler Yunanistan konsolosluğu dediler Kenya menya dedikleri zamandı Veli paşa da mesaj olarak bu bizim çerçevemizden çıktı dedi o perasyon kotrolümüzden çıktı operasyona müdahale edemeyiz dedi, bunun üzerine Apo gelmedi bunun üzerine Abdullah ÖCALAN ın kadınlar başkanı Sakine CANSIZ var atmışüç-atmış dört yaşlarında bir kadın o Doğu PERİNÇEK e mesaj gönderiyor o ş¢r¢fs¢z diyor gökyüzünde öyle kadınlar gibi kaçacağına insin Türkiye ye teslim olsun diyor bunun üzerine DOĞU PERİNÇEK e YALÇIN KÜÇÜK le görüşmesini istiyor kim SAKİNE CANSIZ
S. : YALÇIN KÜÇÜK kim
T.G. : YALÇIN KÜÇÜK APO nun teorisyenidir zaten profösördür kendisi ayrıca şimdiki MİT Müsteşarı ŞENKAL ATASAGUN unda hocasıdır. Ayrıca HİKMET ÇİÇEK inde hocasıdır kendisi YALÇIN KÜÇÜK çok büyük bir adamdır kendisi yani YALÇIN KÜÇÜK le görüşmesini istiyor DOĞU PERİNÇEK adamlarından birini YALÇIN KÜÇÜK e gönderiyor YALÇIN KÜÇÜK te diyorki ben ona kendim Cumhuriyetin 74. 75. yılında dedim ki kendisi gelirken gel ben birleşmiş milletler uçağını ayarladım beraber gidelim Türkiye ye teslim olalım indiğimizde de uçaktan karanfiller at silahıda iki kere at yere at teslim ol o zaman şimdi o tiren geçti bunu hiçbir kimse APO nun şimdiki bu statüsünde SAKİNE CANSIZIN teklifi bu aslında yani YALÇIN KÜÇÜK le Paris teyken hep görüşüyorlar YALÇIN KÜÇÜK Suriye de Aponun yanındayken falan ya diyor ki bunu bari, sıkıştığını anlıyor kadın
S. : Teslim olmak
T.G. : Teslim olma ama bu şekilde o da diyorki DOĞU PERİNÇEK e ben böyle böyle yapalım demişim üstünden bir yıl geçti bak ben geldim diyor o gelmedi diyor gelseydi böyle olmazdı sonu bu saatten sonra daha kötü olacak diyor ben hiçbir şeyde bulunamam diyor YALÇIN KÜÇÜK bunun üzerine DOĞU PERİNÇEK bunuda bize intikal ettirdi biz yakalanma sürecini sadece basından sadece takip ettik taki İmralıya gelinceye kadar buraya kadar okey İmranlı ya geldiğinden
S : Ha sizin yakalanmasında hiçbir etkiniz yok
T.G. : Hayır hiçbir etkimiz yok bilmiyoruz gazetelerin yazdığı gazetelerden okuduğum şeyler üçüncü görüşmemiz ABDULLAH ÖCALAN İmralıya gelmiş artık konuşuyordu kendisi ABDULLAH ÖCALAN konuşuyordu bize bir iki yazılı mesaj daha vardı üçüncü görüşmemizde dediki DOĞAN ERBAŞ şimdi geldi dedi işte gelir gelmez tabi adam görüşemedi biliyorsunuz bir hafta iki hafta sonra görüştüler orda bu görüşmede örgüt bu saatten sonra benim kontrolümden çıkar demiş derhal tekrar bizim için söylüyor tabi VELİ PAŞANIN ŞEYLERI ITTIFAK YANI MÜTTEFIK KUVVETLER DIYOR ONLAR onlarla ilişki kurulmasını söylüyor örgüt benim şeyimden çıkarsa büyük eylemlere kalkışır Amerika veya Avrupa gibi ülkelerin üzerlerine giderler benide tasfiye ederler diyor Abdullah ÖCALAN tekrar o barış çatısı altına gelmek isteyen arkadaşların gelmesi işte örgütü tamammen fes edelim diyorlar fakat bir kısmını İranıda fes edelim sadece Irak ta istedikleri statüde bırakalım birde af çıkarsınlar diyor bu siyasi suçlulara bunları falan Abdullah ÖCALAN o dönem ben her şeyi konuşmaya hazırım diyor o zamana kadar bu da ZEKİ OKÇUOĞLU Avukatı onun yanında bazı konuşmalarınızda temkinli hareket edin örgütü rencide etmeyin diğer arkadaşları rencide etmeyin diye söylediğinde ZEKİ OKÇUOĞLU nun bunları MİT e söylediğini GENERAL VELİ KÜÇÜK BANA DOĞAN ERBAŞ A ILETIN ZEKİ OKÇUOĞLU NU TASVIYE ETSINLER DEDI ZEKİ OKÇUOĞLU ZATEN MİT AJANIDIR DIYE Aydınlık Gazetesinde daha sonra Radikal de Tuncay ÖZKAN Cumhuriyet gibi bütün gazetelerde patlattık adamı bilmiyoruz MİT le ilişkisi varmı
S : Onu diskalife etmek için
T.G. : Evet diskalife etmek için sırf DOĞAN ERBAŞ a kaldı herşey birde bir kadın vardı o karıya kaldı
S : DOĞAN ERBAŞ zaten sizin kontrolünüzdeydi
T.G. : Herşeyi bizim kontrolümüzde DOĞAN ERBAŞ ın kardeşide İŞÇİ Partisi Doğu Perinçek in MYK üyesi zaten Merkez Yürütme Kurulu üyesi AHMET KAYA nın karısıda İşçi partisinde MYK de FAİK BULUT un eşide aynı şekilde bu statüde bunları işte örgütün tasfiyesinin operasyonun fakat Avrupa nın kucağına geçeceğini Hollanda Devleti bir fiil Avrupa daki örgüte silahlı propaganda için ve silah vermek için teklif etmiş bundan sonra bizim kontrolümüze girsinler diye tabi diyeceksiniz ki niye Hollanda Jeopolitik olarak işe yaramaz Hollanda jeopolikit olarak bir şey yapamaz ama biraz Avrupa stratejisine baktığınızda Avrupa bütün Operasyonlarını Hollanda üzerinden yapar İsrailde bütün Operasyonlarını Norveç üzerinden yapar böyledir tampon ülkelerdir bunlar, bunların hepsinin teklif ettiğini söyledi Fransanın kendisine ve adamlarına yurtdışına gidecek olan yani Suriye den İran dan Irak tan gidecek CEMİL BAYIK gibi gidecek üst düzey elemanlarına Fransa dan siyasi mülteci statüsünü açacağını Kürt meselesinin bundan sonra daha çok büyüyeceğini DOĞAN ERBAŞ ın bize intikal ettirdikleri VELİ PAŞA bunların hepsini şey yaptı ABDULLAH ÖCALAN ın kitap okuyamadığını
S : Şimdi orada bir ara dur VELİ Paşanın bu görüşmeden sonra sonucu neye bağlandı bu gelişmeden sonra VELİ Paşa son noktayı nasıl koydu
T.G. : Veli Paşa nın söyledi şuydu yukarıyla görüştüm dedi ama bundan sonra şeyle görüşmeyeceksiniz dedi DOĞAN ERBAŞ la nedenini sorduk kendisini MİT in dinlemeye aldığını takip ettiğini İstanbul da falan Özel Kuvvetler komutanın birinci dereceden kendisini takip ettiğini abaşka elçilerin kendisine yemek davetleri görüşme davetleri başka diplomatların falan onun için başka diplomasi onun için adamın kıskaçta olduğunu işin o elçilikler vasıtasıyla yabancı misyon şefleri vasıtasıyla bize sıçrayabileceğini ve ilişkiyi DOĞU PERİNÇEK üzerinden yürütelim dedik ve DOĞU PERİNÇEK e bıraktık VELİ Paşa yukarıyla görüştüm dedi görüştükten sonra bir MED TV nin bir daha yayınının kesilmiyeceğine iki MED TV de ikide bir Türk Gladyosunun başı General Veli Küçük diye iki de bir şey çıkmamasını üç Özgür Ülkenin POlitika Gazetesindeki ekibi edeğişip başının RAGIP SARAFOĞLU nun AYŞE SARAFOĞLU ermenidir RAGIP SARAFOĞLU ZAKRO Yayınları sahibidir onların aktif bir biçimde daha düzgünce fakat barışçıl çalışmalarını üç Suriye Avrupa üzerindeki gidecek adamlarına biz kendimiz pasaport veremeyiz yada herhangi kaçırma eylemine kalkışamayız fakat Avrupa dan bize gönderilecek adamlarının hiçbirinin genellikle istedikleri gibi silahlı propagandaya ve İran Irak Suriye de ve dağlarda gezmemiş olması şartıyla neden ilişkiler çıkar yoksa ortaya zaten bunları en son Avrupa Birliği meselesi oldu unutmayayım aklıma geldi çünkü ben çok unutuyorum Avrupa Birliğine Giriş Türkiyenin oldu ya VELİ Paşanın direk söylediği Avrupa Birliği konusunda Kürtler bizi desteklesinler ve Kürtler Avrupa da Türkiye lehine yürüyüşler yaptılar iki Rusyada takıştık Rusya konusunu söylemiştik çok iyi hatırlıyorum Rusya da bunlar APO nun meselesini Ermeni sorunu falan yakın tarihte getirmişti ya şu yakın tarihte DOĞU PERİNÇEK e verdiğimiz mesaj DOĞU PERİNÇEK kendi antetli kağıtlarıyla Ermeni sorunu yoktur KGB belgelerinde de diye Kürtleri ve ordaki JRİNOSKİ Ekibiplerini arıyarak PKK …ya bu konuda Türkiye Aleyhine bir girişimde bulunulmamalarını Rusya da Ermenistan da ki kamplarına bundan sonra sabotaj eylemi yapılmıyacağını örgütlerinin İran da ve Kuzey Irak ta kati suretle Gerilla sayısının düşürülmemesine FKÖ nün kampı dedikleri kampı boşaltacaklar ve tahliye edecekler ya tahliye edilip yine kendilerinde kalsın FKÖ ve bir iki ordaki Sosyalist gruba teslim edilmesine bunlarda kendi PKK kamplarını Suriye deki bir kısmını FKÖ ye bir kısmını DHKP C ye teslim ettiler ama DHKP C yle kendileri ortak hareket ediyorlar
S : Bu şekilde görüşmeler bittimi
T.G. : En yakın biz DOĞAN ERBAŞ la o zaman görüştük DOĞU PERİNÇEK le en yakın görüştüğümüz ERMENİ dosyası, bundan bir ay önce tarih tam pek bilmiyorum RUS meselesi Rusya ya ……
S : ……….
T.G. : Ama ben bunları …… anlatıyorum VELİ Paşaya gönderiyoruz ya ÜMİT OĞUZTAN a anlatıyorum o hemen tık yazıyor, …. Organize ediyo, VELİ PAŞA ya yazıyı gönderiyoruz
S : Tamam şimdi son şekliyle ABDULLAH ÖCALAN la VELİ KÜÇÜK arasındaki görüşme DOĞU PERİNÇEK üzerinden oluyor
T.G. : Evet şimdi son görüşmeleri
S : Şimdi sizin Kuzey Irak a gitmenizdeki amaç neydi
T.G. : Bizim mi kendimizin mi
S : Yani gönderilmekteki amaç
T.G. : Ben şöyle söyleyeyim ben gidiyorum İzmit Alaya sen yine haber yap Akşam Gazetesine diyor oralarda tabi gidiyorum fotoğraflar çekiyorum ediyorum geziyorum işin aslı yani. Talabanı, barzani falan görüşüyorum o konteynırı geçirdikten sonra benim haberim vardır göreceksiniz Gazetede yayınlanmıştır bir konteynir resmi var arkasında ingilizce yazıyor CIA Kuzey Irak a silah sevkiyatı yapıyor
S : Bu haber nasıl bir haber senin ifadenle manüpüle bir habermi
T.G. : Tabi BIZ SILAHLARI VERIYORUZ CIA VERIYOR OLDU
S : Şeklinde yapıyorsunuz
T.G. : O küpürümde vardır
S : CIA tabi burada CIA ….. sebebi ney
T.G. : Benim Akşam Gazetesinde yayınlamış olduğum altında imzası olmayan ben altında imzası olmayan hiçbir haber yayınlamadım bu birincisi imzası olupta yayınlamış olduğum hiçbir haberi tekzip etmediler Amerika Elçiliğinde Mırgırıt diye bir kadın yazı dilekçe gönderdi uyarı tekzipte değil mahkeme kararı değildi kendisiyle bir danışmanı vardı Türkçe bilen o kadın aracılığıyla görüşüyorduk ondan sonra Marc KROZMAN şeye geldi Akşam Gazetesine geldi MEHMET ALİ ILICAK -BEHİÇ KILIÇ-ASLAN BULUT beni çağırdılar NAZLI ILICAK girdi çıktı dediki Türkçe konuşan kadın Tercüme etti biz bu haberleri bu çocuğun yaptığına inanmıyoruz Türkiye deki bir örgütün bunları yaptığını bir sol örgüt falan değil Devlet içindeki bize bunu muhatap göstermeyin dediler ben o zaman biraz daha şeydim saçlarım jöleli serserivariydi inanılacak gibi değildi ha diyeceksinki neden böyle giyiniyordunuz siz beni tanıdığınız için anlatıyorum ben cinsiyet tercihim dışında VELİ Paşaya giderkende saçlarım jöleli işte pembe fülerler takar giderdim uzun polto böyle Paris teki Anarşist kıyafetler Anarşit derken terörist değil tabiki yani erkek kadın arasındaki efeminelerin giydiği kıyafetler böyle giyinirdim en son ÜMİT BAĞBEK le gittiğim resimleri görmüşsünüzdür gözlerimi gördünüzmü tarkan gözlüğümü NEWYORK ta onlar üç yüz dolardı ben o gözlüklerden bulamadım VELİ Paşa dediki kendine yeni bir şeyler alırsın artık oraya gidince dedi normal gözlüktü soba boyaları vardır bilirsiniz beyaz yaldızlı ondan camlarını çıkardım soba boyasıyla boyadım Tarkan gözlüğü oldu bütün barlarada onla giderim onu bana malipule et dedi neden onu söyliyeyim ben DHKP C konusunda çalışır iken MERAL KITIR falan demiş olduğum o zaman burda Terörle Mücadeleci C Blokta REŞAT ALTAY ın beni alacağını söylemişler o zaman Akşam da çalışıyorum VELİ Paşa REŞAT ALTAY a telefon açıyor diyorki kendisinin bana söylediği bu çocuğu almayın bizim adamımızdır benim adamımdır dedim diyor bunun üzerine burda C blokta toplantı yapılıyor benim adım üzerine geldiğinde REŞAT ALTAY demişki s¢kt¢r edin amına koyduğumun ¢bn¢s¢yl¢ uğraşacağız diyor ve bunu kapatıyorlar yani ben giyinişimde de tamam ben gayim, onu şey yapıyormu ama şimdi son dönemde Bilecik Çanakkale ye geldiğinden bu yana beni o kıyafetlerle görmeniz takip ediyorsanız imkansızdır gayet çok ciddiyimdir bir diblomatik görüşüm vardır.
S : Normalda bu silahları CIA göndermedi siz gönderdiniz
T.G. : Tabi canım
S : Peki CIA bu şekilde senin haberin üzerine bu silahları biz göndermedik haberimiz yok şeklinde bir tekzip yayınlanmadı
T.G. : Hayır yayınlamadı
S : Yayınlamadı sebebi konusunda bir bilgin varmı
T.G. : Anladım valla ben sebebini bilmiyorum ama Amerika konsolosluğuna gittim ben VELİ Paşa Bileciğe geldiğinde vizeye baş vurdum yanımda SEYHAN SOYLU nun pasaportunu getirdim o TURGUT BÜYÜKDAĞ o zaman patronum ÜMİT OĞUZTAN ın pasaportunu getirdim kacası CAM KIRIMLI nın pasaportunu getirdim benim pasaportumu getirdim bir arkadaşım daha vardı onun pasaportunu getirdim bir gazetede çalışan götürdüm pasaportlara baktı Seyhan SOYLU’ya ingiltereden falan da alınana Amerikan pasaportu…….. bana dediki kadın biraz beklermisin dedi bir on onbeş dakika sonra geldi adam baktı böyle Mıstır TUNCAY ingilizce bir şeyler söyledi he he dedim bende okey dedi on yıllık çak diye vize verdi benimle bereber herkese verdi ÜMİT OĞUZTAN a vermedi kadın dediki içerden diyorlar ki bu neden gelmiyor burası Amerika Konsolosluğu bir gün sonra buna on yıllık vize verdi onun vizesi çok önemli bir şey biliyorsunuz grinkart alabilirsiniz gidişte ama ben Amerika ya gittiğimde hiç ilgilenmediler yani ingilizce ben bilmiyordum ikincisi gezemedim zaten
S : Şimdi silahları teslim ettiniz geri dönüşü anlatırmısın
T.G. : Geri dönüşü anlatıyorum biz Kuzey Irak tan dönüşümüz Erbil şehrinden artık o BMW 5020 falan bitti yani o dönem bitti biz ordan ERBİL den dönüş yaptık Zaho ya AYŞE ÖNAL bizden iki gün önce döndü onlar işte yarı yola kadar yol ayrımına kadar BMW 5020 yle getirdiler yarı yolda onları duruduruyorlar AYŞE ÖNAL kendisi anlattı ben kendim dönüyorum yanımda Kanal 7 Dış haberler sorumlusu İBRAHİM AKBABA vardı o zaman yanımda ayrıca onlar AYŞE ÖNAL – BEHİÇ ÖZERDEN döndü ben İBRAHİM AKBABA ile döndüm İBRAHİM AKBABA yla dönerken biz bu DAYI ENVER in oğlu AREM ERBİL i onu da yanımızda getiriyorduk pasaportu herhangi bir evrağı hiçbir şeyi yoktu ERBİL deki Türk timinden çıktık Dahuk a uğramadık Zaho ya geldik Zaho da Hilal Ahmer e geldik Binbaşı TAMER bölge Erbil den sorumluydu Zaho Dahok mıntıka sorumlusu Binbaşı Mehmet ti İzmir Nato da görev yapan adam o adamada bu çocuğunda geçiş yapması gerektiğini söyledik Komutan o zaman iletmiş oraya ordan bize çocuğu söylediler onlar kürtçe bir kağıt ayarladılar bir timle kapıya kadar getirdiler kapıdan da bizi Gümrük Baş Muhafızı karşıladı kapıdan da bizim Türk kapısından bir üsteğmen duruyordu o üsteğmen aldı Gümrük Baş Muhafaza Müdürüne getirdi Müdür elemanlarına bizim pasaportlarımızı verdi
S : CEMAL
T.G. : Hı CEMAL fakat o çocuk ortada kaldı evrakı hiçbir şeyi yok Kürt kapısına gelince de üstteğmen geçirdi bir şey demedi bu çocuğun dedik böyle böyle dediki ben VELİ abiyi bir arıyayım dedi aradı ben dedi konuştum TUNCAY dedi sen çocuğu İstanbul a getir tamam mı TÖMER e yazdıracağız TÖMER Ankara TÖMER şeye geldik CEMAL in odasındayız işlemler yapıldı siz dedi bu gece çıkamazsınız zaten saat dört buçuk beş falan oluyordu hac konaklamada kalın dedi biz üçümüz Hac konaklamada kaldık ben hac konaklamanın lobisinde oturuyordum yanıma o MUSTAFA geldi Hac konaklamanın Müdürü dediki TUNCAY odana git niye dedim odanın kapısı falan çalınırsa gelme MİT seni arıyor falan dedi oranın MİT i seni arıyor dedi hakikaten arıyorlarmış daha sonra MİT in bana söylediği nasıl atlattın bizim arkadaşları diye üçümüzde ayrı odalarda duruyorduk ama binim ismimde o çocuk duruyordu ben başka bir isimde duruyordum MUSTAFA bunları böyle bir karıştırmış daha doğrusu beni bulamadılar. O gün öğlene kadar haç konaklamada kaldık. Ertesi gün öğlen Silopi de o haç konaklamada kalan doktordu Silopi Sağlık ocağında Diyarbakır Hastanesine acil olarak gidilmesi diye bir evrak verdi bu evrakta soyad sordular adı AREM ama Irak ta soyadı kanunu yokya hangi şehir Erbil bende ERBİL dedim AREM ERBİL oldu soyadı o kağıdımızı aldık normal toros marka bir arabayı 40 dolarmı 50 dolarmı kiraladık Diyarbakır a geliyoruz, akşam saat ya 7′ye 10 varken yada 8′e 10 varken, 9.30 uçağı değil yani, ilk uçağa yetişebiliyoruz öğlen çıktık çünkü kontrollere geldiğimizde ben bu kağıdı veriyordum onlar telsizle işte karakollar böyle yol kenarlarında Diyarbakır ada çok rahat bir şekilde geçiş yaptık Diyarbakır a geldiğimizde yemek yedik Ofis Caddesinde çok iyi hatırlıyorum orda Japon Pazarında falan gezdik ıvır zıvır aldık doğru havaalanına gittik saat havaalanına gittiğimizde altı falandı bir saat kadar oturduk bütün gazeteleri okudum ve içeriye gireceğiz çocuğun adına da şey ayarladık siz söyleyin gazeteci olduğumuzdan dolayı bizimkiler opin biletti ona da uçak bileti gerek dedik adı Arem ERBİL fakat nufus cüzdanı soruyorlar ya geçerken benim elimde o kağıt vardı çocuğu Türk olarak gösterdik zaten Kuzey Irak tan gelen bir çocuk olarak göstermemiştik Silopiden sağlık kağıdı verildiğinde nüfus cüzdanı istedi illaki kadın bizde dedik ki biz ne yapalım biz şey dedik o zaman bir tane polis vardı benim o polisin notlarım arasında Diyarbakır İstihbarat ta çalışan bir polisin adı olacak o notlarımın arasında olacak o polisi tanıyordu karısıda polisti zaten …. tanıştırmıştı o da telefonlarını falan vermişti Diyarbakır istihbarata o zaman dedi o dedi bu kadını bu hanımıda bizle dedi hadi bakayım geçin dedi Diyarbakır uçağına bindik İstanbul a geldik
S : Ayşe ÖNAL niye sizden ayrı olarak geldi
T.G. : AYŞE ÖNAL artık uyuz olmuştu bana kıl olmuştu kendisinin kullanıldığını anladı AYŞE çok uyanık bir gazetecidir
S : Bu silahların geçişine daha önce izin veriyor
T.G. : Haberi yok ama
S : Silahlardan kesin haberi yokmu
T.G. : Yok katiyyen niye yok onu söyliyeyimmi biz AYŞE ÖNAL ı kurduk bana gelen YAŞAR TÜRKMEN olacak soyadı bakın ÜNAL ERKAN la bizimkilerin arasının olup olmadığını o zamanlar iyi değildi dedik ki biz ben söyledim AYŞE ÖNAL a söyleyin gece çıkın dediler bir gün önceden beni kurmuşlardı bende AYŞE yi kurduk AYŞE ÖNAL ın ÜNAL ERKAN la arası çok iyiydi o telefonla konuştu zaten ÜNAL ERKAN onun üzerine gece bize çıkış izni verdi
S : Bu silah geçişine bağlı olan bu Krıkkalede bir patlama oldu Silah Fabrikasında bu Kırıkkaledeki patlamayı ilgilendirmişti bu patlama ile ilgili bilgilerini anlat bize
T.G. : Bize patlama olayında VELİ Paşanın bana söylediği CIA nin sabotaj böyle bir Aydınlığa o zaman elimizde bir gazete yoktu onlar aracılığıyla diğer gazetelere Hürriyet e Hürriyet tede bu yayınlandı CIA nin bu sabotajı yaptığını bir fiil şey yaptı Ha bunun üzerine hatırlıyorum ÇEVİK BİR Grubunun üzerine yıktık biz Çevik Bir grubunun üzerine yıktık hatırlıyorum
S : Niye öyle ÇEVİK BİR in üzerine yıkma veya CIA nin üzerine yıkma
T.G. : ÇEVİK BİR CIA nin adamı ya
S : Fakat siz niye bu patlamayı başkalarının üzerine yıkma ihtiyacı duyuyorsunuz
T.G. : Ben duymuyorum bana söylüyor ben söylüyorum
S : Peki VELİ PAŞA nın bu patlama ile rolü ney sana göre bu şekilde o zaman
T.G. : Bence Irak o kadar şey yani PKK ya giden silahların patlama olasılığı yok çok az bence VELİ Paşa Karadeniz den Elçibey e giden, Çeçenistan, o bölgelere giden silahlardan korkuyordu
S : Yani Kırklarelindeki olayında her şeyin ortaya çıkacağındanmı korkuyordu
T.G. : Tabiki TİKA olayı patlamıştı bu darbe olayı patlamıştı ya VELİ Paşanın üzerine geleceklerdi ondan korkuyordu IRAK meselesinden VELİ Paşa korkmaz niye korkmaz Irak ta ortalık çok karman karışık bir şey birbirine girmiş CEM ERSEVER ölmüş EŞREF BİTLİS Paşa gitmiş, bir tahkikat yapılsa bile fos çıkar iş yani bölge karışık çok karışık ama orada ELÇİBEY in ve AZARBEYCAN daki bölgelerde Avukat REŞİT HÜSEYİN ŞAŞIOĞLU – HÜSAMETTİN TÜRKMEN İran da ATİLLA diye bir çocuk vardır öğretim görevlisidir İran da Türkiye de kalıyor Avukat REŞİT HÜSEYİN ŞAŞIOĞLU nun bürosunda kalır İran daki hücre örgütlenmesinin başı o dur yani 41 42 yaşında VELİ Paşa sabotaj ihtimalinin ÇEVİK BİR ekibinin üzerine yıktırtırdı yani ÇEVİK BİR ekibinin yaptırdığını söylettirdi bize biz gazetede öyle yazdık ÇEVİK BİR lerin PKK ya silah sattığını yazdık
S : Hangi Gazetede
T.G. : Aydınlık ta Hürriyet tede çıktı sanırım Hürriyet ede sabotaj ihtimali diye verdik DOĞU PERİNÇEK in Basın açıklamasını koydular Doğu Perinçek bu açıklamasında …..
S : Diyelim VELİ KÜÇÜK senden böyle bir talepte bulundu sen ne yapıyorsun
T.G. : Aydınlık a gidiyorum söylüyorum ADNAN AKFIRAT a DOĞU bey ordaysa DOĞU beyede orda söylüyorum ADNAN redakte eder zaten bu yazıları siyasi haberleri redakte eden ADNAN dır
S : Peki patlama nasıl gerçekleştirilmiş onu patlama nasıl gerçekleştirildi
T.G. : Valla Fabrikada ki patlamayı ÇEVİK BİR in üzerine yıktıkta ÇEVİK BİR in Albay düzeyinde bir adamının Lübnan da PKK lılarla Asala değil Taşnak ın aracılığıyla PKK lılarla masaya oturduğunu söyledik
S : Hayır hayır ben onu sormuyorum
T.G. : Sabotojı düşünüyorum sırayla da
S : Sizin cephenizde olay nasıl gerçekleştirildi onu soruyorum o patlama olayını
T.G. : Patlamayı bizim yaptığımız gibisinden diyorsunuz
S : Evet
T.G. : Ama orda sabotajı kimin yaptığını bilmiyorum VELİ Paşa bunları bana böyle söyledi ama bu konuyu ben araştırmadım araştıramadım Kırıkkalede uzak çoğrafi olarak birde o zaman bir gazetede de çalışmıyordum
S : Bizzat araştırman usulen aykırı olurdu
T.G. : Birde ben VELİ Paşaya muhalef olacak bir şeyi bilmem yani artık konula çözmüşüm araştırmam yani
S : Nasıl söylerse o şekilde gider
T.G. : Kendi kafamda çözerim o da benim iç dünyamda kalır
S : Bu şekil çözme şekli nasıl kendi kafanda
T.G. :Bence Kara Kuvvetlerindeki grubuyla beraber çünkü VELİ Paşa Genel Kurmay İstihbaratında güçlüdür Genel Kurmay İstihbaratında Güçlüdür ikinci olarak Kara Kuvvetlerinde güçlüdür ama bana göre Kara Kuvvetlerindeki adam Jandarmadakiler yapamaz oraya çünkü yeride yok makine Kimya ya olsa Makine Kimya dan Dört buçuk Milyon dolar alacağı var VELİ Paşanın ……. Amerikalı ortağından alamadılar bu gelen müdürden uyuzlar zaten o patlamadan sonra uyuz bir genel müdür getirdiler zaten genel müdür şey bir adam emekli Tüm General
S : Diğer gruplar uyandımı işe
T.G. : Diğer gruplar derken
S : TSK içinde
T.G. : TSK içinde bir grup uyandı tabi onun için zaten dört buçuk milyon doları alamadılar resmi şey çıktı ya mahkeme kararıyla kazandılar dört buçuk milyon doları Amerikalı ……. bir ortağı yani alması gerekiyor gider Avrupa Birliğine Avrupa Birliği Mahkemesinde de kazanır alır normalde gitmek istemiyorlar hani VELİ Paşaya diyecekler iki gün sonra ¢l¢n senin adamın böyle böyle gitti falan diye Avrupa Birliği Mahkemesine gitmiyorlar yoksa gitseler alacaklar parayı benim görüşüm Kara Kuvvetlerinin İstihbaratındaki adamlar bunu yapabilir birde Özel Kuvvetlerde çok küçük grubu var VELİ Paşanın ama çok büyük statüde değil niye ENGİN ALAN la arası açık şimdi arası nasıl bilmiyorum ama niye ENGİN ALAN la arası açık Engin ALAN ı sevmezdi birincisi Engin ALAN la ilgili haberler ürettik takip ediyorsanız çok acayip acayip haberler üretirdik
S : Evet şimdi anlatımında şeyi kullandın işte bu Kuzey Irak a silah gidişi o Fabrikanın patlama olayı yani VELİ KÜÇÜK tarafından bir takım şeylerin EŞREF BİTLİS tarafından farkına varılması ondan sonra EŞREF BİTLİS in öldürülme olayı var bu konuyu bize detaylı bir biçimde anlat
T.G. : Bakın şimdi EŞREF BİTLİS Paşa ilk öldüğü haberi yayıldığında gazetelerde ilk haber geldiğinde Veli Paşa ilk önce dosyaları almamızı söyledi pardon önce VELİ Paşa alacağını söyledi DOĞU PERİNÇEK ede bu konu üzerinde çalışmasını söyledi
S : Hangi konuda
T.G. : Bu EŞREF BİTLİS Paşa dosyası daha düştü çalışmalar yapılıyor bu konu üzerinde içerde ve dışarda çalışılırken EŞREF BİTLİS in uçağında buzlanma olduğunu DOĞAN GÜREŞ paşa açıklamıştı o raporların hepsi bende olması lazım burda buldunuz mu bilmiyorum. EŞREF BİTLİS Paşanın şeyi olduğunda DOĞAN GÜREŞ açıklama yapmıştı buzlanma oldu diye ben bir hafta on gün sonra sorduğumda VELİ Paşa dediki buzlanma oldu dedi onun altında bir şey aramaya gerek yok ki Genel Komutandan daha kim iyi bilir dedi DOĞAN GÜREŞ için aslında DOĞAN GÜREŞ i normalde sevmezdi bunlar HASAN KUNDAKÇI paşayıda sevmezlerdi kullanalım gözüyle bakarlardı HASAN KUNDAKÇI paşayada öyle olunca bu olay böyle bir örtbas oldu bir müddet böyle gazete haberleriyle çıktı yani hiçbir şey yok, kopukluk vardı. Hiçbir haber gelmiyordu haber olarakta VELİ Paşa daha sonra beni çağırdığında ilk önce haberleri sızdıralım dedi yazıları bu şeyleri TANSU ÇİLLER Çetesine giydiriyorduk o zamanlar bir ÇİLLER Çetesi teorisi vardı
S : DOĞU PERİNÇEK in
T.G. : Ha onuda biz çizdik verdik kitap yazdık zaten MEHMET URHAN’ın Fotoğrafı vardı falan benim arşivimde olması lazım. O kitabıda beraber hazırladık bu şeyler olurken kitap hazırlanırken ÇİLLERİN örgütünden sonra ADNAN AKFIRATIN kitabı çıktı EŞREF BİTLİS Paşa nın kitabı hazırlanmaya başladı ondan önce ben ELİZABET ŞELGIRT aleyhine Akşam Gazetelerinde yayın yapıyordum yaptım
S : Niye
T.G. : HADEP li il başkanları vardı ya o zamanları yani HADEP değilde DEP tir belki o zaman DEP ti çünkü DEP li milletvekilide Amerikaya gitmişti biliyorsunuz Cumhuriyetçi Senatoyla görüşmüştü ben akşam gazetede yayınlamıştım o zaman Cumhuriyetçi Senatoyla görüşmesini falan sağlayan o ELİZABET ŞALGIN dı bu kadın TANSU ÇİLLER inde Ekonomi hocasıydı şimdi de Azarbeycan da konsolos kendisi Amerikan konsolosu bunun üzerine bu kadına saldıdırıyorduk sonra PENİKTO nun fotoğraflarını verdi bize bu Fotoğrafların
S : Kim verdi
T.G. : VELİ PAŞA verdi Adana Aemerikan konsolosluğunda ikinci konsolos kadından sonra adam o o da Amerikalı Subayların kamplardaki fotoğrafları yayınladık bizden sonra kim yayınladı Zaman Gazetesi yayınladı o fotoğrafları arka sayfalarda bir yerlerde yayınladılar biz birinci sayfalarda yayınladık ondan sonra bu kadını Aydınlık Gazetesinde ELİZABET ŞALGIRT Parmağı Cinayette ELİZABET ŞALGIRT Amerika konsolosu diye yayınladık
S : Amaç neydi burda
T.G. : VELİ Paşa söyledi bende ADNAN AKFIRAT a
S : Nasıl söyledi onu tam açarmısın acele bir kitap basılmasından da bahsediyordu
T.G. : Şimdi kitap hazırlamadan önce bunu yayınlayın dedi biz iki üç hafta bu kadının üzerine verdiği birkaç meteryal vardı yani bilgiler onları yayınladık onları pek hatırlıyamıyorum ama bunaları üç hafta her sayıda Aydınlıkta bu kadını yayınladık kapaktan içerden falan kamuoyu oluştu bu kadın hakkında Genel Kurmay Başkanlığı tahkikat başlattığını söyledi iyi hatırlıyorum kitap yazın dedi bunun üzerine Kitabın taslağını hazırladığımızda biz jandarma kendisi Genel Komutana vermek kaydıyla resmi işlem başladı burda olan kitap çıkışları varya basılmadan önce biz kendisine verdik bütün belge materyal orda var En ince EŞREF BİTLİS hakkın çalışması ordadır bunun üzerine Ankara kadının geri çekilmesini istedi Amerika dan ve CEM ERSEVER in burda kullanıldığını iki tane askerin orda ifadeleri olacak orijinal ifadeleridir CEM ERSEVER e benzer birisinin geldiğini söylüyor askerler Halekoptere CEM ERSEVER in şeyi koyabileceğini bombayı kayabiliceğini koyduğunu daha doğrusu biz ima ediyoruz burda ondan sonra kadını çekiyor Amerika
S : Yavaş yavaş şimdi bu kadın hakkında haber yapılmasını kim istiyor
T.G. : EŞREF BİTLİS Paşayı bu kadın öldürdü diyemi
S : Evet
T.G. : Bütün bilgileri VELİ PAŞA veriyor bize
S : Niye istiyor o zamanki durumu nasıl
T.G. : Çağırıyor veriyor bak bir şey öğrendik diyor bu Amerika lılar şey yapmış bizim EŞREF BİTLİS Paşa rahmetliyide diyor bunlar öldürmüş kaç yıldır zaten ben bunun üzerinde duruyorum o zamanda buzlanma demiştim diyor böyle klasör zaten klasörü çıkardı verdi dediki bak dedi böyle DOĞU ylada konuşun
S : Ama önce kendiside buzlanma olduğunu kabul etmişti
T.G. : Tabi söylemişti ilk hemde söyleyenlerden
S : Bu bir manüplemidir
T.G. : Bilmiyorum ama senin bana sorduğunu ben ona katiyetle soramam Bunun üzerine bütün bilgileri verdi bu kadının üzerine gidilmesi gerektiğini biz bu kadının üzerine gidersek Genel Kurmay Başkanının soruşturma açacağını söyledi bunun üzerine kitabı yazmadan önce DOĞU PERİNÇEK dedi ki bak bunlar bizi tekzip etmesinler zor durumda kalmayalım para cezasına gitmeyelim dedi böyle yani Amerika ile ilişkiler bazında şey olmasın uluslar arası arenada dedi bunun üzerine komutandan bunun mahkeme açılacağını falan kadının gönderileceğini söyledi
S : Önceden belliydi
T.G. : Belliydi, Kitabı yazmadan ADNAN AKFIRAT adını koymadan önce
S : O zaman manüple
T.G. : Ve ama belgeler çok ilginç oldu okuduğunuzda bilmiyorum ama bütün taşlar dört dörtlük oturuyordu iyi bir organizasyon olarak yani bunu böyle bilmesek
S : Peki niye CEM ERSEVER üzerine yazdınız
T.G. : VELİ Paşa zaten CEM ERSEVER i sevmiyordu ki CEM ERSEVER hata yapmıştı Cem ERSEVER ölmesinden dolayı adam vicdanen rahatsız değilki böyle bir şey yok tabi ki domino taşında öyle olması gerekiyordu CEM ERSEVER EŞREF BİTLİS Paşanın en has adamıydı kapıyı vurmadan giriyordu Cem Ersever in üzerine değilde ordaki sıradan bir astsubayın üzerine yazılamazki bir albayın üzerine yazılamazdı
S : Bu ifadeler nasıl ayarlandı
T.G. : İfadeler bize kendisi resmi ifadeler
S : Nasıl yani askerlerin ifadeleri
T.G. : Askeri savcılık ifadeleri savcı almış zaten
S : Tamam da bunların çıkıp ifade vermesini nasıl ayarlamışlar
T.G. : Çocuklar görmüş demek ki yada gördüm dediler
S : Samimi arkadaşının üzerine bomba koyarlarmı yani demek istediğim sana göre o bombayı CEM ERSEVER mi koydu oraya
T.G. : Yok canım öyle bir şey
S : Nasıl ayarlandı bu ifadeler
T.G. : Şimdi sorduğunuz çok farklı bir şey benim yani o savcının yada o askeri birliğin yanında olmam lazım yada VELİ KÜÇÜK ün bana açıklaması lazım bana diyor ki bu dosya bak ifadelerde böyle CEM aslında yapıyormuş şu buymuş diyor
S : Yani siz manüple yapılmasında kullandınız siz
T.G. : Tabiki
S : Peki o haberleri yayınlamanızın şeye ne faydası var VELİ KÜÇÜK e veya bir başkasına
T.G. : Birincisi CEM ERSEVER konusunda birgün General VELİ KÜÇÜK suçlanacak tahkikat açılacak JİTEM konusunda ama bugün ama yarın VELİ KÜÇÜK çünkü sıkışır bu JİTEM konusunda JİTEM in çünkü VELİ KÜÇÜK onaysız hiçbir kimse bir şey yapamaz en fazla birisi karı düzer o da eskiden burda Bayrampaşa Komutanı vardı İhsan BAZ, burda biliyorsun cezaeviden getiriyor mahkemeye karıları otellerden topluyorlardı VELİ Paşa onu bile temizledi tahkikat açıldığı hakkında yani JİTEM in en ufak işine kadar temizlerdi ve bir binbaşı bir mahkum kadınları düzüyorsa onların hepsini temizlerdi yani böyle haberide vardır yani düzdüklerinden de haberi vardır adamlar düzer haberide olur yani onlara telefonda ş¢r¢fs¢z yapmayın böyle falan fistan der fakat yüzde yüz haberi olur ve temizler dosyalarını bunların birgün başına dert açacağını biliyor ama CEM ERSEVER konusu EŞREF BİTLİS konusu VELİ PAŞA nın çok başını ağrıtır ilerde ama şimdi ağrıtmaz niye biliyormusunuz bir ELİZABET ŞALGIRT yapmış iki ELİZABET ŞALGIRT Uluslarası anlaşmalar neticesinde Amerika ya geri gönderilmiş üç çok önemli Pilot ÜMİT SEZGİNLER Plotun Sezginler soyadı kız kardeşi bilmem 30 milyarmı 40 milyar Türkiye Cumhuriyeti Askeriyesinden para aldı 4 EŞREF BİTLİS Paşanın oğlu Devletten para aldı kitabın sayesinde
S : Mahkemeye gerek yok artık
T.G. : Mahkeme bitti mahkeme kapattı dosyayı zaten
S : ……..
T.G. : Kendi kendine değil işte kitabı alıyorlar mahkemeye diyorlarki işte gazeteci böyle açıklamış elindeki dosyada öyle ee kadında sınırdışı olmuş bu da böyle olmuş mahkeme tak tak tak para ödedi kabul etti kim Günah Keçisi burda ELİZABET ŞALGIRT falan fistan o önemli değil ne olmuş sonunda kadınla EŞREF BİTLİS Paşanın oğluna tazminat ödenmiş bu saatten sonra ne olmuştur dosya kapanmıştır Yani siz kapatmış aynı çekilde o dosyamı açma olasılığınız varmı yok aynen böyle düüşünün bir daha açamazlar suç olmuş kadın uluslarası aranada sınır dışı olmuş gitmiş
S : ……. VELİ KÜÇÜK jitem cilerin dosyalarını kapatıyordu şeklinde şimdi CEM ERSEVER in öldürülmesi olayıda bu şekil bir dosya kapatma
T.G. : Kapatıldı hiçbir soruşturma falan şey olmadı
S : CEM ERSEVER öldürülmeside onunla alakalı dosyaların kapanması çeklindemi düşünüyorsunuz
T.G. : Tabi VELİ KÜÇÜK ün çünkü VELİ KÜÇÜK ün dördüncü bölge komutanı CEM ERSEVERDİ bütün Güneydoğudaki her şeyi o bilirdi yani siz beni burdan gönderiyorsunuz o bilirdi efendim silah gönderirsiniz o bilir ben gitmeden önce bir evrak gidiyordu ben gittiğimde herkes benle çok yakından ilgileniyordu
S : EŞREF BİTLİS in ölmesi yada öldürülme tabirinde
T.G. : Benim tabirim hiçbir zaman öldürülmesi değil bir tahmin ben çözdüğüm şekilleri anlatıyorum
S : ………
T.G. : Ben diyorum ki bakın biz baş başa kaldık arkadaşız değilmi atıyorum şimdi diyorumki benim litaratürümde Ben Kaç Yıldırda Bu Örgüt Içinde Çalışıyorum Ve Örgütüde Çözmeye Çalışıyorum
S : Bu olaylarda ……
T.G. : EŞREF BİTLİS Paşayı VELİ Paşa öldürttürmüştür CEM ERSEVER i öldürttürmüştür
S : Kitabın yayınlanması için VELİ Paşa israr etmiş
T.G. : Üç haftada yayınladık kitabı bilmiyorum kitap hiç yazdınızmı çok zordur çok sıkı bir şeydir öldük o kitabı yayınladık
S : Bu JİTEM ci gazetecilerden bahsettin bir dosya hazırlamışsın onlarla ilgili olarak kim bu Jitem ci ve Mit çi gazeteciler şöyle sıra ile anlat
T.G. : Orda çok ….vardır işte kim bu gazetede Jitem e çalışıyor kim MİT e çalışıyor meselesi değil bakın ordaki gazetejiler MİT gazetecileridir JİTEM yoktur beni MEHMET EYMÜR bundan üç ay önce iki ay önce yazdı hatırladınızmı internette iki kez yazdı çıkış aldı prıntırdan ya dedim Paşa senin arkadaşın diyorsun yine beni yazıyor yani beni yazması demek Jitem Gazeteci niye …… ş¢r¢fs¢z kaç defa telefon açtım kız kardeşine MEHMET EYMÜR ün nerde bu dedim falan konuşacağım falan dedi konuşmuşlar konuştuktan sonra yav ben sana ve ona da değilde Genel Kurmay bana kafayı taktı karargah bende dikleneceğim kimse yok böyle yazdım dedim demiş Dediğini VELİ PAŞA söyledi bundan sonra yazmıyacak internetten de o JİTEM Gazetecileri yazısını çıkartacak dedi çıkarttı
S : MEHMET EYMÜR ün söylediği sence hangi mantıktı o
T.G. : MEHMET EYMÜR yalan söylüyor aslında Mehmet Eymür uyarı verdi bak seni bertaraf ederim demek istedi
S : Cumhurbaşkanıyla ilgili çalışmalarınız olmuş dosyalarınız var geçmiş dönemlerdeki Cumhurbaşkanları ve Cumhurbaşkanları adayları ile ilgili o çalışmalar ne şekilde size geldi
T.G. : Ney Cumhurbaşkanı ile ilgili AHMET NEJDET SEZER le ilgili
S : Daha o seçilmeden önce adaylar üzerinde bir çalışma yapmışsınız
T.G. : Onlar gazete küpürleriydi ÜMİT OĞUZTAN ında katkısı oldu yani biz ne yaparız ne olur burda neyimiz olur diye ama bu Cumhurbaşkanından hepimiz çok memnunuz yani VELİ PAŞA çok memnun HASAN FEHMİ GÜNEŞ biliyorsunuz adamımız birde o İzmir Valisi var o da Veli Paşanın çok yakından adamı bundan çok çok memnunlar VELİ PAŞA buna bazen diyorki duvar gibi bir adam arkasının ne olduğu anlaşılmıyor
S : İzmir Valisi derken kimi kastediyor
T.G. : Şimdi Cumhurbaşkanının sözcüsü şimdi
S : Eski Kocaeli valisi
T.G. : Veli Paşanın en iyi adamıdır HASAN FEHMİ GÜNEŞ te zaten eskiden beri tanışırlarmış bunlar AHMET NEJDET SEZER le
S : Oniki Eylül döneminde CHP döneminde İçişleri bakanı
T.G. : Evet
S : Şunu yazmaktaki amacın neydi
T.G. : Bakabilirmiyim Ha o benim el yazım
S : Nedir bu
T.G. : Ha bu tarafı benim değil müsüvette bir kağıt Aydınlıkta toplantıda görüşmemde A-1 dediğim önemlidir A-1 Rusya Parlementosundaki Ermeni tasarısını Jirunosku getirtkti K redettirdi K Reddettirdi kimdi ha Komutan Redettirilmesini istedi K redettirdi diye yazdım DOĞU PERİNÇEK Avrasya Panaline gelenleri telefonla faxla arayıp iletti bu nedir Doğu Perinçek burda Avrasya Toplantısı yaptı hatırladınızmı Avrasya Rusyadan da Jirinoskinin adamları şunlar bunlar gelmişti Ermeni tasarısı konusunda işte bu anlattığım konuda Doğu Perinçek hepsini aradı telefonla faxla da Ermeni tasarısını Jirinoskinin geri çekmesini istedi ve geri çekildi bunun için Komutanın emrini söyledi
S : D P DOĞU PERİNÇEK mi
T.G. : DOĞU PERİNÇEK D P nin DoğuPerinçek in hazırladığı Eremeni dosyası yayınlanacak ha Doğu Perinçek bir tane Ermeni dosyası hazırladı ama yayınlanmadı Gazeteler istedi derken kuruyoruz gazeteleri isteyin diye bunlar gazetelere dağıtıldı ama yayınlanmadı yukardan birisinin konuşması gerekiyor yani mesela Sabah Gazetesinden bizim Dinç Bilgin Önay Bilgin adamımızdır sahipleri onlarla konuşulacak yayınlansın işte Milliyette bir başkası Hürriyette bir başkası bu ama hala dosyalar Cumhuriyette mesela İLHAN SELÇUK ta dosyalar yayınlanmadı bu Türkiye nin lehine nedir KGB nin KGB gözüyle Ermeni dosyası Türkiye nin lehine bir şey ama bu ERTUĞRUL KÜRKÇÜ Avrupa Birliğinden bir Milyon Dolara yakın para almış Bağımsız İletişim Ajansı kurdu Avrupa Birliği Kurulduktan sonra burdaki sol örgütler falan kültür evleri kuruyorsunuz yani siz diyorsunuz ki adına ….Kültür evi
S : ……..
T.G. : Şey ya Ertuğrul KÜRKÇÜ şimdi ÖDP li eski Koministler TKPC ciler bir bağımsız iletişim Ajansı hakkında mesela Kürt Kav kuruyorsunuz Avrupa Birliği size para veriyor 1 Milyon dolar falan para almış onlar mesela bu sokak çocukları varya derneği onlarada Avrupa birliği para veriyor gidiyorsunuz para alıyorsunuz tabi ama öyle şak diye vermiyor yani örgüt olması kaydıyla. Sol teori dergisi varmış şimdi aldım zaten teori dergisini vermişti yani hangi sol teori bilmiyorum bunu Türk Subaylarına kendi içimizde biz …… µ¢nt¢y¢ göre bunu Türk subaylarına Teoriyi kendimiz kitap gibi bilgi notu gibi çıkış yapıp bunu ders notu olarak öneriyorlar şey olarak
S : µ¢nt¢ olarak görüyorsunuz
T.G. : Ben öyle görmüyorum ben sizin çok daha iyi anlıyabilmeniz için bu kelimeyi kullanıyorum litaratörde, DGM nin DOĞU hakkında bir evrağı var iş yerinde benim masanın üstündeydi görmüşsünüzdür hakkında DOĞU PERİNÇEK e diyorki işte bir sayısında MESUT YILMAZ a bir haber yapmış DGM ona kağıt göndermiş o sayıyla beraber gelin ifade verin diye Devlet Güvenlik Mahkemesiyle işte bizden birisin konuşması DGM dede bizim bir hakimimiz vardı neydi ya ENGİN BALTACI mıydı BALTACI soyadı BALTACI olacak yanlış söylemiyeyim bir tane vardı HÜSEYİN POYRAZOĞLU ydu Baş Savcı Kartal Cezaevinde şimdi, VELİ Paşa nın adamı geçen dönemde de yani bundan önceki dönemde de ENGİN BALTACI diye vardı
S : VELİ PAŞA nın adamımıydı
T.G. : Hı Türkiye Cumhuriyetinin 75 yılı diye bir proğram oldu biliyorsunuz
S : Adamı derken nasıl adamı yani
T.G. : Ya telefon açıyor MESUT YILMAZ konusunda şunu yap yani normal dosya takipleri ile ilgili her konuda yani ama şimdi orda değil 30 Ağustosta oda gitti bu tanıtma fonu var biliyorsunuz ayrıca Türkiyeyi tanıtma fonu var ayrıca burdan şeyde para alıyor MEHMET ALİ ZEYBEK 75 yılında bu tanıtma fonundan DOĞU PERİNÇEK diyorki ben 1 Milyon dolar kadar para istiyeceğim diyor bunu bir kere bunlar istediler ama kaç para istediler 300 milyarmı 400 milyarmı DEVLET BAHÇELI Okeylememiş VELİ PAŞA Devlet BAHÇELİ den randevu aldı FERİT İLSEVER e FERİT İLSEVER gitti. Türkiyenin 75 yılı kurtuluşunda 200 Milyar 300 Milyarmı iyi bir para aldılar yani böyle bir para aldılar şimdi de diyorki Televizyon kurduya Ulusal TV Avrupadan 500 milyarını getirdi ama diyorki 1 Milyon Dolar daha lazım bunu Türkiye yi tanıtma fonundan alayım bunun için girişim yapalım onlar şimdi dilekçe hazırlıyorlar bizde tanıtma fonuna göndereceğiz. Askeri uçaklar düşüyor bu günlerde biliyorsunuz bu 4 uçak düştü ya dedik bunlar niye düşüyor bizde merak ediyoruz yazalım mı ne yapalım diyorlar bende dedim soracağım
S : Bu kararları hangi ortamda aldınız
T.G. : ADNAN AKFIRAT la DOĞU abinin ofisinde aldık. DOĞU PERİNÇEK e suikast için SEDAT PEKER kullanılacakmış bu yakınlarda yani GAFFAR OKAN ın öldükten sonraki görüşmemizdir bu bizim TURGUT YILMAZ la da bunlar SEDAT PEKER beraber olmuşlar artık diyorki ya bu SEDAT PEKER sizin adamınız normalde yani bize gözdağımı veriyorsunuz bize böyle bize bir bilgi geldi diyor bende VELİ Paşaya bunu ilettim
S : VELİ Paşa ne dedi sen bunu deyince
T.G. : SEDAT PEKER konusundamı
S : Hı hı
T.G. : Ben dedi kendisiyle konuşurum dedi olmaz öyle şey dedi
S : Bunların hepsini Paşaya ilettin mi yani
T.G. : Tabi hepsini ettim ihmal etmem ben genelde el yazılarımı ihmal ederim bunlar kendi el yazımdır
S : Başka Suikastlar konusu geçtimi kime suikast planlandığı konusu şu anda ileriye yönelik suikast planlanan kişiler varmı topun ağzında değişik ifadeyle olan kişiler varmı yakın planda
T.G. : Bir şu oldu VELİ Paşanın bana söylediği bu SEDAT PEKER son maddesi olarak dediği şu bu dönem kendisini korusun biz kendisine güvenlik sağlıyamayız şimdi çok üst düzeyde
S : Kim korusun kendisini
T.G. : DOĞU PERİNÇEK için VELİ PAŞA Türkiye kausa gidiyor ve bazı böyle suikastler olacak kendisine SEDAT PEKER i söyleyince SEDAT tan bir şey olmaz ama soldan bir yerden bir şey olur arabasına falan dikkat etsin dedi bende bunun üzerine DOĞU PERİNÇEK in kullanmış olduğu arabası şimdi 7 aydır 3 Milyara aldı KENAN EVREN in 12 Eylülde GENERALKEN kullandığı çelik zırhlı şavroledir
S : Onu bize açarmısın not kendisine nasıl geçti DOĞU PERİNÇEK O anda
T.G. : Onu VELİ Paşayla önce ….. yani onlar organize ettiler ama 3 Milyara aldıklarını biliyorum camları her yeri çeliktir o arabanın herşeyi çelik Kenan Evren in 12 Eylülde Orgeneralken kullandığı araba zaten İşçi Partisinin yol kenarında duruyor sabah akşam onla gidip geliyor
S : Peki niye böyle suikast yapılacak haberi gelmiş olabilir senin şahsi düşüncen
T.G. : Şeyemi DOĞU yamı niye biliyormusunuz biz DOĞU PERİNÇEK Televizyonu biraz biraz ilerletiyor VELİ PAŞA bugünlerde Doğu Perinçek le arasında geldi gitti oluyor yani biz diyoruzki bizde emekli Albaylar var. …..onları birçok iş yerine koymuşuz bazısınıda diyoruzki böyle benim gibi enformasyonla ilgilenenleride televizyona koyalım siz bize bu televizyonu siz bize tamamen verin diyoruz o da bu televizyonu tamamen vermek istemiyor DOĞU PERİNÇEK bunu VELİ PAŞA hakikatende şu vardır SEDAT PEKER bunları tehdit etmiştir bir adamı aracılığıyla bu doğrudur yani DOĞU yalan söylemiyordur
S : Peki dinle VELİ KÜÇÜK DOĞU PERİNÇEK i gözden çıkarmış olabilirmi
T.G. : Hayır olmaz
S : Uyarı olabilirmi
T.G. : Uyarı olabilir gözden çıkartmaz katiyyen çıkartmaz
S : Başka Suikastler Doğu Perinçek ifadesiyle
T.G. : İşte genel anlamda söyledi ülkede suikastler olacağını bir şeyler olacağını sabotajlar dikkat edilmesini
S : İsim bazımda
T.G. : DOĞU ya iletmem için orda isim söylemedi
S : Evet tamam yerine gönderelim sonra konuşuruz…

("Strateji Dergisinin koleksiyonunda bulunan haberlerin T. Güney tarafindan "sorgulamada", "doğru istihbarat" olarak naklinden ibaret "mülakat"in Son'u...)

Hiç yorum yok: